beni bir tane çikolataya yürüten adam. evet ilk adımlarımı bana uzaktan çikolata göstererek attırmıştır.
abim hayata erken atıldığı için sadece akşamları görüşebildik baya bir süre. hep sert bir duruşu vardı. sakinken bile taş gibi bir yüzle bakardı bana. hayat ona çok iyi yüzünü göstermediği için de olabilirdi bu sert duruşu.
bazen beni sevmediğini bile düşündüm. ama 15 yaşımda kavgama yalınayak koştuğu an kahramanım oldu. evet sokağın başına kadar yalınayak koşup söküp aldı beni o beladan. benle kavga edenlerin ağzını yüzünü kırdı. sonra kendi 2 tokat attı bana o da ayrı konu. canı saolsun.
babam eve uğramadığı zamanlarda aile reisliğini de üstlendi kendisi. 42 yıllık hayatında hep aile sorunlarıyla ilgilendi. her başım sıkıştığında babamdan annemden önce onu arayıp akıl danıştım.
kısacası kahramanımdır bu sert adam.
edit: sert dedim ama bakmayın siz. eve gelince 'acıdı mı lan attığım tokatlar' diye sordu. yufka yüreklinin bayrak taşıyanıdır aslında.
kendisine burdan çok teşekkür ediyorum. üniversite okumamı sağlıyor harçlık yolluyor , babamla aramızdaki anlaşmazlıklarda ağırlıklı olrak beni savunuyor. yakında beni evlendirirde ben daha ne isteyeyim abim.
sokaktaki arkadaşların zorbalıklarından kardeşini koruyan, kardeşine kızıyor onu çekemiyor gibi dursada aslında kardeşini canından çok seven onunla yeri geldiğinde odasını paylaşan kişi.
hayatımdaki en değerli varlıklardan birisidir kendileri. her ne kadar gençlik yıllarım onunla beraber geçmesede, artık birlikte bir şeyler yapmak adına bunu başarıyorsak bir şeylerde başarmışız demektir.
bir kız kardeş için zaman zaman çekilmez olsa da baba yarısıdır.
hiçbir zaman seni bırakmayacığını bildiğin kişidir, kimi zaman en yakın arkadaşındır, kimi zaman en büyük düşmanın. bir kız kardeş için abi zaman zaman sadece yemek yemeye yarayan çöp öğütücü gibi bir şeyse de, tam bir ağlama duvarıdır. birlikte geçirilen senelerin ardından biraz gitse de rahatlasam diye düşünüp, gidince her gün en az yarım saat telefonda konuşulandır. hiç özlemedim gelme sensiz çok eğleniyorum ben geyiği yapılsa da, görüşülünce boynuna atlanandır abi. izin vermese de gizlice dolabından gömlekler, kazaklar aşırılandır. küçükken hep en iyi arkadaşlarına aşık olunandır. bir şeyleri önden yaşadığı için deneyimlerinden faydalanılması gereken kişidir. candır o can.
not: özlemedim, hiç de sevmiyorum seni abi, hemen şımarma.
bazen kuzen ya da akrabadır bazen arkadaştır.daha doğrusu sen onları abi yerine koyarsın. illa aynı anne babadan olmak gerekmiyor ki sonuçta bazı insanlarda doğuştan bir abi tipi oluyor ve ister istemez sen onu abin gibi benimsiyorsun yani.
hayattaki en özel sığınaktır. hem aynı kan, hem aynı yürektir o.
candır, bi tanedir, dosttur.
en güvendiğindir, en nazlandığın ve en çok nazını çektiğindir.
küçükken anne baba çalışıyorken, hasta olduğunda sana bakandır. okul dönüşü çamurlu yolda düşme diye kucağına alıp taşıyandır. cebindeki son parayı senle paylaşandır.
her izin öncesi telefonda saatlerce seninle gezme tozma planları yapandır. her gelişinde ' bak hele büyüme bu kadar bu ne böyle küçücük bişeydin sen... ' diyip başına bi tane şaplatandır.
' çok çalış ileride çok para vereceksin bana, araba da alacaksın bak! ' diye söyleyip duran, ' seninle gurur duyuyorum' diyendir.
anlatmaya kelime yetmeyendir. dilerim ki hayattaki hiçbir şey bizi birbirimizden ayırmaz. çok seviyorum onu sözlükcüğüm.
küçükken komşuya oturmaya giden annemi arayarak 'ya gelirsin ya da en sevdiğin çiçeğin saksısına işerim' diye tehditler savuran, 10-15 yaşları arasında tuvalete tek başına gitmeye ölesiye korkan, hayatımın hiçte küçümsenmeyecek bir zaman dilimini onu tuvaletin önünde bekleyerek geçirdiğim ve şu yıllarda supernatural'i tek başına izleyebilme başarısını gösteren artık cesur, tuvaletlerle barışık ve adı da bir garip olan canım.