ahlak sadece din ile insanlara öğretilebilir

    2.
  1. o halde neden dinin bu kadar onemli oldugu bir toplumda bu kadar ahlaksiz var diye sorularak curutulebilecek onerme.

    edit: entrinin teokratik acidan degil de bir defa da mantik acisindan okunmasini rica ediyorum.
    43 ...
  2. 74.
  3. katılmadığım önermedir.
    ahlak kavramının yalnız dinle -ilahi bir yasa ile- oluşturulabileceğini düşünmekle beraber, kişinin var olan bir ahlak kavramını benimsemesi için bir dinin zorunlu olduğunu düşünmüyorum.
    18 ...
  4. 3.
  5. din baskıyı öngörür. baskıyla öğretilmiş şeyler toplumu yozlaştırır.
    o sebepten size güle güle diyoruz ve ikinci kutuyu açıyoruz;
    (bkz: sevgi)
    11 ...
  6. 12.
  7. root of all evil isimli belgeselde bu konu ile ilgili çok hoş bir sahne vardır. hristiyanlığın sıkı bir savunucusu ile sohbet etmektedir richard dawkins. adam "din olmasaydı insanlara ahlakı öğretemezdik" der. şunu sorar dawkins "yani siz, din olmasa idi şimdi hırsızlık yapacağınızı, sokakta kadınlara tecavüz edeceğinizi mi söylüyorsunuz?"
    adam kilitlenir kalır.

    ahlak ve din ilişkisi yüzyıllardır felsefenin çalışma alanlarından birisidir. şu kadarını söyleyeyim, "ahlak ancak din ile öğretilebilir" ifadesi çok primitif kalmış bir iddia. o tartışmada çoook yol alındı.
    5 ...
  8. 10.
  9. ancak vicdan yoksunu insanlar, kendilerini yargılayacak bir tanrıya ihtiyaç duyarlar. bu sebepledir ki ahlak ve dini tek bir kavram gibi algılayarak, ateistlerin kendilerini dizginleyemeyecek kötülük budalası insanlar olduğunu düşünürler. oysa ki gerçek erdem, cehennem korkusuyla, tüccar zihniyetiyle yapılan iyilik değil, vicdan sahibi olmaktır.

    elleri kolları dinle bağlanmış insanların "adam öldürmüyor" olması erdem değildir kısacası. ki birgün ellerindeki ipler koptuğunda bu baskının sonucu karşısına çıkan ilk insanı öldürmesiyle ortaya çıkar. etki her zaman tepki üretir. bastırılmış toplumlar, suç oranı en yüksek toplumlardır. suudi arabistan buna çok güzel bir örnek.

    şimdi bazı din tüccarları, cennet budalaları çıkıp, onlar dini yanlış anlamış diyecek olmasın. ben burada dinden değil baskıdan bahsediyorum. ceza hukuklarından bahsediyorum.

    buna rağmen dünyada en yüksek fuhuş ve zina oranının arap ülkelerinde olmasından bahsediyorum.
    illa ki bir şeyi savunacaksanız bunu savunun. insanların iddia etmedikleri şeyleri üzerlerinde yıkıp, bunları çürüterek bir yere varamazsınız.

    islam dini ahmeti de bağlasa mehmeti de bağlasa, baskı herkesi bağlar. din de günümüz toplumları üzerinde yukarıda bahsettiğim nedenlerle bir baskı aracıdır. oysa ki gerçek eğitimli insan da pek ala vicdan muhasebesi yapabilir, kendini yargılaması için tanrılara muhtaç duruma düşmeyebilir.

    ama bu kimin işine gelmez söyleyeyim. uyuyan, kendini ve çevresini değerlendiremeyen, yargılayamayan, ahlak adı altında kendisine ezberletilmiş yüz yıllık çarpıklıklara karşı çıkamayan, emeğinin karşılığını isteyemecek eziklikte bir toplumdan çıkarı olanların işine gelmez.

