sabahlar, akşamlar birken ey sevgili!
ey! senin yüzünden fikir kalmamış serde
he ustam halımız böyle, şimdi bir kalmışım
şimdi beynim özgürleşecekse
yari gözden çıkarma vakti gelmiştir.
Ahmed Arif'in şiiri bir bakıma Nazım Hikmet çizgisinde, daha doğrusu Nazım Hikmet'in de bulunduğu çizgide gelişmiştir. Ama iki şair arasında büyük ayrılıklar var. Nazım Hikmet, şehirlerin şairidir. Uygardır. Ahmed Arif ise dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları, asi dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. Daha deniz görmemiş çocuklara adanmıştır.
ruhum...
mısra çekiyorum, haberin olsun.
çarşılarin en küçük meyhanesi bu,
saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
derimizin altında o olüm namussuzu...
ve ahmedin işi ilk rasgidiyor.
ilktir dost elinin hançersizliği...
ağlıyor yeşil
tütünü bilir misin?
kız saçı demiş zeybekler,
su içmez her damardan,
yerini kolay beğenmez,
üşür
naz eder,
darılır
iki parmak arasında kıyılmış,
bir parçası var kalbimin
incecik, ak kağıtlara sarılır,
dar vakit yanar da verir kendini.
dostun susan dudağına..
ilyas salman kendisinin almanya'da yaşadığını iddia etmiştir. bu laflar bir deli saçması olabilir de olmayabilir de. öldü sanılan bir insan bunca sene herkesten habersiz yaşasa da insanların gözünde ölmüştür zaten.
--spoiler--
utanırım, utanırım fukaralıktan,
ele güne karşı çıplak.
üşür fidelerim, harmanım kesat,
kardeşliğin, beraberliğin, atom güllerinin katmer açtığı,
şairlerin ve bilginlerin dünyalarında kalmışım bir başıma,
bir başıma ve uzak biliyor musun ?
--spoiler--
öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip...
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne - üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.
kimse toz konduramaz
kesip attığımız tırnağa bile.
sen en güzel kızısın
bütün galaksilerin
bense tözüyüm artık
akkor tözüyüm
prometheus'u yakan
kara sevdanın.
ingilizce hazırlık bölümünde okurken ve
bu nedenle içiniz dışınız ingilizce olmuşken,
duvarınıza astığınız şiirini
"ken garip ken suskun ken paramparça"
şeklinde okurken kendinizi yakaladığınız şairdir.
hayatımda böyle güzel şiir yazıp bundan daha güzel okuyup şiirle hiç tanışıklığı olmyan birini bile şiire aşık edecek biri var mıdır?hiç sanmıyorum.çok büyük bir üstad çok.
''ve sen daha demincek,
yıllar da geçse demincek,
bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
yaran derine gitmiş,
fitil tutmaz, bilirim.
ama hesap dağlarladır,
umut, dağlarla....
...''