" ilkokulda kokulu silgi ve 24lü pastel boya takımı olanlar vardı.
Birde önlüğü yırtık olanlar
Kırmızı çoraplı, çok havalı bir kız vardı mesela.
Bütün sınıf o kızı seviyordu.
Evden ekmek arası peynir getirenlerimiz bile vardı.
Çikolata yiyenler ve çikolatanın tadını bilmeyenler
Çöp kutusunun etrafında konuşanlar falan.
Sonra bir arkadaşım vardı, epey fakirdi.
Önlüğünün içine kazak giyiyordu, montu yoktu.
Okuldan mont dağıttılar montu olmayanlara
Bot falanda verdiler.
Bütün sınıfın önünde adları okundu, botları ve montlarını aldılar.
Çocuktuk anlamıyorduk.
Bu işte bir kötülük,
bir çocuğun onurunun çiğnenmesi vardı.
Evet, eğitimci olmalarına rağmen o günlerde bizim öğretmenlerimiz bunu düşünememişti.
ilerde öğretmen olursanız siz düşünün mesela.
Dünyada adalet yok demek kolay,
adaleti belirleyenler biraz da biz değilmiyiz?
Adalet sendin! Dönüp dolaşıp bulamadığımız şeydir belkide adalet " *
(bkz: suskunlar) dan gelsin
--spoiler--
yukarıyla konuştum haberler iyi, adalet diye birşey yokmuş. insan uydurmasıymış adalet. zayıflar mutlu olsun,bigün ödeşiriz diye sevinsinler diye uydurulmuş.
--spoiler--
adalet; zanlı kişisini sanık sandalyesine oturtur, suçlar. suçunu kanıtlarsa cezalandırır. suçunu kanıtlayamazsa ? adalete hiç bir şey olmaz. adalet işte budur.