Bugün bir saat önce mutfakta yaşanmıştır.
Abim: "kim ben mi" şu gözlüğünü çıkar da bir tokat atayım be.
Ve ben bir elimde iki bardak diğer elimle gözlüğümü çıkarırım.
-tamam hadi.
Abim:heheh söz de dinlermis.
(bugün gidiyor,çok ozleyecegimi bildigim icin bu söz dinlemelerim. Özleyeceğim seni yakışıklı)
+:bu saatte gitmiyosun dimi eve? bak şimdi kaçar gelirim oraya deli etme beni.
- : yok be abi.. teslim vardı bugün. gelir gelmez uyumuşum, ancak arayabildim.
+:iyi bari. var mı bi problemin bak elim uzundur biliyosun, burdayım diye söylemezlik yapma sakın.
- :yok yok, sen iyi ol yeter takma kafanı buraya..
...
tam o an inanılmaz bir gürültü koptu. telefon düştü, tek insan sesi yok. sadece ilk kez böyle korkunç duyduğum patlamalar, silah sesleri.
ne dinleyebildim, ne kapayabildim o telefonu.
sonra kendiliğinden kapandı.
sinyal kesilmiş.
böyle olurmuş.
...
geri aradı abim saatler sonra.
endişelenmemem için, bir de bizimkilere bişey söyleme, telaşlandırma demek için.
iyiymiş.
saldırı olmuş.
her şeyi duymuş olmamın verdiği rahatlıkla sanırım, "gökyüzü siyahtır ya geceleri" dedi, "kıpkırmızı oldu.." "yere yattım, yer sallanıyordu. yerdeki taşların sesini duyuyordum."
sesi titriyordu bunları söylerken. birkaç saat önce efelenen abim, korkuyordu.
...
küçükken aynı okula giderdik. haşarıydı, veli toplantılarını gizlerdi annemden. ben ispiyonlardım. o yüzleşme sahneleri çok hoşuma giderdi. benden beyazdı o, kıskanırdım. annem ona kızarken kıpkırmızı olup çenesi titrerdi de sıkardı kendini, ben ordayım diye. o yaşımızda benim üzerimde otorite kurmaya çalışan abimi karşımda öyle sesi titrerken görmekten zevk alırdım.
şimdi de öyle titriyordu sesi işte. o yaşına dönmüştü. öyle savunmasız, öyle yalın.
...
"diğerleri?" dedim. "kimseye bişey oldu mu?"
"bilmiyorum" dedi önce, sonra toparlandı sesi. "yok" dedi "taciz ateşiydi kimseye bişey olmadı"
ne kadar rahatlanabilirse o kadar rahatlayıp uyudum, aklımın bir köşesinde gündelik yaşantıma devam ettim.
o oradaydı, o ince çizgide tek ayak üstünde sendeliyordu.
...
o gecenin sabahı mıydı, sonraki gün müydü hatırlamıyorum, yine konuşurken laf arasında törenden bahsetti. ne töreni dedim, geçiştirdi. ama beceremedi.
o gece o saldırıda yaralanan, gazi olan çok sayıda asker olmuş, bir de şehit.
düşünebildiğim sadece abimin ölümle bu kadar yüzleşmiş olduğuydu. dün aynı yemeği yediği arkadaşının cenazesi helikopterle götürülüyordu bugün ve onayını abim veriyordu.
...
o gece birinin kardeşiyle konuşması da o gürültüyle yarım kalmıştı. sinyal kesilmişti. ama onu bir daha arayan olmadı. içi rahatlayamadı.
o gece ne yaptı? nasıl uyudu? nasıl yaşadı o haberi alıncaya kadar o korkuyla?
nefret ettim çok şeyden.
adını soramadım abime tazelenir acısı diye. tanıdıklarımdan mıydı, adı neydi...ne farkederdi gerçi ama insanoğlu, tanıdığına daha çok üzülür ya, o hesap muhtemelen.
...
haberleri izledim. her gün, her gece, son dakika aradım kanal kanal. interneti talan ettim. tek bir habere rastlamadım. tek bir isme. o karakolda yaşanan o olayla ilgili, o şehitle ilgili tek bir iz yoktu.
o anı ben duydum, ordaki askerler yaşadı, birileri gizledi, yoksayanlar oldu, zevk alanlar... ve herkes uyudu.
...
bugün yine birinin kardeşiyle konuşması öyle yarım kaldı. büyük bir gürültü koptu, sonra sinyal kesildi.
can yanıyor. ateş düşüyor ve en çok düştüğünün tepesinde kıpkırmızı oluyor gökyüzü.
a: karı kız durumları nasıl lan?
h: abi hiç uğraşamıyorum.
a: niye oğlum?
h: çünkü vermiyolar bu yaşta. üniversite döneminde bakıcaz.
a: ahahah. amk öyle deme. ummadığın taş baş yarar.
h: nası lan?
Bir gün beni dükkana çağırdı. Anaaa bi baktım cocker cinsi çılgın atan köpek. Sana aldım dedi.Ben delirdim tabi ama götürecek yerim yok, neyse gidip tasma aldım bir gün sonra bi gittim köpek yok.Meğer bir ay kadar önce sokakta bulmuş. Gerçek sahibi gazeteye ilan vermiş. Ben gitmeden bebeğim de gitmiş.
+abi beni neden kandirdin?
-çok güzel inaniyosun, napayim.
Cevaba bak ya. Resmen hayatımın ozetiydi.
Genelde abinin konuşması kardeşin hayıflanmasıyla sonuçlanan diyaloglardır.
Kiminle konuşuyorsun, neden geç geldin, kimle dışarı çıkıyorsun, kiminle mesajlaşıyorsun, niye göz kalemi çekiyorsun, velet kim diye diye kafayı yedirttirdi bana.
Odamdaki masada bir şeylerle uğraştığını farkettim.
-piştt. Ne yapıyorsun burda sen?
+yahu dg böyle kaliteli sınav kalemi bulmuşun abine haber vermiyorsun. Çok kırıldım.
-nasıl yani?
+e şu kalem işte. Yumuşak yumuşak yazıyo. Hiç gıcırdamıyor. Ama fazla yumuşak. Bastırınca yamuluyor. Bak kapağı da varmış. Çok güzel resim çizilir bununla ya.
Bi elindeki kaleme bi kendine baktım. Nutkum tutuldu resmen.
-abi yaaa.
+ne cırlıyon be tepemde.
-ama o benim göz kalemimdi. Yıl olmuş kaç daha bilmiyon mu sen bunun ne olduğunu ya. Valla cahillikten ölmek üzeresin. Bi çık git Allah aşkına ya.
+gözde kalemin ne işi var lan?
+patronum bu pantolon Nasıl olmuş bak Zara'dan aldım yakışmış mı?
-fişi nerde attın mı fişini hangi şubeden aldın
+lan yorum yapsana
-çıkar şu pantolonu dapdar dışarda eğilsen gotun gozukucek başımı belaya sokma şu fişi getir de yarın değiştirip ben kendime bişey alıyım benim hiçbişeyim yok