*abla: seni sevmiyorum ben artık!
kardeş: asıl ben seni sevmiyorum, zaten hiç abla olmadın bana. ablam değilsin artık benim!
abla: sen de benim kardeşim değilsin!
zil: dingdang.
gelen annedir. dışarı çıkacağımız için kalın giyinmemizı söyler.
kardeş: (normalde abla demediği halde) ablacığım taytlar neredeydi? bi' de daha ne giyiyim üstüme sence?*
aradan yıllar geçer...
kardeş: ben mi senin ablanım anlamadım gitti? zaten sen evlatlıksın, ben biliyorum.**
abla: hımmm tamam.
5 dakika sonra
kardeş: siğa..* bakar mısın? şunu şey yapamadım?
abla: yardım isteyen sen, ayağa çağıran sen! gelmiyorum!
kardeş: bilgisayarı kucaklayıp geliyorum bir dakika...
abla: hı? ne oldu?
sonuç olarak yıllar geçse de değişmeyen diyaloglardır. ne kadar kavga edilse de 5 dakika sonra kardeş tıpış tıpış ablasından yardım ister ve ablası da her seferinde yardım eder.*
an itibariyle yaşadığım, dehşet gülmeme neden olan trajikomik bir diyaloğu paylaşmak istiyorum.
abla: anjelika biliyor musun twitter da beni 4 kişi birden takip etmeye başladı beni. anjelika: ablacım benimkileri biliyorsun, konuşup övünmek istemiyorum. abla: ama biri takip ediyor ki çok yakışıklı xxx kullanıcı. mesela ona bişeyler yazsam komik mi olur? twitter da yeniyim biliyorsun. anjelika: ya bilmem ki. onun yerine mail atman daha normal bir davranış. bu arada merak ettim şu çocuğu bakayım.
(ablamın hesabını açıp followerslara bakarım ve şok olup gülmeye başlarım.)
anjelika: abla resmi bu yok bu çocuğun iyi misin sen? * abla: anjelika olsun ben o çocuğu uzun boylu, yakışıklı, siyah saçlı, mühendis biri olarak hayal ediyorum. bak görürsün öyle çıkacak. anjelika: abla beni korkutuyorsun. şizofren olduğunu düşünmeye başladım. *
hanna: canım artık sen de üniversiteli oldun hayırlı olsun.
öss'de yerleşen kardeş: evet abla, biliyorsun ki üniversite çok pahalı ben de öğrenciyim para lazım hem...(hanna gidişatı anlar sözü keser)
hanna: ama sen daha kayıt bile olmadın tatlım .
öss'de yerleşen kardeş: ne verirsen elinle o gelir seninle abla nihahah.
hanna: çakal.
olay iftar sofrasında geçer.
herkesten önce yemeğe yumulur.
kardeş: ham ham hammm
abla: yavaş ye yavaş sanki tüm gün oruç tutan sensin hee.
kardeş: şuna bak ya sen tutuyosunda noluyo akşama kadar yatıyosun pehh.
abla: yoo 2 de kalkıyorum hem kalkıp ne yapacağım.
kardeş: kalk anneme yardım et o niye erken kalkıyo.
abla: ya sus be.annem kendi uyu diyor bana. hem sanane yaa şuna bak.
kardeş: sus susta yemeğini yee.
abla: iştahmı bıraktın sinir edersin adamı.
kardeş: zuhahaha.
abla: (nefretle bakar..)
kardeşinin sürekli başı ağrıması sebebiyle hastaneye götüren ablası annesinin ısrarı üzerine sabahın 8inde hastaneye damlamıştır sıra almıştır kardeşi muayene olmuştur doktor amca tahlil ve röntgen istemiştir. bu esnada saat saat 10 olmuş sonuçlarda 3 te çıkacaktır.tahliller alınmış sıraya girilmiş ve saat 4 civarı olmuştur. artık ablanın sinirleri bozulmuş ayakları ağrımış başı çatlamakta hastanede bekleyen diğer hastaları keserken bir yandan tırnaklarını yemekle meşgul bir yandan da vızılayan kardeşiyle uğraşır. yarım saat daha geçmiştir ve tanıdık bir ses duyar koşmaya başlar... kardeşinin adı soy adı söylenmiştir.
k:sürükleme beee geliyorum işte.
a:sen daha dur hele o tahlillerden bişey çıkmasın ben sana daha neler yapacam!!!
k:hönk
a: haydi Bismillahhhhh
ve sonuç saat akşam 6, teşhis strese bağlı baş ağrısı, gözü yaşlı bir abla ve kesin salak bu kız diye bakan bir kardeş...
olay çapa-yenibosna tramvay yolculuğunda gerçekleşmiştir.
kardeş :*hacı hadi müzük açalım bu yol bitmez.
ben : tamam hacı aç ama öyle arabesk falan olmasın piskopata bağlamayak şimdi!
kardeş: tamam abla.müzik dinlenir, dinlenir ama o yol bitmez.
ben : **yaaw hacı otur otur götümüz tutuldu nerde lan bu yenibosna ?
etraftan anlamsız bakışlar, kardeşin gülme krizine girmesi, ablanın şoku atlatamaması...
kardeş:abla bana makyaj yapsana.
abla kızım sen ders çalışsana.
kardeş:çalıştım ben biraz hadi bana makyaj yap.
abla:ne zaman çalıştın?çalıştığını görmedim ben.
kardeş:ya abla ya baktım işte biraz hadi.
abla:şu soruyu çöz yapayım.
kardeş:aman abla ya tamam vazgeçtim allah allah sanki matematik çok lazım olcek de ilerde bize illa çalışcam yani.
abla:allahım sen sabır ver.matematik lazım olmazmış gerizekalı sbs de ne halt yicen?
kardeş gelecek olan şiddet dalgasından kendini korumak için ardına bakmadan kaçar.
..
abla:senle benim aramda annem bir çocuğa hamile kalmış.
kardeş:hadi ya , eee.. *
abla:e işte yan odada, yılardır sakladık senden.* gel kız buraya!
ne ee si salak. ***
abla- siyah noktalarını sıkayım mı noluur ?
ben - tamam ama bir kere vurucam.(ablam 167 ben 190)
abla - hmm tamam o zaman bacağıma vur az acır heralde.
ben - evet evet zaten hızlı vurmayacağım.
(ablamın beni küçükken dövmelerinin hırsıyla farkında olmadan insanlık dışı bir yumruk attım.)
abla-yaa hayvann (ağlar)
ben- vurmadım ki ama çok hızlı ya.
abla-sen görürsün tüm hepsini acıtarak sıkıcam.
ben - ...
ben - senin nişanlın şeye benziyor abla ya
abla- neye benziyor
ben - şeye işte böyle ne bileyim ımmm
abla- söylesene be neye benziyor
ben - hafif saf sanki
abla- nesi saf ya nasıl saf hem neden böyle dedin durduk yere neden saf dedin
ben - seni beğenmiş aşık olmuş salak daha ne olsun baya baya saf işte
yatağa uzanmış dinleniyorken, kız kardeşim şaka yaptığını sanarak yastığı suratıma bastırır ve bunu bi süre sürdürür. artık çırpınmaya başlamışken yastığı çeker ve;
- napıyosun mal. nasıl bi şaka bu. nefes alamadım. öldürcenmi beni?
+ off abla saçmalama, insan nefesini tutarak ölemezmiş.
- beyinsiz nefesimi isteyerekmi tuttum ben!
+ hıı doğru pardon.
kız kardeşi ablasına:
-abla bugün bi müşteri geldi (iki eli arasındaki mesafeyi oldukça kısa tutarak) şu kadarcık kalçası var almış kocaman eteği "bu bana olur mu?" diye soruyor. gülecem gülemedim "ne biliyim bi dene" dedim.
ablası:
-"senin kendi götünden haberin yok mu deseydin."
abla:sen evlatlıksın biliyormuydun.
kardeş:ne alakası var.
abla:ben babama benziyorum ama sen hiç kimseye benzemiyorsun başkasının çocuğusun*
kardeş:!??
(ve kısa bir sessizliğin ardından ağlama sesleri duyulur.)*