korku filmlerinde eli bıçaklı sayko katilimiz hantal hantal yürürken önünde at gibi koşan kurbanı her zaman yakalar. kurban takılıp düşer ve katil bir anda orada belirir.
görevinden ayrılan, dağın bir başında inzivaya çekilen eski ajan, askerin vs. olduğu yerde günün birinde amerikanın sana ihtiyacı var diye güneş gözlüklü siyah giyen amcalar helikopterler jiplerle falan birden bire peydah olur ancak bu süper eğitimli asker bunların geldiğini burnun dibine kadar girene kadar anlayamaz. neyse bizimki türlü nazlar yapar, yok ben o işleri bıraktım niye geldiniz, yok çüküm kalkmıyo artık falan. gelen amca abi valaha bokunu yiyim amerikayı senden başkası kurtaramaz etme der. bizimkinin buzlar erir hele bi çay koyam soluklanın der ve yeniden işe girişir.
lanetli eve taşınan aile daha ilk günden evin tekinsiz olduğuna dair ibareler görür fakat kimse umursamaz. ailedeki çocuklardan biri bu evdeki laneti hemen algılar, hayaletler, canavarlar bilumum hilkat garibesi ve gulyabaniler bu çocuğa ama yalnızca bu çocuğa görünür, anlatmaya çalışır kimse skine sallamaz. evdeki lanet daha sonra madem skine sallamıyorlar biraz daha işi ilerleteyim der, bir gün evde tabak çanak havaya kalkar iner falan milette geçici bir korku olur ertesi gün yine evde kalmaya devam ederler. olum siz hasta mısınız sktrip gitsenize yok illa ölecekler mk.
uzaylılar dünyayı istila edecekse ilk önce amerikadan başlamaları. dünyada başka memleket yok sanki, neyin nesi ise bu mal uzaylıların gemileri hep amerika'ya düşüyor ve savaş orada başlayıp gene orada bitiyor. neden çünkü dünyayı her zaman amerika kurtaracakta ondan.
imparatorluk askerleri -kötü olan taraf- "rebel" asileri köşeye kıstırdığı zaman "durun silahları atın teslim olun" gibi gayet insancıl bir şekilde güya "iyi" olan tarafı canlı yakalamaya çalışır ama bizim bu iyiler eline geçen ilk fırsatta imparatorluk askerlerini öldürür.
+ah! Lanet olası federaller yine peşimizde dostum.
-hadi onlara unutamayacakları bir gece yaşatalım.
+ilk önce şu donut'umu bitirmem lazım adamım.
-senin tek sorunun ne biliyor musun? O koca kafanın kıçından büyük olması. Eveeet hı hah!
+hadi bitirelim şu işi.
Birbirlerini patara kütere döven kaslı hayvan gibi abiler, uzun boylu güzel bayanlar, iyilerin herzaman kazandığı senaryolar, göze göte bilimum deliklere sokuşturulan amerikan bayrağı, dünyaya saldıran uzaylıları amerikanın durdurması diğer milletler yatıyor ellaam, şehrin amınagoyan dev yaratıklar ama ölmeyen siviller ve fizik kurallarının ebesine zıplamak.
Korku filmlerinde genç bir gurup bilinmeyen bir yere geziye gittiyse esrarengiz ölümler şiskodan zayıfa, gözlüklüden gözlüksüze, sevişenden sevişmeyene doğru sıralanır. Ölüm sorası bu şekildedir.
felaket filmlerinde hep çekirdek aile bireylerinin birbirinden kopması ve aile resinin -genelde babaların- aileyi veya aile bireylerinden birini kurtarma çabaları.
film kahramanı baba, dünyada kıyamet koptuğu sırada okul gezisi, çocuklarının annesi eski eşi nedeniyle kendisinden kilometrelerce uzaklara düşümüş çocuklarını kurtarması gerekmektedir. Adamımız karıya yaranmak için volkan patlamalarından, 10 şiddetinde depremlerden, uzaylı istilasından, buz çağından çocuklarını kurtarır. filmin sonunda da eski eşi ile bir araya gelme sinyalleri verilir ama karıda hala anlamsız "hadi bakalım" bakışı vardır. lan adam daha napacak mk. bir de bu herşeyi karı için yapıyorum mantığı nedir.
bonus : filmin birinde, adam ilk yardımcı, devletin milyon dolarlık helikopterini alıp bir tek kızını kurtarmak için yüzlerce kilometre uçtu. lan olm o helikopterle belki onlarca adam kurtaracan mk. veya madem sadece kızını kurtaracan bırak kendi çabanla git. kamu malını niye gasp ediyosun. hırsızlıktan içeri atacaklarına bi de kahraman oluyo yavşak.
korku filmlerinde başrollerin hep kadın yada çocuk olması (hatırladığım bir filmde de ölümcül hastalığa sahip bir erkekti). sanırım kafamızda acziyet düşüncesi oluşturup korku etkisini artırmaya çalışıyorlar.
