adalet ve kalkınma partisi

entry4891 galeri336
    3684.
  1. olur da tayyip cumhurbaşkanlığı seçimini kaybederse ışık hızıyla parti tüzüğünü değiştirerek rte'yi tekrar başa geçirecek parti. yer mi lan tayyipsiz akp!
    1 ...
  2. 3685.
  3. seçmenlerinin nasıl bir ahlaka sahip olduğu öğrenilmek istense en basitinden hakan şükür'ün twitter veya facebook sayfalarının yorumlarına bakılabilir. kral bir hadis, ayet paylaşmış yahut hayırlı cumalar, ramazanlar demiş çok affedersiniz orospu çocukları gelmiş onun da altına küfür etmiş. sonuçta kürt lider barzani ile gurur duyan bir seçmen eline silah almamış bir cemaati de silahlı terör örgütü olarak hayli lanse edebilir. artık birey olma yetisini kaybetmiş, liderleri ağzınıza sıçacağım dese annesini bekleyen kuş gibi havaya ağzını açan bir kitledir akp seçmeni. liderine peygamber sıfatlarını yakıştıran sapık bir kitledir ayrıca. berkin elvan'ı 14 yaşında terörist olarak lanse edip bayrak indiren teröristi daha yaşı küçük diye savunmuş bir kitledir. doğruya doğru diyemeyen, cumhuriyet tarihinin en büyük sorunudur akp seçmeni.
    1 ...
  4. 3686.
  5. tahminimce önümüzdeki en az 25 yılın Chp'si olacak bir partidir. Chp nasıl sol kanadın ana partisi ise akp'de ilerleyen yılların sağ kanadın temsilcisi olacaktır.
    1 ...
  6. 3687.
  7. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti ya da AKP) 2001 yılında mevcut genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurucu başkanlığında kurulan Türk siyasî partisidir.
    0 ...
  8. 3688.
  9. Ankaradaki ana binasınn kapısında siyonizm sembolleri olan parti.
    4 ...
  10. 3689.
  11. devleti millete hizmet eder hale getiren partidir.
    1 ...
  12. 3690.
  13. güzel yol yapan ve iyi adam öldüren parti.
    4 ...
  14. 3691.
  15. Tek bildiği inşaat ve duble yol yaparak yandaşlarını kalkındırmak olan parti.
    4 ...
  16. 3692.
  17. 0 ...
  18. 3693.
  19. 3694.
  20. 3695.
  21. 3696.
  22. özellikle son bir kaç yılda yaptıkları işlerle kendilerine yazık etmiş olan mensupları olan partidir.

    önceden belirteyim. 2002de de akpye karşıydım, sene oldu 2014, katmerli katmerli karşıyım. ve yine baştan belirteyim ki ne chp, ne mhp ne de başka herhangi bir partiyi desteklemiyorum. zaten bu yüzden de her ne kadar bu partiyi günahım kadar sevmesem bile halkın ona olan sevgisini en azından anlayabiliyorum. şimdi eğin kafanızı, uzun bir entri geliyor.

    akp neydi? nasıl başa geldi?

    bu sorunun birden çok cevabı var ve çok uzun. ama ben sadece bir kısmına değinmek istiyorum.

    akp 2001 krizi sonrası iktidara talip olmuş bir partiydi. milli görüşten kopmuş bir siyasi elit tarafından kurulmuştu. her ne kadar milli görüşten çıkmışlarsa da, bu partinin milli görüş çizgisiyle ilk etapta pek bir bağı kalmamıştı.

