Eninde sonunda bu bebek ölecek..Onu öldürmek gerçekten çok kolay..Peki bu çocuk sadece ölmek için mi doğdu? Bu çocuk yaşamak için elinden geleni yapıyor ve bedelini ödüyor. Fakat kazandığı tek şey.. Ölüm..Diğer taraftan başka insanları öldürmelerine rağmen yaşamaya devam eden insanlar var..Yaşamak için ne kadar çabalarsan çabala, zamanın geldiğinde ölürsün. Bunu zenginlik ve itibara sahip, mutlu bir hayat süren insanlarla kıyasla. Bu adaletsiz değil mi? Dünya aslında çok acımasız. Gerçi aynı zamanda bu yüzden güzel olduğunu da söyleyebilirsin. Eşit takas dediğin şey sadece zayıfların kendilerini avutmaları için bir bahane. Bir bedel ödemişlerse daha mutlu olmaları lazımdı. FMA
Fakat acı çeken dostun varsa, acısına dinlenme yeri ol,
sert bir yatak gibi ama, asker yatağı gibi:
onun en çok böyle yararsın işine.
Ve dostun biri sana kötülük ederse, şöyle de:
"Bana ettiğini sana bağışlıyorum;
ama kendine ettiğini, - onu nasıl bağışlarım !"
Böyle buyurur her büyük sevgi:
o bağışlamayı da, acımayı da alteder.
Kişi yüreğini sıkı tutmalı:
onu bir koyverdin mi,
kafanı da pek çabuk kaçırırsın!
Bir keresinde adamın birinden Shakespeare sevmediğimi, yazmaya hakkım olmadığını anlatan uzun ve öfke dolu bir mektup almıştım. Gençler bana kanıp Shakespeare okuma zahmetine bile girmeyeceklerdi. Böyle bir konum almaya hakkım yoktu. Sayfalarca bunu söyleyip durmuştu. Cevaplamadım. Ama burda cevaplayacağım. Siktir git lan. Ben Tolstoy da sevmem.
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar