anayasa mahkemesi kararı ile, türkiye cumhuriyeti anayasasına göre devletin en temel hükümlerden olan laikliğe karşı bir odak olduğu karara bağlanmış bu partinin bir çok üyesinin cenazeleri, ileride devlet töreni ile kaldırılacaktır. sırf tutarlılığı adına, türkiye cumhuriyetinin durumunu bir kez daha düşünmeyi, bu olaya şahit olacak yeni nesile hatırlatmak isterim.
nasıl ki behice boran ın cenazesi devlet töreni ile kalktıysa, nasıl ki ahmet türk ya da sırrı sakık ın cenazeleri devlet töreni ile kalkacaksa ak parti lilerin de cenazeleri devlet töreni ile kalkacaktır. ilerde bunun yanlışlığını savunacak olan denyolar şahit olsun isterim.
rusya ya peskes ceken parti. noluyoz lan? angilikan kilisesi marx i hakli buldu, bush sosyalist bir kurtarma plani hazirladi.
fakirlerin daha fakir, zenginlerin daha zengin oldugu 10 yillik bir donemde bir suru milyarder yaratarak kriz ortamindan kar edecek parti, ulke icin yani . fakat bu kari akpden sonra gelecek hukumet yiyecek.
2009 yerel secimlerinde muhtemelen husrana ugrayacak olan partidir. çünkü yapılan elektirik, doğalgaz zamlarına orantılı insanların maaşında bir artış olmaması, bu sonucu doguracak en belirleyici ögedir.
(bkz: akepe)
gün geçmiyor ki üst düzey yönetici, milletvekili, yerel yönetici ya da üyeleriyle alakalı olarak yolsuzluk, usülsüzlük, adam kayırma, rüşvet, rant sağlama haberi gelmesin. artık şahsen takip edemiyorum ben akplilerin çevirdiği dolapları. bir gün gazeteyi açıyorum bakıyorum akpli belediye başkanı ciddi rüşvet iddialarıyla suçlanıyor. ertesi gün gazeteye bakıyorum ihalelere fesat karıştıran yerel meclis üyesi karşıma çıkıyor. diğer bir gün internete bakıyorum, bir milletvekilinin rüşvet skandalı ortalığı karıştırmış. haberlere bakıyorum akp'ye yakınlığıyla bilinen derneklerin hortumlarını görüyorum. bu nasıl bir sistem böyle ya? nasıl bir parti bu böyle? türkiye'de rüşvet, adam kayırma, usülsüzlük, dolandırıcılık daha önce de vardı. ama hiç bu kadar organize ve aşırı olmamıştı. ha bunların üstüne bir de "müslüman" kimliği vuruyorlar. asıl bu insanı çileden çıkarıyor.
chpli burdur milletvekilinin 11 ay önce verdiği "şehit çocuklarına üniversitede kontenjan açılması" soru önergesini seçimlere* az bir süre kala yasalaştırma yoluna giden, şehitleri siyasetine alenen alet eden ve alacağı oylarda kullanan, midemi bulandıran parti.
Dün Ankara'daydım.
Sabahın köründe gittim, akşamın köründe geldim.
Daha doğrusu ucu ucuna Galatasaray'ın maçına yetiştim.
Bugün de sabahtan beri Beykoz Adliyesi'ndeyim.
Cem Uzan, Nokia ile Motorola'yı dava etmiş, beni de tanık
göstermiş.
Şaşırdım.
Gittim, davayla ilgili bildiklerimi anlattım.
Gecikmem de, dünkü yazısızlık da bu yüzden.
Beykoz Adliyesi'nde dava 20 dakika sürdü ama Adliye'de bir kaç saat
geçirmek zorunda kaldım.
Çünkü pek çok vatandaşla sohbet ettim.
Vatandaşlar gelip anlatmaya başlayınca, ayrılamadım.
Bırakmadılar.
Konumuz AKP, ekonomik kriz, türban kararları.
Rizeli bir vatandaş geldi yanıma. Yanında bir kaç arkadaşı.
Söyledikleri yenir yutulur gibi değil.
iki seçimdir AKP'ye oy vermiş.
Belediye Başkanığı adayı olduğu günden beri kendi deyimiyle
"Tayyipçi"
Daha doğrusu Tayyipçiymiş.
işte söyledikleri.