    ülkede kritik bir sosyo ekonomik değişim yaşanıyordu o dönemlerde. anadolu kaplanları denilen, denizli, antep, kayseri, konya vb illerden çıkmış olan şirketler, iş adamları artık türkiye ekonomisinde önemli bir yer kaplamaya başlamışlardı. bu insanlar çoklukla muhafazakar kökenliydi.

    işte 90larda yaşanan kriz dönemleri ve ardından yaşanan 2001 krizi bu kitleyi fazlasıyla rahatsız etti. bu kitle, sayıca az bile olsa, nitelik bakımından güçlüydü. devletin kadrolarına yerleşmiş olan elitist bürokratlarla da araları hiç bir zaman iyi olmamıştı bazılarının doğal olarak. bugün bile başbakan ekmeleddine "monşer" derken islamcı kesimdeki bu bürokrat düşmanlığını kışkırtmaktadır ve kendisi açısından da gayet başarılı bir politika izlemektedir.

    işte akp bu kriz döneminde çok akıllıca bir iş yaptı. öncelikle bu kitlelerin rahatlıkla ilgisini çekebilecek, güçlü bir söylem geliştirdi. tayyip erdoğan, bu insanlara özal dönemini çağrıştıran bir dönem vaat ediyordu. diğer yandan alabildiğine liberal söylemler kullandı seçim süreci boyunca. dindar kesimin bam teli olan eşcinseller dahil herkesi kucaklayan, herkese bir şeyler vaat eden bir söylemdi bu. ekonomide de alabildiğine liberal reformlar gerçekleştirdi akp ilk dönemlerinde.

    kriz sonrası dönemde dünyada da türkiye açısından umut veren bir takım gelişmeler yaşanıyordu. küresel sermaye, abdden çıkıp çin gibi, türkiye, hindistan ve brezilya gibi ülkelere kayıyordu. işte böyle bir dönemde bu parayı türkiyeye sokabilmek için yapılması gereken şeylerin hepsi değilse bile çoğu yapılmıştı. yapılan özelleştirmeler, kurulan güçlü tek parti iktidarı, ülkenin abye tam üyelik yolunda hevesli adımlar atması ve bunun neticesinde sağlanan istikrar, bddknın da yardımıyla bankacılığın denetimli olarak güçlenmesi vs gibi sebeplerle türkiye hızlı bir büyüme evresine girdi.

    akp nasıl bu kadar güçlendi?

    halk kısa sürede zenginleşmeye başladı. 2002den sonraki bir kaç yıl boyunca akp, ekonomide yaptığı atılımlarla ve sağladığı ekonomik büyümeyle yani başka bir deyişle "icraatlarıyla" halkın zihninde yer edindi. ancak aynı dönemde baykalın başında olduğu chp hem kendisi açısından hem de ülke açısından skandal bir hataya imza attı. rakibinin ekonomideki başarılı performansını, siyasi krizler çıkararak perdelemeye çalıştı. laiklik elden gidiyor goygoyları, cumhurbaşkanını seçtirmeyiz çıkışı, baş örtüsüyle ilgili çıkışlar derken halkı kutuplaştırılmaya çalıştılar. tüm bunlar, belki chpyi sol seçmenin gözünde alternatifsiz bırakmak adına işe yaradı ise de akpye de yüzde 55-60a varan bir seçmen kitlesine yayılmak için eşi bulunmaz bir fırsat tanıdı.

    halkın tepkisi çok büyük oldu buna. 367 krizi sonrası yapılan seçimlerde yüzde 46.7 oy aldı akp ve mhp de bu süreçte meclise yeniden girdi. akp oylarını 12 puan artırsa da sandalye sayısı mhpnin de meclise girmesiyle birlikte düştü.

    akp nasıl sertleşti?

    işte bundan sonraki süreçte akp bu siyasi krizlerden fazlasıyla nemalandı. yumuşak söylem, yerini sert ve yaftalayıcı bir söyleme bıraktı. gerek baykalın, gerekse bazı mhpli vekillerin seks kasetlerini kullanmaktan geri kalmadı başbakan. diğer taraftan da bu kasetleri çıkaranlara yönelik tedbirler alınacağı söylenmesine rağmen herhangi bir şey de yapılmadı. şüphelerin de cemaat üzerinde yoğunlaşmasıyla birlikte bu sefer de cemaat üzerinden bir zıtlaşma baş gösterdi akp ile muhalefet arasında.

    ayrıca her ne kadar 2008 küresel krizi akpyi şöyle hafif sallasa da yıkamamıştı. o dönemde akp özellikle siyasi söylemlere ağırlık verdi. bu sayede chp ve mhpnin iktidara yönelik eleştirileri de akpnin sert siyasi söylemleri karşısında pek destek bulmadı halktan.

