kamuya bağlı işletmeleri satması gayet net bir şekilde beklenen parti. parti programlarında diğer merkez sağ partiler gibi liberal ekonomiye uygun davranacakları belliydi. bunların üç kağıtmış gibi sürülmesi saflıktır. burada tartışılması gereken özelleştirme şartlarının uygun olup olmadığıdır. özelleştirmeye karşı olan biri zaten akp'ye oy vermemeliydi. zaten vermediyse de çoğunluğun kararına katlanmak zorunda. (eleştirebilir, kamuoyunu kendine göre bilgilendirir. demokratik değerler dahilinde bunları yapması gerekir zaten)gaflet, dalalet hıyanet vs... diyerek hakaret edenler demokrasiyi sindirememiştir. oldu olacak askeri çağırın göreve.
açlıktan ve parasızlıktan baklava çalanın hapislerde gençliğini tüketip, askere kurşun sıkanın kahramanca otobüs tepelerinde zafer sarhoşluğu yaşadığı, özgürce dolaştığı bir ülkeyi daha da çirkinleştirmek için elinden geleni ardına koymayan partimsi.
kendini boksör sanan parti. kürt açılımı, ermeni açılımı , azarbeycan krizi , israil krizi ,teğet geçmeler , ergenekon hataları, pkk lılara özgürlük, deniz feneri say say bitmez bir sağdan bir soldan kroşeler le halkı nakavt etti.
işsizlik açılımını, eğitim açılımını, şeffaflık açılımını, dounulmazlıkların kaldırılması açılımını, siyasete dini bulaştırmama açılımını tez zamanda beklediğim parti.
bir daha ki seçimlerde seçimi kazanmayı garantilemiş parti. halkını tanımayan, onu benimseyemeyen aydınlar ise nedenini hiç anlayamayacaklar.
bu ülkede din-laik çatışması yoktu da akp mi tartışmaya açtı?
bu ülkede bir kürt sorunu yoktu da akp mi tartışmaya açtı?
bu ülkede bir anayasa sorunu yoktu da akp mi tartışmaya açtı?
bu ülkede komşularımızla çok iyi ilişkilerimiz vardı da akp mi sorunlar çıkarttı?
bu ülkede ekonomi çok mu iyiydi de akp mi bozdu?
bu ülkenin dış borçları yoktu da akp mi borçlandı?
bu ülkede herkes sağlık sektöründen yararlanabiliyordu da bunu mu değiştirdi?
bu ülkede derin devlet yoktu da akp mi uydurdu?
bu ülkede bir özgüven sorunu yoktu da şimdi mi vatandaş ülkesinin sesinin çıkmasından rahatsız?
bu ülkede bürokrasi nedeniyle sorunsuz yaşıyorduk da şimdi bürokrasiyle mi boğuşuyoruz?
bu ülkede insanlar çok umutlu idi de şimdi mi ümitsiz?
bu ülkede terör yoktu da şimdi mi var?
bunun gibi şeyleri çoğaltabiliriz.
bunların hepsi vardı, fakat bu konularda doğru veya yanlış bir etki yapan siyasetçiler görmedik. bu sorunlar atatürk öldüğü zamandan bu yana süregelen sorunlar ve nerdeyse 80 yıldır aynı sorunlarla yaşıyoruz. birilerinin bunları görüp, tartışmaya açması ve doğru, yanlış şeyler yapması seçilenlerin asli görevi değil mi?
diyelim ki ecevit'i seçtik. bu sorunların hangisini gündeme getirip şunu yapacağız, yaptık diyebilir? diyelim ki devlet bahçeli'yi seçtik. bunlardan hangisine bir çözüm önerisi var?
deniz baykal'ı seçtik. bunlardan hangisine bir çözüm önerisi var. mesut yılmaz geldi, geçti bu sorunlardan hangini düzeltti. bunların dışında kalan siyasetçilerden hangisinin bu sorunlara dair şunu yapacağız dediğini duyuyorsunuz?
ülkemiz bir mayın tarlası gibi sorunlarla çevrili iken etrafından dolaşıp duran ve o mayın tarlasını temizlemeyi boşver, görmezden gelen siyasetçilerle yıllarını harcadı. kaç yıl önce ekilen mayınlar gittikçe kendi kendine büyüyüp ülkenin etrafını daha çok çevirirken hala kimse bunları dile getirmedi.
ecevit'e, deniz baykal'a, devlet bahçeli'ye, mesut yılmaz'a, demirel'e, tansu çiller'e, erbakan'a, erdal inönü'ye ne borçluyuz? hangi konuda ne gibi bir tasarrufları oldu? koca bir hiç... geldiler, hiçbir şey yapmadan günleri geçirdiler. sorunlar ise tarlada büyümeye devam etti. sorunları hasır altına atıp durmak kolaydır. benden sonra kim ne yaparsa yapsın değil mi?
bu saydığım siyasetçileri savunabilirsiniz, bir yanlışlarını görmedik diyebilirsiniz. bir yanlış yapmak için birşeyler yapmış olmak lazım. ama ben ve benim gibi; kavram kargaşaları arasında, kavgalar arasında kafasını dağıtmayıp basit düşünen, etrafındaki değişimleri gözlemleyen insanlar için en büyük yanlış hiçbir şey yapmamaktır ve bu şekilde davranarak sorunların olduğundan daha fazla olmasına katkıda bulunmaktır.