"Fatih Bey, Rizeliyim. Başbakan'la yakın köylerden. Ama doğma
büyüme Beykozluyum. Son iki seçimde AK Partiye verdik oyumuzu.
Ailece. Kalabalığız. Verdik ama pişmanız. Önce bir türban mevzuu
çıkardılar. Ulan kime ne benim türbanımdan. Anam türbanlı, karım
türbanlı, üç bacım var üçü türbanlı. iki gelinimiz türbanlı. Yani başörtülü. Türban dediğimiz o. Lan benim anamın, ailemin türbanından meclise ne? Takıyorlar işte. Kime ne.
Kim bugüne kadar sesini çıkarmış. işi öyle bir hale getirdiler ki, anama karıma memleket düşmanı gözüyle bakar oldular. Yahu biz Tayyip'e bunun için mi oy verdik. Aç kalmayalım, açık kalmayalım, soygun olmasın diye oy verdik. Türban da türban. Bıraksınlar martavalı. Açız aç. 10 minibüsle servis yapıyordum. Sonuncusunu dün sattım. Şimdi bir ev kaldı satacak. O da sene sonunu görmez. Hamdolsun ekonomi iyiymiş. Biz niye bu iyi ekonomiyi görmüyoruz, bir
talan, bir dolandır gidiyor. Doğrudur. Talancının ekonomisi iyidir ama bizim ki, iyi değil. Aha dolar 1,7. Yarın 2 olur. Bu mu iyi ekonomi. Bir daha bu AK Partiye oy verirsem işte şu nimet beni çarpsın. Diyeceksin ki kime vereceksin. Biliyorsam namerdim. Ama AK Partiye vermem."
Bir diğeri kesiyor önümü.
"Fatih Abi, şu Şaban Dişli'ye sahip çık" diye şaşırıyorum.
"Niye" diye soruyorum.
"Abi, dedikleri gibi 1 milyon dolar aldıysa ucuza gitmiş. Burada 1
milyon dolar rüşvete rüşvet diye bakmıyorlar bile. Ne işler
dönüyor bir bilsen" diyor.
"Ne işler dönüyor" diyorum.
Az ilerdeki bir inşaatı gösteriyor. "Bu sadece biri. Daha onlarcası var. Biz belediye başkanımızı kendimiz seçtik. AK Partili. Ama o bile bunlarla başedemiyor. Boğaziçi imar diye bir yer var. Başındaki adam seçimle değil atamayla geldi. Bizzat Başbakan atamış. Madem atamış, bir baksın bakalım neler yapıyor. Bence biliyordur ya hani bilmiyorum derse bir baksın. Burası ufacık Beykoz, burada bunlar oluyorsa gerisini sen hesapla" diyor.
Sonra okkalı bir küfür.
"Abicim bana iki sene önce sorsan ölünceye kadar oyum AK Partiye
derdim. Şimdi sorsan ölsem AK Partiye oy vemem. Onlar da beni
tanımıyormuş. Ben de onları tanımıyorum"
"Peki kime vereceksin" diyorum.
"Abi bir bulabilsem verecek birini" diyor.
Bu anlattığım diyaloglardan benzer 10 tanesini daha yazabilirim.
Hiçbiri diğerinden farklı değil.
Görülen o ki, siyasette rüzgar farklı bir yönden esmeye başlamış.
Vatandaş görüyor, izliyor, anlıyor.
Demokrasinin kurulları işliyor.
Tabii gerçek demokrasinin, entellerin düşündüğü tipte demokrasinin değil.
Necmettin Erbakan egemenliğinden kurtulup özluklerini ilan ettikleri eski milli görüşçüleri, bugunun laiklik savunucularının mensup olduğu kişilerin toplanıp kurdukları parti ismi.
toplumla ilişki kurmadaki başarısı ile her kesimden insandan oy alabilme başarısını gösterebilmiş, halihazırda türkiye'nin ab perspektifini hamasi milliyetçiliğe bulanmadan taşıyabilen, etnik milliyetçiliğe karşı olduğunu açıkça belirten, eleştirilecek yönleri olsa dahi mevcut siyasi partiler arasında, en azından politik olarak "sol" duranlardan.
ab yi bir sey zannedenlerin pek bir bayıldıgı, sagdan daha sagda durdugu icin gelir dagılımını mahvetmiş, karsısında muhalefet olabilecek insanlar olmadıgı icin tekrar tekrar secilen parti.