    toplum nasıl kamplaştı?

    aslına bakarsanız yavaş yavaş toplum kamplaştırılmaya başlanmıştı halihazırda ancak son iki üç sene bu konuda gerçekten fazlasıyla istisnai bir dönem oldu. bu noktada öncelikle akpnin yüzde 10luk seçim barajını ve rakipsizliği çok iyi kullandığını söylemek lazım. cem uzan ülkeden def edilmişti zaten. numan kurtulmuş partiye dahil edildi. muhsin yazıcıoğlu esrarengiz bir cinayete kurban gitti ve cinayetin failleri de bulunamadı. akpnin yayıldığı alandaki tek rakibi mhp oldu bu dönemde ve onu da barajın altına itmeye muvaffak olamadı akp. aksine mhpnin oyları da azalmadı, arttı bu dönemde.

    iktidar partisi, bir yandan siyasi ortağı olan cemaatin kadrolaşmasına göz yumdu adeta. sınavlardaki şaibeler, halkın bir kesimini akpye karşı tavır almaya zorladı.

    diğer taraftan kürt açılımı da toplumun farklı kesimlerinden farklı karşılıklar buldu. bir kesim süreci desteklerken, milliyetçi kesim de doğal olarak sürece tepki gösterdi. bundan sonraki dönemde de erdoğanın milliyetçi kesime yönelik uzlaşmacı bir tavır yerine restleşmeci bir tavır takınması (bkz: milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklarımın altına aldım), milliyetçi kesimi akpye ve seçmenine karşı kışkırtıyordu.

    son dönemde ise gezi eylemleri ve 17 aralık süreciyle toplumda sinirler iyice gerildi. tüm yolsuzluk, hukuksuzluk iddiaları ayyuka çıktı. başbakan, bunlar karşısında hesap vermek yerine paralel yapı söylemini kullanmayı ve eskiden olduğu gibi meseleyi siyasileştirmeyi, toplumu kamplaştırmayı ve iddiaları reddetmeyi tercih etti.

    akp ne yapmalıydı?

    aslında gezi eylemleri ve 17 aralık için başbakan kendisi adına en doğru olanı yaptı. çünkü o döneme kadar yapmış olduğu şeylerden başka türlü sıyıramazdı yakayı. tek çare, halkın desteğiyle her geçen gün daha fazla yaklaşmaktı tek adam rejimine.

    akp açısından ise bu büyük bir hatadır. çünkü akp, bir dava partisi olma fırsatını kaybetti. anadolu halkının chpsi olma şansını kaybetti.

    bu saatten sonra recep tayyip erdoğanın yerine o partinin koltuğuna oturacak kişi ya başbakanın dediklerini yapan bir kukla olmayı kabul edecek, ya da erdoğanı karşısına almayı göze alacak. yani celal bayar-adnan menderes gibi bir sürecin yaşanması bu saatten sonra imkansız görünüyor.

    recep tayyip erdoğandan sonra o partinin başına geçecek kişi ise, hem erdoğanın yarattığı sorunlarla cebelleşecek, bu da yetmezmiş gibi bir de erdoğanın ardılı olarak erdoğanın aynısı olması beklenecek o kişiden. ayrıca başbakanın medya patronlarıyla, iş çevreleriyle yürüttüğü karanlık ilişkileri de olduğu gibi devralması gerekecek ki böyle bir şey gerçekten çok zor. o da eğer imkansız değilse.

    tüm bunların haricinde partinin ağır topları da yakın gelecekte bir kriz müsebbibi olabilir akp için. akp içinde başbakanın son dönemdeki tutumuna muhalif kimselerin olduğu artık bilinen bir gerçek. fakat çeşitli sebeplerden dolayı bu kişiler cemaat ile kavgasında dahi başbakanın karşısına dikilmediler. beklenen de buydu zaten, sürpriz olmadı.

    ancak bundan sonra oluşabilecek farklı krizlerde, ki erdoğan çankayaya geçtikten sonra böyle bir şey bekleniyor, bu kişilerin tutumunun ne olacağı da merak konusu.

    en kötüsü de başbakanın iddia ettiği üzere bir dava partisi olan akpnin hiç bir davası yok. kimse kusura bakmasın, 12 senedir iktidarda olan bir partinin vesayeti yıkmak diye bir davasının olduğuna sadece ona koşulsuz inananlar inanır. zaten dava dediğiniz yıkmak, son vermek, bitirmek şeklinde olmaz. başlatmak, yapmak, inşa etmek üzerine kuruludur. tam da bu yüzdendir ki cemaat, akpden kat be kat güçsüz olmasına, kat kat küçük bir kitleye hitap etmesine rağmen; akpden daha uzun ömürlü olacakmış gibi duruyor. çünkü cemaatin en başından beri bir davası vardı: altın nesil yetiştirme projesi, ılımlı islam projesi ve daha niceleri. akpnin ise geleceğe yönelik vaat ettiği bir şey yok.

    evet; kanallar, köprüler, marmaraylar vs. bunlar seçmeninin gönlünü çalabilecek projeler. ancak dava dediğinizde insanların akıllarına bunların gelmesi de ayrıca tuhaf. şurada da (bkz: #24704393) belirttiğim üzere akpnin seçmen kitlesi de buna tam olarak izin vermiyor zaten. akp ne iddia ettiği kadar genç bir parti, ne de reklamlarında gösterdiği gibi toplumun her kesiminden destek alabilen bir parti. akpnin siyasi elitleri (erdoğan, arınç, gül gibi) her ne kadar muhafazakar insanlar olsa da akpnin kilit makamlardaki kadrolarında farklı bir yaşam tarzı da hakim. aslında şimdiye kadarki hiç bir sağ parti için bu çok da sıkıntı olmadı ancak akp son dönemlerinde özel hayata yönelik müdahalelerini de artırdı. erdoğanın sert söylemleri, arınçın yersiz çıkışları da buna destek verir nitelikte. bunun sonucu eninde sonunda bir iç çatışmaya varacaktır. ya halk bu samimiyetsizliği sonunda fark edecek (bkz: bakara makara), ya da seküler bir hayat yaşayan bu elitler sonunda taraf değiştirecek. ben ikincisine daha fazla ihtimal veriyorum şahsen.

    akpnin genç nesile de verdiği fazla bir şey yok. belki bazı ak gençlere bir takım kadroların sözü verilmiştir en fazla. ama öyle umuyorum ve tahmin ediyorum ki o elemanların da büyük bir kısmının yükselişi gibi düşüşü de hızlı olacak. çünkü bu arkadaşların, kusura bakmasınlar ama, çoğunluğu akpyi sırtlayacak, onu daha iyi yerlere taşıyabilecek bir kafa yapıları yok. hatta bu adamlar herhangi bir katkı yapmaktansa yiyici olan kişiler.

    sümeyye erdoğanın aktroller ile ilgili tapesini dinlemiştik. o tapede sümeyye "güzel bir şey yazamayacaklarsa yazmasınlar" diyor. galiba o da biliyor bu kitlenin eksikliğini. üstelik bu aktrollerin akp tarafından desteklenmesi siyasi açıdan da akpye zarar veriyor. çünkü sosyal medyayı işgal eden aktroller akpliler tarafından sempatiyle karşılanmadıkları gibi, karşı kitle tarafından dalgaya alınıyor. akpyi olduğundan daha da cahil ve pejmürde gösteriyorlar. yaptıkları tek olumlu iş, başbakanın sözlerini tekrar etmek oluyor ki ona da gerek yok. çünkü başbakanın her sözü tvde malum kanallarda defalarca tekrarlanıyor.

    akpyi asıl yükseltebilecek olan eğitimli kitle ise akpye düşman. bu kitle ya seküler bir hayat tarzını seçmiş olan gençlerden, ya da cemaatçi olup son dönemde akpye düşman olmuş olanlardan veyahut akpye uzak duran dindar gençlerden oluşuyor. son dönemde de gördük ki çok farklı fikirlerden, çevrelerden olan bu insanlar pek ala akp karşısında birleşebiliyorlar.

