ben: çulluk diye kuş ismi var olm.
kardeşim: sanki bütün kuşları sıralayıp isim koymuşlar sıra buna gelince de hiçbişe kalmamış, çulluk koymuşlar. benim adım çulluk olcak var ya bilerek neslimi tüketirim.
diyalog ramazan ayının ne zaman kışa geleceğini hesaplamaya çalışan kardeşim, ben ve annem arasında geçmektedir.
anne: hesapla işte bak marriot doğduğunda ramazan bayramıydı.
kardeş: ramazan bayramında mı doğdu bu?
ben: akıllı ol mübarek günde doğdum ben.
kardeş: anne ben doğduğumda ne vardı bayram seyran felan?
bent: sen her hangi boktan bir günde doğdun canım öyle özelliği felan yok *
anne: ?!?*!
kardeş: g*t*
abla yıllar önce lisedeyken gitmek istediği ankara gezisi için aileden izin istemektedir. konuşmalar anne, abla ve kardeş arasında vuku bulur:
abla: anne, ankara gezisi'ne gideyim; hadi be.
(anne dünyanın en pimpirikli insanlarından biridir.)
anne: annem, bütün gezilere gittin, buna da gitmeyiver.
abla: ama anne n'olcak ki!
anne: kaç kişi gidiyo geziye sınıftan?
abla: herkes gidiyo ya, sadece yedi mi sekiz mi ne kişi gitmiyo.*
(kardeş o sıralarda altı yaşlarındadır.)
kardeş: bi' de sen dokuz.**
Kardeş:Abla ben dayımı çok seviyorum.
Abla:salak bizim dayımız yok ki.
k:olsun sen sorsana hangi dayın de bana.
a:hangi dayın?
k:yatcaz kalkcaz hop or'dayım'
a:hasssssss???!!
kardeş artık büyümüş, hayvan kadar olmuştur. Beraber dışarı çıktığımızda;
A: oğlum bana abla de lan sürekli millet yanlış anlıcak, kısmetimi kapatıyon.
K: basileia gel şu mağazaya girelim, basileiaaa.
A: abla desene ya.
K: banane demem.
-ablacıımmmmm
+ne var be
-bana su getirir misin?
+...
-abla sana diyom hadi ya lütfen çok susadım belki de ölürüm burada susuzluktan
+.... (abla içeri girer)
-ya mal sana su getir dedim
+duymadım.
kardeşim: ne zaman geleceksin, çok özledim seni?
ben: bilmem, bayramda gelirim belki, tabi o an ki ruh halime ve senin vadettiklerine bağlı ?
kardeşim: öncelikle abla diyeceğim, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacağım, sen bir gel, elini yüzünü yıkarken lavabo kapısında bekleyip havlu tutacağım, en sevdiğin yemekleri yaparken anneme yardım edeceğim..
ben: tamam sakin ol lan duygulandım.
kardeşim: diyecektim ki bu ukala ve iğrenç tavrınla karşılaşıp vazgeçtim, gelme allah belanı versin gelme. anneee gel al şu telefonu bir daha da bu malla beni muhattap etme.
( bu arada ben de çok özledim. *)
marriot ve kardeşi bankada oturmuş sıranın kendilerine gelmelerini beklerler ve o sırada saçları röfleli ve jöleli kronun iri bankadan içeri girip önümüzden geçer.
ben: ıyy tipe bak
kardeş: kroyumben.com a premium üyelik yaptırmış
ben: !!!??!?!**
(geçen sene yaz mevsimi, çarşıda kaldırımda yürürken)
abla: (biraz yüksek sesle şarkı mırıldanmaktadır)
erkek kardeş: ablaa
abla: (sesini biraz alçaltır)
e.k.: abla şarkı söylemez misin?
abla: uff tamam (yüzünü somurtmaya başlar)
e.k.: hadi dondurma alalım, ben ısmarlicam.
abla: heyoo.
not: yeni nesilde böyle centilmen erkekler varken, artık kartlaşmaya başlayanlar odunluklarına yansınlar.
her zaman hoş olmayabiliyor ne yazık ki..
ablamın evde gizli saklı sigara içtiğini bilmeme rağmen kimseye çaktırmayan ben, en sevdiğim bluzumun yakasının sigara külüyle yanmış olduğunu gördüğümde:
pilazma: ablaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!
ablam: ne var??
pilazma: bluzumu sen mi giydin?
ablam: evet yemedik ya bluzunu!
pilazma: evet yememiş yakmışsın!
ablam: kes sesini velet!
pilazma: o bluzun aynısından alacaksın başka bi şey demiyorum!
ablam: almazsam nolur?
pilazma: almıyo musun?
ablam: almıyoum.
pilazma : anneeeeeeeeeeeee senin bu kızın sigara içiyo bak bluzumu da yakmış!
sonuç en sevdiğim bluzum toz bezi oldu ablam da bi ay konuşmadı benle ve sigarayı bırakmak zorunda kaldı..
erkek kardeş: abla hazır mısın?
abla: evet tabi hazırım, seni bekliyorum burada. hep bekleyen ben mi olucam?
erkek kardeş: hayır hazır değilsin.
abla: neden ya?
erkek kardeş: çok solgun görünüyorsun, ruj da sürsene.
abla: hehe tamam.
imrenerek ve beğenerek okuduğum diyaloglardır. Benim ablam yok lan. Isterdim şöyle benden 3-4 yaş büyük bi abla. Arada dertlerimi dinlesin, çevremdeki kızları eleştirsin, arada kavga edelim falan. Kısmet değilmiş. *
dün evde oturuyoruz, yemek sofrasındayız. kardeşim bir süre bana bakıyor ve sonrasında şu diyalog gelişiyor:
-abla sen o hırkayı dışarıda da giyiyor musun?
-evet, neden ki? (bir süre hırkamı incelerim, biraz hırpani olduğu bellidir ama sevdiğim için çok da aldırmam, giyiyorum neticede.)
-hiiç, öylesine sordum. bence bundan 3000 sene evvel yaşasaydık bu kılıkla kabilenin en güzel kızı sen olurdun.
piç kurusu hırkamı beğenmemiş, imiğini sıktığım. *
bu kardeş denen şey toptan yasaklanmalı, devlet buna birşey yapsın.
liseli ergen erkek kardeşimle yaşadığımdır. kendisi endüstri lisesinde okumaya çalışmaktadır.
+ablacım al bak o bordo pantolonu, çok güzel o.
-git la başımdan, gay miyim ben?
+bana bak çakarım ağzına. sana kız gözüyle bakıyoz şurda.
-iyi de bizim sınıfta kız yok ki.
+(ergenimin haline üzülerek)hiç mi yok lan?
-yok. okulda toplam 5 kız var. onların da yavaştan sakalı-bıyığı çıkıyo zaten. *
işe kardeş'le birlikte gidilmektedir. kendisi yarım saat süren yoğun çabanın ardından uyandırılır, 5 dakika hazırlanma süresi vardır, sonrasında da kapıdan şöyle bir ses gelir.
-pancar aldın mı?
+aldım.
-nerde?
+şurada işte
-abla o pezük ama.
+lazvegas zaten pezükle pancar aynı şey sadece arada şive farkı var.
-saçmalama abla yaa.
-benim mavi kazağım nerd..
+lölölööğlö lölölööglö senni duymuyoruum.
-kulağına sıcıyım gerizekalı. tamam ona zarar verme. ne istiyosun para mı
+olabilir tabbii. çok bi şey değil zaten yabancı değilsin sonuçta. her zamanki gibi bebek. nihhaha
-tamam anlastık. aksam 10da kazak dolabımda olsun. höö önce kazak. yoksa parayı göremezsin.