bir partinin, ismine bu kadar da zıt olması durumudur. adalet kelimesi var, yolsuzluklar kapatılıyor, zengin daha zengin; yoksul, daha yoksul yapılıyor. kalkınma kelimesi var, ithalat almış başını gidiyor, enflasyon uçmakta, işsizlik rakamlarını vermeye bile gerek yok.
% 47 nin işe yaramayacağı anlaşılmış kapatılmaya aday liboşlar grubudur. yok değildir ne oldukları belli bile değildir. bukalemun gibidirler. bugün yeşil, yarın mor.
edit: eksilesenizde değişmeyecek gerçekler mor işte*
anayasa mahkemesi aldığı türban kararı ile pekte uzak olmayan geleceğe ışık tuturak filmin sonunu yazmıştır. senaryosu belirlenmiş hazin öykünün başrol oyuncusu.
döviz kuru politikası ile ihracatçıyı bitirmiş parti. büyük ihtimalle kendilerinden sonra gelen parti develüasyona gidecektir ve kabak onların başına patlıyacaktır. zira yurt içi tıkanan ticareti açmanın başka yolu gözükmemektedir.
pek zeki biri değilim, kafam da pek çalışmıyor. abd'ye de israil'e de hiç gitmedim. malum öğrenci adamız, milyonlarca kişi gibi, 4 milyona tabilot yemek yiyen, paso gösterip 90 kurusa otobüse binen, gece şarap içen, dilenci para istediğinde "yok ben öğrenciyim" diyen tipleriz. nereye mi gelecek muhabet? bir kaç yıl önce üniversiteye geldiğimde o yediğim tabilot 2,25 liraydı. otobüs bileti 60 kuruştu, yurt parası 54 ytl'di. ev kiraları da 250 civarıydı. kendi şehrimden bahsediyorum. az bir zaman geçti, seçimler oldu, vaatler söylendi, enflasyondan istatistiklerden bahsedildi bol bol konuştu akp. tv'lere vatandaşlar çıktı, alım gücüm arttı falan dedi. ben de mi sorun var yoksa bende mi sorun var rahat alamıyorum anlamadım, aslında almak da istiyorum da diğer vatandaşlar gibi onlar rahat alıyormuş ya, neyse işte. verdikleri öğrenci bursu bile , hani şu bursu bilmem kaç katına çıkardık diyorlar ya o burs işte, nedense yaptıkları ufak zamlara gidiyor gene. otobüs 1,5, yemek 2 şarap da ki en sinir olduğum olay 4 kat arttı. herkes kendi tarafından bakıyor olaya. ben de öyle bakmak istedim. yaptıkları zamla otobüs paramı bile karşılayamıyorum. dedim ya alışım kuvvetli değil öyle her boku da alamıyorum çarşıdan.
sanırım türkiye'nin sorunu da benim gibiler. fazlasını istemiyor işte kimse. herkesin mantık karınımı doyurayım, elime biraz para geçsin, zam olmasın. bizi böyle yapan da baştakiler işte. neden daha çok param daha çok işim, daha çok yemeğim olamsın ki? daha huzurlu yaşayım? yadırgamıyorum, insanlar kandırılıyor ve buna muhtaç bırakılıyorlar hep ve o pazardan meyvesini alıyorsa "başbakanımız çok iyi, süper yönetiliyoruz" diyor. hakediyor muyuz bunu? hayır. daha fazla isteyecek miyiz? gene hayır, alışmamışız çünkü. böyle yönetilmeye devam edecek miyiz? evet. bir şeyler satılacak ve günü kurtaracak çözümler bulunacak mı? gene evet.
korkarım biz istatisliklere çok inanıyoruz, biraz da gerçekleri görüp biraz daha fazla istesek? "neden ben bu haldeyim, lanet olsun koskoca ülke, açlık sınırındayım." desek olmayacak zaten.
türkiye'de yaşayan amerika karşıtı cahil insanların dini duygularını istismar ederek oy toplayan amerika yanlısı partidir.
amerika'nın ortadoğu projesinde "eş başkanlık" görevini yürüttüğünü söyleyen bir genel başkan,
israil en iyi dostumuzdur diyebilen bakanlar,
ırak'ta bulunan abd askerlerine mektup yazan yöneticiler,
ve amerika müttefikimizdir şeklinde açık seçik açıklamalara rağmen(bunlar sadece sıradan bir kaç örnek akp'nin abd hayranlığı bunlarla sınırlı değil) sadece "türban"a önem veriyor saçmalığı ile oy toplayabiliyorlar.
uyan artık uyan..
içindeki kadrolaşmayla gelen kişilere bayağıdır söz geçiremeyen parti. herkes bir havalarda dolaşırken ve hakkınız olan bir işi bile 1001 minnetle yaptırmaya çalışırken, bunun en mantıklı çözümü kendi kendini imha etmesi gibi gözüküyor. Zaten de geri sayımı başlattılar...
akp'nin %47 oy almasına rağmen hala kendini acındırarak tutunma politikası üreten partidir. fakat buna şaşırmamak gerekir, çünkü akp'yi kuranların tedrisatlarında, kodlarında ve hatta genlerinde vardır bu ezileni oynayarak, ezileni seven halkımın kanına girmek.
ben akp'ye oy verdim diyemenler bulunsa da bu %47'nin içinde, bunlar zaten bir sonraki seçimlerde akp'ye oy vermeyebilecek seçmenlerdir. yoksa göğsünü gere gere ben akp'ye oy verdim diyebilmektedir akp'liler ki yine bunların içindeki bir kısımda hiç bir çekince duymaksızın, yasaların suç saydığı eylemleri, akp'nin gücüne dayanarak korkusuzca gerçekleştirmektedirler. bu eylemlerinden ötürü makam mevki sahibi olmaktadırlar.
stratejiyi, gerçek ve dürüst düşünceler sanmamak lazım...
adalet ve kalkınma partisine oy verenlerin veya destekleyenlerin kullandığı kavram. oy vermeyenler akepe derler. recep tayyip erdoğana rte dedikleri gibi.
özeleştiri nedir bilmeyenlerin yönettiği ve vekili olduğu amerika destekli gereksiz partidir.
bu kadar yıldır koyun kandırıyorlar ancak birgün bile kendilerine yönetilen yığınla eleştiri için "olabilir mi acaba?" diye düşünmemişlerdir. kendilerini eleştiren her zaman haksızdır ve kendilerinin yaptıkları her zaman doğrudur.
ayrıca kendilerine karşı olanları uyuyan halka "din düşmanı" olarak tanıtma konusunda ayrıca üzerlerine yoktur.
ülkenin kaderiyle adeta top gibi oynayan, eline geçirdiği olağanüstü yetkiyi olumluya kullanması gereken, vatandaşlarına güya ülkenin ekonomik büyümesinden ve zenginleşmesinden doğan payi adaletli bir şekilde dağıtması ve bu işi tamamına erdirmesi için 2. kez tekbaşına iktidar olmuş bir partidir. ama ne yazık ki ülke yönetimini acze düşüren, son zamanlarda adam kayırmacılık ve kıyakçılık yaparak, siktiri boktan işlerle uğraşarak ülke ekonomisini ve mesaisini boş yere meşgul eden, devleti yönetime yetkisini elinde blunduran partidir.