    yani akp genç nesilden de pek aradığını bulabilecekmiş gibi görünmüyor. o zaman da soruyorum ister istemez. gençler yok, yapılacak bir şey yok, uzun vadeli planlar yok, bir doktrin ya da bir ideoloji, bir fikir yok... ne davası o zaman bu? 1940ların chpsini daha kaç sene anlatacaksınız bu millete? kendi elinizle içeri tıkıp yine kendi elinizle dışarı saldığınız askerler üzerinden yürüttüğünüz "askeri vesayet" propagandasıyla daha ne kadar seçim kazanacaksınız? rte baştayken işler kolay, ama o olmadığında ne yapacaksınız? kendi elinizle en iyi yerlere getirdiğiniz, "ne istediniz de vermedik?" dediğiniz paralel yapı üzerinden daha ne kadar goygoyculuk yapabileceksiniz?

    1940ların chpsini çok eleştiriyor başbakan ama partisi de git gide o dönemin chpsine benziyor. insanların yaşamlarına müdahale etmek açısından, tek adam rejimine dönüş açısından, otoriterleşme açısından pek bir fark kalmadı. bunca yolsuzluktan, hukuksuzluktan sonra artık fazlası bile var akpnin. o yüzden bu partinin 2023 türkiyesini görebileceğini ben hiç sanmıyorum.

    ola ki gördü: o zaman vay o türkiyenin haline!

    özet: küresel ısınmayalım.
    0 ...
  23. 3697.
  24. necmettin erbakana ihanet edenlerin kurduğu partidir.
    1 ...
  25. 3698.
  26. 3699.
  27. 3700.
  28. 3701.
  29. yeni genel başkanını ve başbakanını tarafsız cumhurbaşkanı belirleyecek olan demokratik parti. *
    1 ...
  30. 3702.
  31. artık rte olmadan sonun başlangıcına giden parti... rte siz bir hiçtir.
    0 ...
  32. 3703.
  33. belki bilerek siyasi bir oyunla belki de istemeden, muhalefet partileri tarafından genel başkanı apolitik bir konum olan cumhurbaşkanlığına terfi ettirilmiştir. rte siz akp zor.
    2 ...
  34. 3704.
  35. yüzde 35 i zor bulacak partidir. artık kimse oy vermez... tutup gülü de seçmiyolar halbuki partiyi tek kurtaracak, %40 yapacak kişi de o ama iyi oluyor, kendilerini bitiriyorlar...
    0 ...
  36. 3705.
  37. oy alayım diye katiller örgütü pkk nın bile altına yatan parti. yeter ki oy gelsin.
    2 ...
  38. 3706.
  39. yeni bir merkez sağın gelerek, anasını sikmesi umduğum partidir.
    1 ...
  40. 3707.
  41. 3708.
  42. erdoğan, gül, arınç üçlüsü yıkılmadığı sürece asla dağılmayacak bir partidir. erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı sürecinde bu denli rahat tavırlarının arkasında, parti içindeki ağırlıkları bilinen yol arkadaşlarının desteğinin devam ettiğinin sonucudur. yenilikçi - gelenekçi grupların parti içindeki uzlaşı algısını 12 yıldır devam ettirmelerinin tek sebebi para ve rant kaygısı değil, bizaati cumhuriyet kurucu kadrolarının halka karşı yürüttüğü sistematik inkar ve zulme, buna günümüzde de çanak tutan chp ve ulusalcı kesime karşı bir hesaplaşma isteğidir. akp bir ideoloji partisi olmasının getirisini uzun vadede ezilen sınıfın kişisel mastürbasyon aracı olmuştur. halk için bazen halka rağmen her türlü gözü dönmüşlüğün yegane destekçisi öteki toplumun benliğinde yatan kemalist ulusalcı kesimin tasfiyesi gerekliliğidir. chp tabanlı gerzek vatandaşların anlayamadığı tek gerçek ise bu hikayedekii kötü adamın aslında kendileri olduğunu anlamama aptallığıdır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük