şu an için başbakan. başbakanlık seçiminde kazanacağını hiç sanmıyorum bilal geçse daha çok oy alır. zaten akp Kürtçü bir parti ve ümmetçi arapci yani anti milliyetçi ve türkçü parti. osmanlı imparatorluğunu canlandırmaya çalışıyorlar.
not: seçimi kazanmak bakış açısına göre değişkenlik gösterebilir. bazılarına göre seçimi kazanmak, en büyük parti olmak anlamına gelebilir. bazılarına göre ise eldeki tek partili iktidarı devam ettirememek seçimi kazanmak anlamına gelmez.
seçim sonuçları açıklandıktan sonra büyük ihtimalle erdoğan ile telefon görüşmesi yaptı. balkona çıktığında ise, hiç bir mitingte olmadığı kadar coşkuluydu. oyle ki, söze başladığı cümleyi söyleyişi tam komediydi. erdoğan ona , senin hitabet yeteneğinin kısıtlı oluşu partiyi bu duruma getirdi gibi bir eleştiri getirmiş olmalı ki, balkon konuşmasında düzeltmek için çok çaba sarf etti. Bundan sonra da edeceğini düşünmekteyiz.
Kendisine gereksiz yere yüklenilen lider.Bu seçimi erdoğan kaybetmiştir, kazansada erdoğan kazanacaktı zaten.Seçim süreci boyunca 24 saat tv'den bangır bangır bağıran, açılış bahanesiyle o miting senin bu miting benim gezen Erdoğan, bu seçimi ve başkanlık hayallerini kaybetti.Boşu boşuna davutoğluna yüklenmenin, yada kızmanın bir alemi yok.
işin komik tarafı ekşi sözlük malları dahil sol kesimin çoğu adamın istifa etme kararını bile eleştirmiş.
lan götverenler "davutoğlu istifa etmeli iktidar olamadı" diye mal mal konuşuyordunuz.
ee adam istifa etti. daha neyi konuşuyorsunuz?
sen önce siktir git kılıçdaroğlu'na lider demekten vazgeç.
sen asıl git her seçimi kaybeden kılıçdaroğlu'nu eleştir.
adamı hala başarılı diye göğe çıkarttınız.
istifa etmesi gereken ilk önce kılıçdaroğlu ve bahçeli'dir en son davutoğlu.
ki davutoğlu istifa edecektir ama ya diğerleri?
edit: yüksek ihtimalle dememin sebebi de acaba hem başbakanlıktan mı hem de akp genel başkanlığından mı olduğu pek açık değil. usulen olması da büyük ihtimal.
Kendisi gerçekten çok iyi ve bilgili biridir.Kitapları vardır hatta. fakat yinede erdoğan'ın adamıdır.Kariyer olarak erdoğan yanından geçemesede davutoğlunun nasıl olurda erdoğan yönetir bu adamı?
"Hegel, bir yerde, şöyle bir gözlemde bulunur: bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak."
--spoiler--
Davutoğlu olası koalisyon seçenekleri üzerine açıklamalarda bulunarak, "herkesle görüşülebilir, diğer partiler bizimle iş birliği yaparlarsa hepsine açığız." dedi. Türkiye'nin menfaatlerinin her şeyden önde geldiğinin altını çizen Davutoğlu, "Benim için şahsi olarak, partimizin menfaati şahsi menfaatlerden önce gelir. Ülkemizin menfaati partimizden de önce gelir. AK Parti'yle diğerleri arasındaki fark şu: Ülkemiz için ne gerekiyorsa onu yaparız." dedi. "KOALiSYONU BiZ YÜRÜTÜRÜZ" "Bahçeli ve HDP seçimlerin hemen ardından açıklamalar yaparak kapıları kapattı. CHP ise AK Parti harici kapattı. Her şeyden önce ülkenin menfaati önemlidir. Biz kapıları kapatan değil, ufuk açan bir partisiyiz. Partiler iktidar olmak için var. Altını çizmek istiyorum; HDP zafer sarhoşluğu içinde kapıları kapatıyor. Benim şahsi düşüncem vardır. Biz başarılıyız. Bütün teşkilatlara teşekkür de ettim. Bu kadar geniş cephe karşısında, 60 yıllık demokrasi tarihinin dördüncü yüzde 40 oy almışız, ülkenin kaderi de bizim elimizde. Şimdi koalisyonu da ancak ve ancak biz yürütürüz." "MUHALAFET KA
--spoiler--
türkiye cumhuriyeti'nin eğitim düzeyi en yüksek başbakanı olmasıyla tarihte anılacak eski başbakandır. (bkz: hocaların hocası davutoğlu)
görevi devraldığı recep tayyip erdoğan'dan zerre vesayet görmeyen başbakan, aldığı özgür kararlar la ülkenin ekonomik ve sosyal sorunlarını aşmasında bir mihenk taşı görevini üstlenmiştir.
özellikle paralel yapı ile görev sürecinde etkili mücadele etmiş ve büyük bir çoğunu devletten temizlemiştir.
lakin başarılı yöneticilik ve güçlü hitabet özelliği onu tekrar tek başına iktidara taşıyamamıştır.
son balkon konuşmasında bülent arınç ın duygusal bakışlarına maruz kalması, üstlendiği sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu anlatmaya yetmektedir.
