memleketim benim.çoğ özledim.karuköprü şalgamcısında meyve suyu içmeyi öyle bildiğiniz dandik meyve sularından değil tadına bakan bilir,şalgam içmeyi,virgoda döner yemeyi özledim.
- offf, napıcaz be kamil. anamız sikildi.
+ şapka takalım kaptan. bu iş başka türlü kapanmaz!
- çocuk olma, artık yaza girdik.
+ bol bol su içeriz. hem herkes şehir dışına gidiyor, kimse siklemez!
- sen öyle san.. sen öyle san... her gün banyoya gir, 1 su faturası. her gün klimayı aç vantilatörü aç, 2 elektrik faturası. her gün güneş çarpsın, 3 hastane masrafları. her gece karpuzla peynire takıl, nerden baksan 4 gıda masrafları. pantolonun altına don giyme, 5 sapık damgası.
bütün bu bokları yedikten sonra, avradın suratına bakıp, "kusura bakma hanım, ay sonunu getiremedim" diyemezsin.
adamın götünden sürahiyle ter alırlar kamil ter!
hadi havalar sıcak, ki bu ibneler * nem oranı düşük diyorlar. nemsiz hava nasıl sıcak olur ben anlamadım gitti.
+ mikail'e haksız rekabet davası açalım kaptan!
- saçmalama kamil... ımına kodumun güneşi, neler açtı başımıza.
Bizanslı istefan Adana'yı Tarsus'la harbeden Adanos ve Saros adında iki kardeşin kurduğunu ve bunlardan Adanos'un ismini şehre ve Saros'un da ismini nehire koyduklarını yazmaktadır.
Adana istila edilmiş bir başka şehrimiz olup tembeli çok olan, kafeteryadan cep telefoncudan ve de giyim mağazalarından öte iş hacmi olmayan dünyanın en büyük köyüdür.
turuncu beyaz a boyalı şekilde kenetlenmiş ve beklemekte olan şehir. önce rize, sonra kasımpaşa galibiyetleri gerçekleşirse, en büyük 5. şehrin takımı süper lig e geri dönebilir.
bilmem daha önce söylendi mi ama kıvanç tatlıtuğadanalı. (bkz: bunları biliyor muydunuz)
genç kızlar! adana'ya sefer sorgusu yapmaya başladığınızı hissediyorum. şöyle ki; adana'da her köşe başında bir kıvanç görmek mümkün. ha kıvanç görmeseniz bile kıvanç duyacağınızı garanti ediyoruz. ****
birkaç gün süren sıcakların ardından bugün sel basmış olan şehir. ilkbahardan dolayı çok kararsız bir hava var. ancak bugünkü yağış şehre ciddi anlamda zarar verdi. her zamanki gibi istasyon köprüsünü sel bastı ve yol trafiğe kapatıldı.
bu suların birikmeden kanalize edilebileceği birsürü alternatif varken, neden hep sel basınca su tahliye etmekle yetiniriz ki?