    malesef o çok sevdiğiniz dininiz size değil bu insanlara fayda sağlar ancak.
    6 ...
  10. 27.
  11. Ahlak, bir canlı türünün topluluk halinde yaşamasıyla ortaya çıkabilecek bir olgudur. Topluluk halinde yaşayan canlılarda az ya da çok ahlak ilkesine rastlanır. Mesala, vampir yarasaların bazı türleri. Bu türde o gece avlanabilen canlı kanın bir kısmını sindirmez, sonradan besinin (kanın) bir kısmını avlanamayan diğer bireylere verir. Yapılan gözlemlerde kanı paylaşmayan bireylerin toplum içinden dışlandığı görülmüştür. Yarasaların bir dini var mıdır?

    insanlarda ahlak topluluk halinde yaşamayla başlamıştır, zamanın ve çevrenin etkilerine göre değişir. Yani, sabit bir ahlak anlayışı bile yok. 1500 yıl önce kölelik ahlak dışı sayılmıyordu, şimdi sayılıyor. insanların besine ihtiyaçları oldukları bir dönemde domuz günah sayıldı ama kölelik sayılmadı! 1500 yıl önce köleliği günah saymayan bir dinin ahlakı var, bir de şimdi köleliğin ahlaka aykırı olup olmadığını bile tartışmayan çok daha çağdaş bir toplumun ahlakı var. Bu bağlamda ahlakın kaynağı din asla değildir.

    Bir de "ahlak sadece din ile insanlara öğretilebilir" diyenlere sormak lazım: Eğer tanrıya inanmasaydınız, önünüze çıkanı öldürüp, mallarına el koyup, bir de tecavüz mü edecektiniz? Sizi durduran Allah korkusu mu?

    Dinle ancak insanlığın daha ileri bir ahlak anlayışına geçiş yapması engellenir veya yavaşlatılır.
    4 ...
  12. 8.
  13. rüşvet verdiğini açıklamaktan gurur duyan ve bunu ahlaksızlık olarak görmeyen ancak dini söylemlerle iktidar olan bir başbakana sahip ülkenin varlığıyla yerle bir olan önerme.

    edit: ayrıca bu ülkede din uleması olan boktan bir gazetenin tecavüzcü yazarı da mevcuttur.
    5 ...
  14. 17.
  15. ahlak kavramının insanın duyuncu (vicdanı) ve usu ile ilgili olduğunu anlamayacak derecede beyinsizler için geçerli bir önerme.
    4 ...
  16. 43.
  17. ahlak kavramı, toplumlara göre değişkenlik gösteren, insan yaşamını düzenleyici, toplumla uyum içinde bulunma ve merkezinde insan esası olan ögelerden oluşur. ahlak kavramı kültürel, sosyo ekonomik ve hatta coğrafi şartlara göre bile değişkenlikler gösterebilir. çünkü toplumların içinde bulundukları koşular neticesinde insan esası gereği bazen bazı ögelerin meşrulaştırılması ya da gayri meşru sayılması zorunlu hale gelebilir.
    ahlak insani bir vasıftır. bu sebeple ahlak kuralları insanların algılayış biçimleri çerçevesinde, ortak paydada birleşilerek oluşturulmuş genele şamil ögelerdir.
    ahlakın merkezinde insan ve insanilik bulunur dedik. işte din de tıpkı ahlak gibi insan yaşamını düzenleyici ve yaşanılır kılan bir ögedir. yani dinlerin temelinde de insan esası vardır. yani din ahlakı destekler. fakat dinle ahlak aynı şey değildir.
    bir kimse hem dindar hem de ahlaksız olabildiği gibi, öteki bir kimse de ahlaklı ama dinsiz bir insan olabilir.
    ayrıca dinsiz ahlak olmaz sözüne örnek olarak, sokakta sevişen insanları göstermek de oldukça saçma. çünkü ben katoliklikte sokak ortasında sevişmek şartının bulunmadığını biliyorum.
    ayrıca dinsiz ahlak olmaz demek semavi dinlerdeki insan tanımına da aykırı bir oksimoronu doğuruyor. çünkü semavi dinlerde insan kendisini idare edemiyecek kadar aciz bir varlık olarak değil, aksine akli melekelerini kullanabilen kendi kararlarını kendi alabilmeye muktedir olan, irade sahibi bir varlık olarak tanımlanıyor ve bu özelliği ile de meleklerden ayrılıyor. hatta insanın kimi zaman bu özelliği nedeni ile meleklerden daha üstün bir varlık olabileceği işaret ediliyor.
    4 ...
  18. 24.
© 2025 uludağ sözlük