kendi cikarlari dogrultusunda anayasayi komple degistirmelerinden korktugum, avrupa ve amerika destekli, eski refah/saadet partisi uzantisi, simdisi ise ne oldugu belli olmayan oy veren yuzde 47 lik kesimin kurtarici olarak baktigi, geri kalan yuzde 53 luk kesimin ise surekli acigini kolladigi Akil fikir partisi.
ülkenin gittiği durumu görüp de nasıl hala bu kadar oy verebiliyorlar bu partiye diye düşünmeyi artık bırakmak lazım zira bu parti o kadar iyi kadrolaştı ki devletin öyle kademelerine öyle insanlar yerleştirdi ki ve sade vatandaşları sadece kendini partilerine oy verdiler diye öyle iyi nemalandırdı ki... ideolojisi olmayan insanlar toplumun çıkarlarını zerre şeylerine takmazlar, sadece ama sadece kendi çıkarlarını düşünürler. işte bu insanlar için de ülkenin ya da toplumun gittiği yer zerre umurlarında değildir tek düşündükleri kendi konumları.
artık bundan sonra akp'ye oy veren hemen çok kişi sırd sağladığı kaynaklar ve nemalandığı durum değişmesin diye verecektir, herkes biliyor ki akp iktidarı gittiği anda bu iktidardan nemalanan ya da hak etmediği halde bir yerlere gelenler, cumhuriyet'e küfredip başbakanlık müsteşarlığı yapanlar alaşğı edilecektir.
iktidardan nemalananların sırd kişisel çıkarlarına ters düştüğü için daha da oy oranını artıracağını tahmin etmemek için % 47'lik çoğunluğun içinden olmak lazım ki bu da azin nesin'in defterinde %60'a tekabül eder.
akp iktidarı düştüğü anda durumları felaket olacak insanlar kendilerini haketmedikleri yerlere getiren bu güce bağımlı olmak zorundalar.
ben olsam iktidar düşerse neler yapabiliriz diye düşünmeye şimdiden başlardım eğer akp destekçisi olsaydım...
zorla oyumu verdirtecekleri partidir. şu ana kadar hiç oy vermemiş olan ben (hiç bir partiyi oyuma layık görmediğim için) sırf türkiyede her şeyi kendi keyiflerine göre yapabileceklerine inanan ,laikliğe bir din gibi tapan , atatürkü yalnız kendilerinin lideri sanan ve rantları elden gidince de çirkinleşen elitlere inat; bu partiye oy vereceğim.
yıllardır övündüm; dindarım ama rp ,fp ,sp ,akp'li değilim diye. ama bu kez sırf bu nedenle oyum akp'ye . % 70 nasıl oluyormuş görün diye. hep akp'yi ve manifestosunu yeterli görmemiştim ama siz bu kadarına bile layık değilsiniz diye!
Milli eğitim politikasını fethullahcılara teslim etmiş partidir.
oruç tutmadıkları için din öğretmeni ve okul pansiyon müdürü tarafından baskı gören dört alevi öğrenciye sahip çıkan öğretmeni görevinden uzaklaştıran, baskıyı yapan öğretmen ve pansiyon müdürüne ise ihtar cezası verebilen yöneticileri atamış iktidardır.
islami faşist diktatöryayı adım adım kurmaya çalışan siyasal yapı. kendi sermayesini oluşturdu. sadık kalemşörleride var artık. yürüyün be aslanlarım kim tutar sizi. durmak yok yola devam...
stalin "faşistler ülkemizi ele geçirmek istiyormuş." der ve suyundan bir yudum alır. " onların kafalarını ezicez." diyerek konuşmasını noktalar. serbest çağrışım. tamamen serbest...
yakında muhalif yapıların köküne kibrit suyunu tamamen bo$altacak ve sonsuz islam iktidarını türkiye'ye getirecek partidir. tasfiye ilhan selçuk'tan ba$ladı. hmm, yakında bizi de içeri alırlar sanırım.
hem solcu, hem sağcı;
hem komprador, hem millici;
hem küreselleşmeci, hem üniterci;
hem liberal, hem faşist;
hem emperyalist amerika işbirlikçisi, hem iran dostu;
hem ab dostu, hem ab düşmanı;
hem ılımlı islamcı, hem şeriatçı;
hem mağdur, hem mağrur;
hem milli görüşçü, hem milli görüş gömleğini çıkarmış;
hem değişimci, hem muhafazakar;
hem ikinci cumhuriyetçi, hem osmanlıcı;
hem laikliğin koruyucusu, hem laiklik karşıtlarının odağı...
kısacası kinder yumurtası gibi sürprizlerle dolu bir parti.
çok şanslı partidir bu akp. karşılarında televizyon dizilerinden, yarışma programlarından fener-cimbom atışmalarından kafasını kaldırıpta ne olup ne bittiğini göremeyen, görse bile ilgilenmeyen cahil bir toplum vardır.yine çok şanslıdırlar ki karşılarında kendilerine aydın diyen demokrasi ve özgürlük adı altında akpyi savunup destekleyen bir kesimde vardır. ne diyor sayın başbakan çoğu gitti azı kaldı, bakalım yolun sonunda akpnin demokrasi anlayışının neresinde olacaksınız ?
bazı mensuplarında artık utanma ve arlanma da kalmadığı aşikar olan parti.
--spoiler--
TEDAŞ'ta işe girmenin yolu AKP'den geçiyor
TEDAŞ'a alınacak 15 işçi için Yusufeli'ndeki yerel bir gazeteye verilen ilanda "ilgilenenlerin AK Parti ilçe Başkanı Muharrem Aytekin'e başvurmaları rica olunur" dendi. Aytekin "Yardım istediler. AK Parti ilçe Başkanı yazmasak daha doğru olurdu" dedi.
ARTViN'in Yusufeli ilçesi'nde TEDAŞ'a 15 işçi alımıyla ilgili yerel Yusufeli Haber Gazetesi'nin 27 Mart tarihli sayısına ilan verildi. ilanda "Yusufeli TEDAŞ işletme Şefliği'nde çalıştırılmak üzere 15 kişi alınacaktır. ilgilenenlerin AK Parti ilçe Başkanı Muharrem Aytekin'e başvurmaları rica olunur. irtibat Tel: Muharrem Aytekin 0 532 226 47 40" dendi.
"iNSANLIK NAMINA"
TEDAŞ'a alınacak işçilerin AKP ilçe Başkanı'na yönlendirilmesi, kadrolaşma ve partizanlık iddialarına örnek gösterildi. ilanı görüp başvuru yapan 6 kişiyi TEDAŞ'a gönderdiğini ve bu işi "insanlık namına" yaptığını belirten Muharrem Aytekin şunları söyledi: "Yusufeli TEDAŞ'ta enerji hatlarının bakım onarım çalışmaları özelleştirildi. Bu ihaleyi taşeron müteahhit Metin Ergül aldı. Bölgeyi tanımadığı için beni arayarak yardım istedi. ilana AK Parti ilçe Başkanı yazmasak daha doğru olurdu ama o anda böyle bir şey düşünmedim."
CHP ARAŞTIRIYOR CHP Yusufeli ilçe Başkanı Zafer Atalay ise, Aytekin'in tutumunu kınadı. Bu ilanın Türkiye'de olduğu gibi Yusufeli'de de işlerin nasıl yürüdüğünü açıkça gösterdiğini belirten Atalay "Bu tutumun etik olmadığı açıktır. ilanı görünce çok şaşırdım. Başvurular kendilerine yapıldığına göre elbette işi de kendi yandaşlarına veriyorlar. Şu anda biz ihaleyi alan firma ile AKP arasındaki bağlantıyı araştırıyoruz" dedi.
--spoiler--
beye bak beye, kendisini nasıl savunmuş hele, "Yusufeli TEDAŞ'ta enerji hatlarının bakım onarım çalışmaları özelleştirildi. Bu ihaleyi taşeron müteahhit Metin Ergül aldı. Bölgeyi tanımadığı için beni arayarak yardım istedi." ihalenin sonuçlanmasında da etkili oldum desen tam olacakmış be başkan?
yandaşlarında inanılmaz bir şekilde sık "darbe" sözcüğünü kullanır.
bu anlaşılmaz gerçekten. ilk olarak 22 temmuz seçimleri öncesinde farkettim bunu; bir tartışma programı, birileri diyor ki, partiniz(akp), insanları bölüyor, cumhuriyetin temel ilkelerini sarsıyor, böyle giderse bu parti uzun süre varolamaz. buradan bizim anladığımız, ya size dava açılır ya da sandıkta gidersiniz demek istiyor ama karşıdan hemen şöyle bir cevap; "ne demek bu? darbe mi olacak? darbe ile mi tehdit ediyorsunuz?" tabii herkes şaşkın. bunu başka zamanlarda da gördük.
sözlükte dahi, akp yandaşı biriyle, gayet düzgün bir konuşma içindeyken ki kendisi gayet aklı başında yorumlar yapmaktadır, ben kapatma davasını savunan biri olarak tayyip erdoğan başbakanlıktan indirilmeli gibi bir cümle kurdum, belki sert bir cümledir ama cevap beklenedi, "bu ne demek darbe mi olsun?"
sonra programları takip etmeye devam ettim, ne zaman akp karşıtı sesler yükselse ve bir gün akp'nin iktidarı kaybedeceği söylense hemen aynı cevap "darbe mi olacak yani?"
sonra iyice abartıldı işler ve akp karşıtı her söylem, darbecilik oldu.
en son tayyip erdoğan kapatma davasını savunanlar için, kaybeden ben değil darbe cığırtkanları olur demiş.
öte yandan akp karşıtı kesimden, birkaç önemsiz ses hariç, askeri bir tavır koymaya dahi çağıran olmadı. ama uzun zamandır her lafa darbe mi yani? diye karşılık vermelerinin artık bıktırdığını ve kendilerini komik duruma düşürdüklerini farketmeleri lazım.
uff amma konuştum, kesin darbe istiyorum, deli oluyorum askerler gelse hepimizi alsa içeri uff ne eğlenceli olur. laikçi faşist regulus nolcak?
başbakan demişti ya değişerek gelişiyorum diye akp'de kaptılarak demokratikleşiyor.
Bundan 6 ay önce elimizde deli gibi anayasa değişikliği metinleri vardı, tartışıyorduk şu şöyle olsun bu böyle olsun diye, uzun uzun. Sonr türban geldi anayasaya, diğer değişiklikler uçtu gitti, sap gibi kaldık ey okur.
Gel zaman git zaman akp kapatılma yumurtası dayandı bir yerlere. Bir ada demokratik bir anayasa değişikliği ama hepsi değil sadece parti kapatma için geçerli olanı sürülecek bu sefer önümüze. Üstelik süper demokrat AKP'nin süper liberal hocalara hazırlattığı 6 ay önceki anayasa taslağını ilgili maddeleri tam da 82 anayası gibiyken, kendisinin de yeteri kadar demokrat değilmiş. Hemen değişverdi, kapatılırken demokratlaştı. Sormazlar mı demiyorum soruyorum, 6 ayda sizin kapatılmanız dışında değişen ne oldu da kendi hazırladığını anayasa taslağı bile statükocu kaldı?
"ülkenin geleceği için dikkatli adımlar atmak gerekir" diyen turhan comez'i ihraç eden; "türban her zaman her yerde aklımızda" diyen husnu tuna'yı ise sadece uyaran bir disiplin kuruluna sahiptir...
kapatma davası karşısında bize birşey olmaz tavrı takınan fakat başkanları dahil herkesin için için tutuştuğu "ya kapanırsak" endişesine sahip iktidar partisi.
bazı kişilerin türkiye'nin abd boyunduruğu altından çıkmasını sağladığı için abd'den gelen direktifle kapatılmasının istendiğini iddia ettikleri parti.
efendim neymiş, akp abd'ye karşı gelmiş.
ey efendiler, pkk'yı abd'ye havale eden ben miyim? 4 temmuz 2003'teki utançtan sonra abd'ye nota bile veremeyen
üstüne üstlük "nota verecek misiniz?" sorusuna "müzik notası mı verelim?" diye karşılık veren ben miyim? 1 mart tezkeresi öncesinde abd ile "8 milyar dolar kredi mi, 1 milyar dolar hibe mi?" pazarlığı yapan ben miyim? 1 mart tezkeresi'nin geçmesi için bir tarafını yırtan ben miyim? abd uçakları sınırımızı ihlal ederken, nota bile veremeyen ben miyim? abd şirketi cargill için bush'un ricasını emir telakki edip yasa çıkaran ben miyim? abd'den izin almadan kuzey ırak'a giremeyen ben miyim? abd korkusu yüzünden habur'u kapatamayan ben miyim? abd için her daim "stratejik ortak" deyimini kullanan ben miyim? abd projesi olan bop'a, condaleezza rice ablamızın 2003'te washington post'ta yayınlanan "ortadoğu'yu dönüştürmek" başlıklı köşe yazısında 27 ülkeyi kapsayan aralarında türkiye'nin de bulunduğu 22 ülkenin sınırının değiştirileceğini söylediği bop'a eşbaşkan olan ve her seferinde bu eşbaşkanlıkla övünen ben miyim?
abd'den kopup bağımsız olma girişimimizi akp'nin yaptığını tamer korkmaz adlı yazarcanın "ankara washington hattı" kitabını referans göstermezler mi, hakikaten komik.
eğer akp türkiye'yi abd'ye göbekten bağlamayıp, türkiye'yi bağımsız hale getirdiyse, dow jones -abd borsası gençler- kıpraştığında en çok etkilenen borsa nasıl imkb oluyor? ekonomiyi her türlü bağla, sonra de ki "akp türkiye'yi bağımsız yaptı" diyelim ki ekonomimiz bağımsız, o zaman üstte "ben miyim?" diye sorduğum eylemleri yapan akp, nasıl abd etkisini ülkeden def ediyor? üstte yazdıklarımı akp yapmamışsa tamam, akp türkiye'yi abd'den bağımsız hale getirdi, ulan bu kadar somut şey varken, hala nasıl "akp bizi bağımsız yaptı" diyebiliyor gençler hakikaten ilginçtir.
adı ile tamamen çelişen, kendi kafasına göre hareket eden partidir. tabii bunu neye dayanarak yapar siz düşünün, ama bir ipucu da verilebilir.
(bkz: abd)
her seçimde chp ye ayarın hasını veren bu nedenle chp li bir çok kimse tarafından çekilemeyn ülkede hazımsız insan sayısının artmasında istemeden de olsa rol oynayan tartışmasız türkiyenin en büyük partisi.