biz akp'yi demokrat olabilme ihtimalinden dolayı sevmiştik; ama olmadı. o da adp* hiyerarşisinin bir halkası olmuştur. bu son kara harekatı da artık zurnanın zırt dediği yerdir.
seçkinci "halk plajları doldurdu vatandaş denize giremiyor" zihniyetine, kendisini göbeğini kaşıyan adamlar diye aşağılayanlara, darbe heveslilerine, seçimle alamadığını cebren ve hile ile almaya çalışanlara karşı türk halkının inadına destek verdiği parti.
millet aç bırakıp, cahil bırakıp doyurma vaadiyle kandırmaya çalışan partidir. milletim de bir gariptir, ' ulan bu adam bana ekmek kömür veriyor da kaç yıldır iktidarda beni aç bırakan bu adamlar değil mi zaten?' diye sormaz gününü kurtarır geçer. akape de semer vurmaya devam eder. bakın bakalım asıl suç kimde? hırsız artık suçsuz.
adı ile bile insanları ikiye ayırmayı başarabilen poartie. akepe, ak partisi, adalet ve kalkınma partisi, ak parti vs vs.
adı bile belirsiz bir garip oluşum yani. ha türkiye'yi yönetiyorlar o ayrı, adından köküne kadar milleti hobarcadanak diye biraz yandan ikiye bölen bu adamlar topluluğu aslen baştakinin dizinden ayrılmama konusunda görülmemiş bir ilkesellik gösteriyorlar. parti başkanı şeyhin dizinden kameralara gülümserken, parti güruhu da kedi gibi başkanın dizinin dibinden, dudaklarından çıkacak her kelamın izinden ayrılmıyor. zira başkan eleştirilmeyi sevmiyor ki bu doğrultuda en sevdiği, el üstünde tuttuğu yekta gazetecisini bile bir çırpıda silebiliyor. bunu hastalığa verenler de var, en basit memuriyete girişte bile sağlık raporu istenirken bu ilke başbakan olurken sökmüyor. dolayısı ile yönetilenler, yönetenlerin fizyolojik yönlerini bilmeden dışarıdan bakarak değerlendirmek zorunda kalıyor.
sonuçta da oluşumu ak parti gibi garip bir adla çağırıyorlar, çağırsalar da bir türlü günümüze gelemiyor hep geride kalıyor.
adı, büyük ortak kainat partisi olsa ne olacaktı merak konusu. ali sirmen'e saygılarımla.
dipnot : anavatan partisinin anap olarak yanlış kısaltıldığı ve bunun bir ilk olmadığı söylense de adalet partisi tarafından alına ap kısaltmasını kullanamadıklarından dolayı anap o konuda bunların eline su dökemez.
bi dipnot daha : başkanının ismi bile sözlük camiasında başlıkların sınıflandırmasında ve aramaya inanmayı sekteye uğratıyor.
bir dipnotta rte severlere gelsin o zaman : yazıya bakın bakalım neresinde yanlış bilgi var, işin acı yanı hepsi doğru. ah aaah siz süzme bıyık severler yok musun? iyi ki varsınız ve maalesef ki varsınız. karışık-karmaşık iş vesselam, partiniz gibi.
ne türbandan ne ekonomiden bahsedeceğim $imdi. gerek yok duya duya belleğinize kazandı ak parti'nin bu yöndeki çalı$maları. sadece eski değerlere sahip çıkmamak ve biraz minnet duygusu eksikliğine değineceğim ak parti'nin her ne kadar çoğu eksikliği hatta fazlalığı gözümüze batsa da.
$imdi ak parti'nin ba$ında bulunan ve bizim de ba$bakanımız olan bir insan var tayyip erdoğan. atatürk'ün milletin efendisi ilan ettiği insana bir çiftiye "ananı al git" diyor.
çok ho$.
hayran kaldım bu tutumuna tayyip bey' in.
sonra, bu partiye mensup olan bir ba$ka bakan çıkıyor, elini sıkmak istediği insana "senin anan vatan haini baban vatan haini" diyor. peki sonra n'oluyor? bu vatanda$ımız kendini hapiste buluveriyor.
muhte$em evet.
hayran kaldım $u an kendisine ismini hatırlamadığım bakanın.
sonra sonra, resmi bir açılı$ta yine ak parti'ye mensup olan bir bakan geliyor, bir bakıyor protokolde kendisine ait olan yer dolu. ya$lı bir amca oturuyor bakanın yerinde. korumalar yakla$ıp zorla kaldırıyorlar ya$lı amcayı. "burası bakanın yeri" diyorlar. amca diyor: "bakansa biz seçtik ya onu".
aman be amca, "oy verirsin i$leri biter" duymadın mı sen hiç bunu.
daha iyi ekonomik göstergeler bir yana bütün ekonomik göstergeleri berbat etmiş partidir. tek uyguladığı sıcak para politikasıdır. türkiye ekonomisini nasıl ayakta tuttuklarını "ekonomik göstergeleri iyileştirdiler" diyenlerin anlayabileceği zekâ seviyesine inerek anlatalım.
fed faizi 3, libor 3 ettimi sana 6.
geldim türkiye'ye...
elimde libor'a endeksli ve 6 ile mal ettiğim usd biriminden para var. 1 yıl sonra ödeyeceğim bu parayı. aldım bu usd parayı türk parasına çevirdim ya da usd cinsinden aldığım borcu türkiye'deki bir bankaya kur swap'i yaparak devrettim, ytl'ye geçtim. kur farkından biraz zarara uğradım belki...ama olsun, gittim 1 sene sonraki kağıttan aldım. türkiye devleti'ne 1 yıllık borç verdim. türkiye devleti bana ne verdi?
