Ahlak ne biliyor musun? Lanet olası çeneni kapalı tutmak. Birinin ahlaksızlığını yüzüne vururken ve inim inim ahlaksız bunlar çığlıkları atarken ve yaftalarken ve sabırsızca suçlarken o lanet olası konumda sen de olabilirdin gerçeğini hatırlamak. Ya kendine de ahlaksız diyeceksin ya da susacaksın. Çünkü bir insanın suçu, ahlaksızlığı, tırnak içinde, herkesin suçu.
Ayak bağı. Ahlaki normlar dahilinde yapılan her eylem bir sonraki aşamada yarar değil zarar sağlar. sebebi de doğru ahlakla ilişkilendirilen her tutum detaya inildiğinde bir başka açıdan ahlaksızlık ortaya koyabilir.
aslında ister ahlak de, ister töre de, ister din de, ister hukuk de fark etmez. tüm bu kurallar toplumu daha iyi idare etmek için insanların icat ettiği şeylerdir. toplumu koca bir fabrikaya benzetirsek bu fabrikanın işlemesi için her şeyin belli bir düzen içinde çalışması lazımdır. işte insanı düzene koyup toplumu düzenli işleten de bu kurallar bütündür. o yüzden fazla ayırmaya gerek yoktur.
dinlerin saçma bir şekilde sahiplendiği, saplantılı fikirlerine uymayanların buna sahip olmadığını iddia ettikleri kavram. bir kere sormaz bu niye ahlaksızlık diye. dindarlarda kibir yaratır. bunun için çevresine saldırır.
Günümüzde en çok ihtiyacımız olan kavramlardan biri. Sadece din ile bağdaştırılması yanlıştır. Bir ateist de ahlâklı biri olabilir ki bu da gayet doğaldır. Din ise güzel ahlâkı tavsiye eder, ona yönlendirir. Normalde ahlâka önem vermeyecek insanları da sınırlandırma görevini yapar.
sürekli çelişkiye düşüren konu. kimleri dinden, kimileri kamusal kurallardan gelenin doğru olduğunu savunur. konuyla ilgili şöyle bir yazı var. http://www.akilucu.com/ahlaki-celiskiler/
bireysel varlıkların, bir arada bulunma ve yaşama güdüsünün alt disiplininde yatan' karşılıklı anlaşma' güdüsü yada ilkelerden biri olup bilinçsel gelişimci temelinde zannedildiği gibi herhangi bir insan ötesi, doğa üstü bir etki yoktur. insanın bir arada bulunma ve her türlü bireysel toplumsal etkileşimi insanlar arası davranışsal paylaşıma dayanır. bu paylaşımın sağlıklı oluşu, bir çeşit uzlaşısal alışverişe yönlendirir. ahlak tanımlaması altında sıralanan bir takım doktrinsel öğeler de bu insanların kendi aralarında, çağlardan günümüze oluşturup geliştirdiği, zamana, coğrafyaya ve toplum şartlarına göre değiştirip şekillendirdiği fikirsel pratiksel durumlardır.
herhangi bir zaman, toplum, coğrafya eğrisinde de ahlaki tutum ve davranışların nasıl olduğu yine insanlar tarafından gözlemlenebilir. tutumsal ketvurumlarda alt temelde insan üstü bir otorite aramak, hayal dünyasına yapılan yolcuklardan ve efsanelerden başka bir şey değildir. bazı eski toplumlarda hırsızlık olarak algılanan davranışsal yönelim, onure edilen bir cesaret gösterisi ve hüneri olarak görülürken bu durum genel günümüz dünyasında bir suç ve ayıplanacak yön taşır bünyesinde. bir zamanların cesaret gösterisi şimdilerde suçtur.
yadaeski zamanlardaki klanlar içi gerçekleştirilen aile -akraba evliliklerine benzer ilişkiler örneğin günümüz türkiye'sinde 'ayıp' ve sözel norm olarak 'yasak' iken, bazı 'batı' ülkelerinde aile içi evliliklerin özgür bilincin alacağı karar doğrultusunda verilmesi gereken bir karar olduğu yönünde yasal zemin hazırlanmakta yada bu girişimin kapısı aralanmaktadır.
ahlaki davranışlar diyince akla gelen ' iyi, neye göre, kime göre belirleniyor? ' sorusu aklıma geliyor. bence iyi; kişinin yada ortakyaşarlarının menfaatlerine, bireye ve topluma olan olumlu olumsuz yansımasına ve bu yansımanın pratikte taşıdığı anlama göre değişir. benim bir yabancı dil daha öğrenmem, daha rahat ve kalitesi yüksek bir iş olanağı yakalamamı sağlayacaksa o şey iyidir. bireysel, toplumsal standardımızı yükselten ve ortak yaşarlarımızın özgürlüğünü ve sınırlarını tehlilkeye atmayan bir durum söz konusu ise o şey hem bizim hem de sosyal ortakyaşarlarımız açısından iyidir.