leylim leylim kitabındaki mektuplarını okuyunca şiirlerinin ötesini görerek daha çok sevdiğim şair.
velhasıl ki o mektuplar leyla erbil gibi bir kezbana yazılmış olsun.
terketmeyecek şiirlerin bizi güzel insan.
Öyle yıkma kendini
öyle mahsun öyle garip...
nerede olursan ol
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne
tükür yüzüne celladın
fırsatcının, fesatcının, hayinin...
dayan kitap ile
dayan iş ile
tırnak ile, diş ile
umut ile, sevda ile, düş ile.
dayan rüsva etme beni.
diyarbakir da ulu camii niin arka sokaginda muzesi olan sair...bi edebiyatcinin daha muzesi vardida unuttum bilen varsa yazarsa sevinirim
-gercekten sevinirim
Her şiirini yaşadığını farkettiğinde, parça tesirli bir hayat yaşadığını anlar insan, öyle az buz değil "hasretinden prangalar eskittiğin", şunları dediğin;
"öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip...
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne - üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
gör, nasıl yeniden yaratılırım,
namuslu, genç ellerinle.
kızlarım,
oğullarım var gelecekte,
herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
kaç bin yıllık hasretimin koncası,
gözlerinden,
gözlerinden öperim,
bir umudum sende,
anlıyor musun ?"
"Gözlerinin dokunduğu her mekân memleketim",
Gün gelir şunu söyletir sana;
"Seni, kaburganın altın parçası
Seni, dişlerimde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi"
"Ama akşam erken iniyor mahpushaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya..." dizeleri ile bence türk şiir tarihinin en sağlam dizeleri listesine üst sıralardan girecek şairdir.
Şiirleri ideoloji ile bulandırılmamıştır ama derin bir fikir de hissedilmektedir.
seni anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
seni anlatabilmek seni
namussuza, halden bilmeze,
kahpe yalana.
art arda kaç zemheri,
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
dışarda gürül gürül akan bir dünya
bir ben uyumadım
kaç leylim bahar
hasretinden prangalar eskittim.
saçlarına kan gülleri takayım
bir o yana
bir bu yana...
seni bağırabilsem seni
dipsiz kuyulara.
akan yıldıza.
bir kibrit çöpüne varana.
okyanusun en ıssız dalgasına
düşmüş bir kibrit çöpüne.
yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin
yitirmiş öpücükleri
payı yok, apansız inen akşamdan,
bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene
seni anlatabilsem seni...
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini...