"işte sen gülüyorsun
ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar
gözlerim dönüyor sevdadan, merkezden değil
tam beş milyon park oluyorum , mavzerler caba
defterime tartışmasız bir kuzu çiziyorum da"
"rabbim şimdi bir polisi tutuklar gibi
değişik bir hayvan tıkanıyor göğüslerimde
menşei cam çocukların haysiyetiyle
pasiflora anlamında tiren koşayım
koşayım filmlerin adı bu olsun
şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur
rabbim gör rabbim duy rabbim bağışla
rabbim kızın annesi bankada memur
sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
mason teşkilatlara çapsın bisiklet
titreyeyim muştalara sapayım kopkor
rabbim kız okula geliyor, yaşasın cumhuriyet"
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-senegalliler dahil değil
sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-yoksa seni rahatsız mı ettim?
sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-freud diye bir şey yoktur.
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
Üst üste sigaralar içtim, güzel kızlar geçti, biralar
Paris, günlerden 2 ramazan, bir Mehmet efe
Neden hiç durmadan saatlerine bakar bu ihtiyarlar
Aslan neden haramdır, ne diyor mutezile ?
Ezan okunurken teybin kapatılmasına bazen inandım
inandım bir insanın başka bir insanı doğurmasına
Sinema çıkışları ah süperleştirmesin seni
Kırılan kalbine kafi bir tatlı baretta.
Muaviyeyi yaratan allaha inandığıma da inandım
Duman oldu gençliğim lakin hazmettim bunu
Katil polis çölü kana buladığında
Azmettim, haktır atın asfalta vurduğu
Bazarov inancıyla çektim iskarpinleri kotun altına
Çok paslı filmler çektim dişlerim kamaşmadan
Allah varsa devlet şirktir, duyan çekilsin safına
-paris bu yaz çok sıcak öf-
Çekilmiyor başbakan
lira bana alper borç bugün verdi 700.
hemen iki paket malbora, biraz mızrak, biraz kuz.
bilhassa ecnebi reyonundan seçtim bunları sevgilim
fosforun pişirdiği çocuklarda bulunsun tuzumuz.
ah evet biliyorum demode lakırdılar bunlar
demode irrasyonalizm, antikapitalizm demode.
dünya kocaman bir köy, en iyi sigara malbora
araplar arkadan vururlar, meşru bir ülke israil.
eğer bir gemi dolusu hayvan
haksız yere böğürüyorsa
ölen her zaman suçludur ne yapabilir ki katil?
biliyorsun zalimin dediği olur ortadoğu’da
dur küfretme. zalimler de allah’a dahil!
yönetmen onur ünlü abimizin şiir dünyasındaki mahlasıdır.
okuyun okutturun, izleyin izlettirin, içinde bu adamın isminin geçtiği herşeyi.
(bkz: onur ünlü)
kireçburnu sahilinde şiirinin bir kısmını (devletin bekasının da Allah belasını versin malboranın da) yazdığım şair. gerçek adı onur ünlü dür. ah Muhsin ünlü yü mahlas olarak kullanır. tek şiir kitabı 'gidiyorum bu' dur. şiirlerinin çoğu anlaşılmazdır. ancak anladığınız kısmı zaten sizi çok etkiler.
''Resulullahla Benim Aramdaki Farklar'' şiiri ateistleri bile imana getirir. o derece etkileyici, o derece içten ve bir şeylerin değerini anlamamızı sağlayan şiir.
resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir'i görse 'es selamu aleyküm ya sıddık' derdi,
ben yolda ebu bekir'i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
resulullah azrail'i yolda görse tanırdı;
ben azrail'i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.
resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah'ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?
resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki 'kızım ha gayret!';
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki 'anneciğim ölmesen...'
ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki 'anneciğim seni ben...';
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz
resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.
ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının
anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf...
resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.
annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!
olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.
Muhsin ünlü olarak gizemli, harika ve alışılmadık bir şair; onur ünlü olarak iyi bir televizyoncudur. 90ları atlatıp bir türlü 2000lere geçememişler şiirleri ayrı bir severler.
şimdi buraya ''aga ben bu adamdan bi sik anlamıyorum'' yazıcam basıcaklar eksiyi. hiç alakasız kelimeler bir arada olunca gizemli ve vurucu mu olunuyor onu anlamıyorum. bu adamın güzelliği değişik olmasında mı? çok bilmem etmem ama bi kaç şiirini okudumum model'in pembe mezarlık şarkısından farkı yok amk. neyse yine de siz şiirden anlayan abiler ablalar daha iyi bilirsiniz.
aklıma bi kaç satır geldikçe geldikçe beynim yanıyor.
'' babacım sen neyin kafasını yaşıyosun? '' diye soracağım kendi ilkelliğimde boğulacakmış gibi hissediyorum. hayır bu soruyu sormaya yeltenirken bile kendimi posta gazetesinde şiirleri yayınlanmış 60 yaş üstü emekli amcalar gibi hissediyorum.
yetişkinler için bile olsa bir pedagojik eğitim sürecinden sonra okutulmalı. sivil halkın ulaşamayacağı yerlerde saklanmalıdır.
Ne dediğimi bilmemek istiyorum. Hakkımı aramamak istiyorum. Boş başıma dolaşmak istiyorum. Sosyalleşmek istememek gibi bir hak tanınmak istendiriliyorduğum. Sahipsizim. Sonra sokakta dolaşırken her şeyi rasyonalize etmek durumunda kalıyorum. Bazı kediler rasyonalize olmak istemiyorlar. Annem rasyonel ne demek, ağlamıyor. Kendimi bana bırakmak istiyorum..*
"gidiyorum bu" isimli bir kitabi vardir. baktiginiz da nasil yani ne alaka denilebilecek sozler yazabilir. ama zaten anlasilmak istense sair olmazdi ki. onemli olan anlamsiz cogu seyi bi araya getirip anlamli kilmaksa, Ah Muhsin Ünlü bunun canli ornegidir.
zaten kırılmış bir kızsın şimdi dövülmüş bir av
yanmış ırmaklar öneriyorsun toy bedenine
kavmin yanlış tufanlardan geçip duruyor
gözlerime baka baka ağlayıp aşk diyorsun.