17. benim maliyetim neydi? 6. ben ne kadar kazandım? yaklaşık eşit %200.
işte ekonomi politikası sadece bu olan partidir. dünya konjonktörüne göre inanılmaz yüksek reel faiz vermek. hiçbir göstergeyi iyileştiremedikleri gibi, temel göstergeleri de berbat etmişlerdir. işsizlik, cari açık, dış borç yükü ve büyüme gibi temel indikatörlerde çuvallandığı yetmiyormuş gibi, bir de ulusal bankacılık sistemini yabancılara satmışlardır.
yurdum cahili, delik cebine bakmadan iki paralık iktisat bilgisiyle, kulaktan dolma ihracat mavralarını sallarken sağa sola, her geçen gün seçim zamanlarında dağıtılan üç otuz paralık erzaka muhtaç hale gelmektedir. kobiler'in anası bellenmiştir, enflasyon oranlarındaki dümeni artık en fanatik akp taraftarı bile fark etmiştir de bozuntuya vermemektedir, üretim yok denecek kadar azdır, inşaat sektörü küçülmeye başlamıştır, vatandaş kredi ve kredi kartı batağına saplanıp kalmıştır, sanayi ve ticaret odaları bankaların kapısında kul olmuşlardır tam tersi olması gerekirken...peki hangi bankaların? yabancı bankaların. türk bankası diye bir şey kalmadı çünkü zikredilen parti sayesinde.
işte böyle bir partidir. türkiye gerçeğidir. ulusal ahlak ve idrak seviyemizin ölçütü ve ölçüsüdür.
karşısındaki silik, tek düze, tek adam iktidarında, iktidar olurlarsa mevcut hükümetten farklı ne sunabileceklerini bile anlatmaya aciz partiler sayesinde, halkın tabanına inerek, demokrat partiden beri hiçbir partinin yapamadığı örgütlenmeyi yaparak daha iyi ekonomik göstergelerle halkı inandırmış, tabanı erbakan zamanından gelen, gülen cemaatinin üzerinde etkisinin çok büyük olduğu, yavaş ama sinsice ilerleyen, içindeki radikalci ve aceleci grubu kontrol etmeyi şimdilik başarmış partidir.
yüzde bilmem kaç oyla gelmelerini muhalefete karşı akıllıca kullanırken, büyük olan yüzde ile istenmediklerini unutup köklü değişikliklere girişen partidir. şu an üzerlerine çektikleri şimşeklerin tamamı, yıldırım olarak üzerlerine düşmeye başladığında ne yapacakları merak konusudur. hizipçilik, yolsuzluk, ayrımcılık, kamuoyundan bilgi saklamak, usulsüzlük, gericilik gibi pek çok uç noktada suçlama yapılmış insanları bünyesinde barındırması da ayrı bir muammadır. iyi çalışan bazı belediyelerinin hakkını teslim ettikten sonra, dengesiz, gerçekte belirli bir ekonomi programı bile olmayan hükümetini eleştirmeden geçmek olmaz.
milletin hayat standartı sıfırın altına inmişken, ellerinde kalan son avuntularını, dinlerini kendine siper ederek siyaset yapması ise kesinlikle etik değildir.
seçimde elde ettiği başarının etkisiyle bütünüyle ulusal iradeyi temsil ettiğini zanneden ve büyük bir strateji hatası yaparak türban konusunu olması gerekenden çok daha önce* gündeme getiren, büyük ölçüde fetullah gülen güdümünde bulunan siyasi parti, cemaat.
halkın enayiliği sayesinde halk desteği şu anda %55 lerde olan parti. enayilik mi enayiliğin ağababası ancak halkın iradesi karşısında yapacak pek bir şey yok.
ismiyle müsemma bir partidir, şöyle ki: adamlar kurmuşlar bir düzen hep beraber kalkınıyorlar işte hem de birbirlerine hiç adaletsizlik yapmıyorlar. hem adiller hem de kalkınmacı; ama sadece kendileri için...
vekillerinin ne zaman ciddi konuda tartışma yaşansa susmalarının* normal olduğu parti. özgürlük ve demokrasi anlayışlarının aşmış olmasından kaynaklanıyor büyük ihtimal.
ülkedeki insanları uyutmayı iyi bilen, zaten bunu 22 temmuz 2007 seçimlerinden çıkan sonuçla belli eden, kurulu düzene ve cumhuriyet'in niteliklerine zıt gidip tehlike oluşturan, mecliste şu anda ikinci iktidarlık dönemlerini yaşayan partidir.
bir nevi turnusol kağıdı. atatürk'ü ve ilkelerini içten içe reddeden ne kadar çok insan olduğunu gösteren ve bu insanların yavaş yavaş ortaya çıkmasını sağlayan partidir.
bu güne kadar nerdeydiniz siz hakkaten? laik olmayanlar, atatürk'e saldıranlar.. 5-10 sene önce de böyle mi düşünüyordunuz, yoksa sebep şu anda rüzgarın bu yönde esmesi mi?
söyledikleri "değişiklik sadece üniversite için olacaktır. diğer kurumlara yansımayacaktır." palavrasiyla 70 milyonla dalga geçen iktidar. ama bu millet haketti sen tutup yüzde 47 oy verirsen seninle istediği gibi dalga geçer onlarda. anlamakta güçlük çekiyorum nereden geldikleri ve ne yaptıkları belli olan bunlara bu millet ne demeye yüzde 47 oy verir ki. ne tür bir beklentileri olabilir ki. böyle düşününce aklıma tek bir cevap geliyor o da: bu yüzde 47 lik dilimin işsizlik, sağlık, refah seviyesi,eğitim gibi problemleri yok. tek problemleri türban. eğer gerçekten böyleyse söylenecek çok fazla söz yok.