saçma öss sınavında 4 yanlış bir doğruyu götürüyor değil mi? siyasetçilerimiz de aynı şekilde davranıyor. hiç yanlış yapmadan boş kağıt veriyorlar. 4 yanlışa en azından çözmeye çalışmış diyerek bir puan verilmesi gerekmez mi?
iktidarda olduğu süre boyunca Türkiye'yi etnik, dini, ekonomik ve siyasi açıdan kutuplara ayırmış bölmüş parçalamış cumhuriyetin tüm kazanımlarını yerle bir etmiş genel başkanının Amerika'nın büyük orta doğu projesinin eş başkanı olduğu, damat feritlerin asla tükenmeyeceğini bizlere göstermiş bulunan parti.
içinden seçilen kabine üyeleri ile ilgili, genel başkanının elinde uygunsuz görüntüler ya da şantaj yapılabilecek her tür malzeme olması ihtimali yüksek parti. ya arkadaş satılan ve hatta peşkeş çekilen o kadar milli değer, askerin başına geçirilen çuval rezilliği, bu adamı lağıma süpümeyin; mümkünse kullanın kepazeliği ve şimdi de ortaya çıkan bu açılım balonu. Bir tane bakana ya da milletvekiline de ters gelen, aklına yatmayan bir şey olur ilaç için. bu kadar mı uyumlu, bu kadar mı ahenk içindesiniz, pes gerçekten.
güven erozyonuna sebep olmuş parti.
ağzınıza aldığınız her kelimeye şüpheyle bakıyoruz artık.temkinliydik artık hiç güvenmiyoruz.sadaka vermiyor insanlar artık,sokaktaki yoksulu görünce bile akıllara deniz feneri geliyor.one minute'e inanmıyor,mayın temizleme ihalesinin favorisini bilenler.belkide hayat kurtaracak bir aşı bile sizin elinizde rus ruleti oluyor ,işte bu yüzden kredi notunuz çoktan eksidir bizim için.
yaptığı açılımlarla mhp, chp ve dtp gibi partilerin ekmeğine sarelle, reçel, bal, yağ gibi gıda maddeleri süren açılımlar partisi. öte yandan tabanı saadet partisi'ne doğru kaymaya başlayınca açılımlara pause dedi. bakalım daha neler çıkaracak.
ülkenin amına koymuş partidir. ülkenin stratejik ve gelir getiren kurumlarını bir bir yabancılara peşkeş çekmiş ama halk tarafından hangi amaca hizmet ettikleri başlarda anlaşılamamıştır. sonunda kürt açılımıyla birlikte bu partiye bilincsiz olarak oy veren halkın da tepsikisini çekmiştir. köşeye sıkıştığında ergenekon ve irtica raporlarıyla tsk'ya sataşmasıyla tanınır. son zamanlarıdır.
çocuk katillerini adam yerine koymuş partidir. bahanesi ise "onlar hiç eylemde bulunmadılar" dır.*
yazar notu: siz daha her din allah diyen adamın peşinden gidin.
akp muhakkak tarihe karışacak. sonsuza kadar varolacak değil ya. ancak akp dönemi türk siyasi tarihinin en ilgi çekici konularını barındırıyor. bu dönem türkiye'Nin demokrasi mücadelesi adına altı çizilecek notlarla dolu.
hakkını yememek lazım, vatandaşın hayal bile edemediği önemli pek çok icraat yaptı akp (lise öğrencileri, hadi eksileyin). akp, önceki dönemleri unutan mantıksız kitle dışındakiler için sadece hastahanelerde (özellikle ssk'larda) çekilen çileleri ortadan kaldırdığı için bile oya layıktır. 'nasıl olsa ödenmez' denilerek kayıtları çöpe atılan key ödemelerinden tutun, ayda 400 liraya toki'den onbinleri ev sahibi yapmasına, türkiye olarak sonunda hızlı trene adım atmamıza kadar daha nice işler yapıldı.
akp sayesinde nasıl gözler kör olur onu da gördük. 'akp ülkeye sadece zarar verdi, hiç bir olumlu iş yapmadı' diyenler türedi, bi de 'pes vallahi' dedik. o kadar okula bilgisayarı kim koydu diye sorduk, cevap vermediler. seçim meydanlarında her mitinginde tayyip erdoğan, 'atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak' hedefini bağıra bağıra söyledi, ama yine atatürk düşmanı ilan edilmekten kurtulamadı. körlük yetmedi, sağırlığı da gördük. oysa ki bu vatandaşın atatürk'le bir derdi olmadığının da bir göstergesiydi.
akp yanlışlar da yaptı. öyle veya böyle bir demokrasi ve hukuk devleti olmamız sayesinde bazı hatalardan kıl payı dönüldü.
ama o güçle o makama gelen kimler olursa olsun aynı hataları yapacak bunu da aklınızın kalıcı bir köşesine yazın. çünkü sen türkiye'sin ve birileriyle anlaşman lazım bazı makamlar için. bu mhp'de olsa aynı olacak, chp'de olsa aynı olacak diğerleri de olsa aynı olacak. ama diğerlerinin ülkeyi nasıl maymuna çevirdiğini hatırlayan hatırlar.
akp bize şunu da gösterdi: vatadaş din istismarına pek önem vermiyor. vatandaş icraate inansın, samimiyete inansın kim olursa olsun oyunu ona verir. dini söylem o kadar para etse yaşar nuri şimdi başbakandı veya fazilet partisi iktidarını yaşıyor olurduk.
ben son olarak 'güle güle akp' diyorum. çünkü görünen o ki akp gidici.
