postalcıların gene leş kargası gibi davranmasına yol açmıştır.
şimdi ortada bir leş var. gebermiş gitmiş kimsenin umrunda değil bir kenara koyalım onu.
hatay tabibler odası başkanının ölüyü görmeden "kafasında kapsül izi vardı" demesi nedir?
ne olduğunu söyleyelim.
postal emmek.
leş didiklemek.
on iki yaşında on üç kurşunla öldürülen uğur kaymaz isimli günahsız çocuk için, gözleri de ismi gibi ahuya benzeyen, lakin küçücük yaşta paramparça bir ölüme mahkum edilen masum ceylan için kıllarını kıpırdatmayanların... bir ağız dolusu küfürden başka bir iz bırakmayan kişiler için ağıtlar yakması, yiğitlik destanları yazması ne kadar garip değil mi?
insan sormadan edemiyor kendine; yahu arkadaş, hükümeti karşına almışsın, gözünü karartmışsın. meydana inmişsin. eline biri geçecek olsa, o kininle boğup öldüreceksin. allah ına kitabına küfrettiğine göre, eline geçse derisini bile yüzebileceksin. buna rağmen vurulmadın. buna rağmen yaşından daha fazla sayıda mermiler saplanmadı vücuduna... ya da sarfettiğin küfürler miktarınca parçalara bölünmedin. annen, seni bu hale getirenleri bilemeden, ölümünün sebebini bir türlü anlayamadan, vücudunun parçalarını eteklerine toplamak zorunda da kalmadı. ya da annen, dayanılmaz bir merak ve kahırla, yıllar yılı evladının ölüsünü bekleyen, hatta evladının kemiklerini bekleyen cumartesi annelerinden de olmadı.
çıktın sokağa...
küfrettin...
allah kitap düz gittin...
gencecik insanların şehadetine, bok çuvalı yakıştırması yaptın.
ve bir damın üstünden aşağıya düştün.
tüm bunlar senin tercihindi...
yaşadığın şeyler, senin hikayendi...
sorgu sual benim işim ve haddim değil.
kabe'nin rabbi vardır!
zaten mesele bu değil...
mesele, ölü sevicilerin feveranı...
mesele, makyavelist ruhluların giydiği eğreti matem elbisesi...
mesele, toplumsal hafızanın kaypak sığlığı...
ama şu da var ki;
bu söylenenleri, bu yakılan ağıtları, dillendirilen destanları hayatla sınayanlar, kralın çıplak olduğunu fark ediyorlar. ve haklı çıkmak için çırpınan beyaz sıfatlılar, paradoksal bir şekilde tiksinti oluşturuyorlar.
herkes nasıl öldüğünün derdine düşmüş lakin ölümünden sonra ortaya polis tarafından çekilmiş görüntüleri saçıldı. eyleme katılmış ve o küfürleri etmiş. iyi de ey polis sen bu gibi durumlar için herkesin vukuatının olduğu bir videoyu elinde mi tutuyorsun? polis tıpkı birinin çıplak fotoğraflarını elinde tutan şantajcılar gibi hareket ediyor.
mesele ahmet atakan'ın ölmesi değildir öldükten sonra yayımlanan görüntüleridir. sol cenah bunun farkına varsa tüm ülkeyi ayaklandırır ama o zeka düzeyine sahip birileri sol cenahta yok.
fişleniyoruz ey halkım!!!
running man geldi aklıma. arnold idama mahkum olur ve running man adlı yarışa sokulur dışarıdan bir kadının yardım ettiği tespit edilir kadın da yarışa dahil edilir ama running man'e sadece idamlıklar katılabilir. kadının cezasının nedeni "okulda kopya çekti, anne babasına karşı" geldi gibi abudik gubudik sebeplerdir ve kadınla ilgili tüm fotoğraflar yayımlanır.
ahmet atakan kendi düştü, itildi ya da kapsülle vuruldu bunlar hakkaniyetli bir araştırmayla bulunur. peki bu videoları servis edenler?
ölüm herkese gelecektir muhakkak. ama rahmet dilediğim şu arkadaş acaba hayattayken, mısırda şehid olan esmanın arkasından twitter hesabında Acaba bakire mi gitti? diye yada B.k çuvalı gibi yere yığıldı diye taşşak geçtiğinde öleceğini biliyormuydu?
Yok yaa ben geri kafalıyım siz ilerisiniz ya.. siktir et.. hadi topluca övmeye devam!
(#21243385) demiş iri olarak şu tweet i bi 'qapaq' olarak görüyorum maalesef. ahmet atakan ın ölümüne üzülenlerin o videodan sonra düşüncesi çok değişti. hatta facebook da mısır lı esma için 'bok çuvalı gibi yığıldı' demiş. ne yazık ki esma ya dediği kendi başına geldi.
Allaha ve peygambere küfür etmiştir.100.000 insanın katili esede övgüler düzmüştür.Esmaya dediği kendi başına gelmiştir.Ölümüyle önce polis suçlanmıştır.Ajitasyon ustası solcular gerçekleri ters yüz etmeye çalışmıştır.Düştüğü görüntülerle ortaya çıkmuştır.Böyle birini polis öldürse gider o kahraman polisin ellerinden öperim.Esedi de tez vakitte uçan devrimcimizin yanına göndereceğiz inşallah.
1000 bin kişinin katili öcelan la'' demokratlaşma'' planı yapılırken easd'ı övemesi olağan olandır efendim. - alla allah diyen faşit polislere hadini bildiren görüş ifade etmiştir.
kardeşimizin ölümüne sevinenler pisliğin tekidir madem polisler allah allah nidalarıyla göstericileri kovalamasınlar kendilerinden nefret ettirmesinler de denilebilir!
cümledeki son söz çok güzel ''arap alevisi gençleri...'' yeri geldiğinde ötekileştirdiğini iddia ettiğiniz sünnilere demediğiniz kalmıyor. haklı olduğunuz yerde haklısınız deriz ama ilkesiz davranacaksanız -son 500 yıldır öylesiniz- orada durun.
bunu daha evveli söylesek üzerine yapılacak edebiyatın haddi hesabı olmazdı. allah'a küfretmiş, etmemiş... hesabını allah sorar. öldü gitti sonuçta. ''iyi ki geberdi''desek ne kazanacağız?
ben sadece sizleri bir zihniyete karşı uyarıyorum, başından beri bu toprakları ifsad etmek için fırsat kollayan ve yeri geldiğinde ise ''bu ülkenin insanları kardeştir'' edebiyatını hiç utanmadan yüz kızarmadan yapan takiyyeci müptezellere karşı uyarmak istiyorum.
şimdi şakşakçılığa devam edin. ahmet atakan'a ve ailesine allah'tan selamet diliyorum.
akrep ve şortland araçların olayın yaşandığı sokağa giriş anı geniş açıdan bir kameraya yansımış. görüntülerde herhangi bir ateşli silah kullanımına dair bulgu yok.
ben bir ateistim ve yobazlara öfkeliyim. ama yine de değerlerime ve sülaleme sövmüş olan bir yobazın ölümüne sevinecek kadar yüreksiz değilim.
ahmet atakan belli ki çok konuda çocukluk etmiş, desteklemeyeceğim söylem ve davranışlları var. ama ne olursa olsun, vicdanı olan insan, dindar olduğunu iddia eden insan böyle acımasızca çirkin şeyler söylemez ölenin ardından.