sarayından dışarı burnunu bile çıkaramayan bir korkak olduğu, hayatı boyunca tek bir kere ne cepheye, ne memleket gezisine gitmediği halde 1877-1878 osmanlı - rus savaşı'nın ilk günlerinde kendi kendisine "gazi" ünvanı vermesidir.
1897 türk - yunan savaşı'nda da asla cepheye gelmemiştir. dahası savaştan sonra madalya verdikleri arasında şeyhülislam da vardı. bu durum komutan gazi ethem paşa'nın canını o kadar sıkmıştı ki abdülhamit kendisine madalya vermeye kalktığı zaman madalyayı reddetmişti.
sebebi sorulduğunda "ben cephede bulunmadığım için o madalyayı hak etmiyorum" demişti. komutan kendisi olduğu halde neden böyle dediği sorulduğunda "şeyhülislam hazretlerine madalya verildiğine göre cephede bulunmuş olsa gerektir. fakat kendisini orada göremediğime göre ben cephede bulunmamış olsam gerektir." diye yanıtlamıştı.
Derhal sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan'ın da gazi ilan edilmesi konusunda ilham veren tarihi örnektir.
Cnn yayınına mechul bir mekandan telefonla bağlanıp halka "meydanlara inin. tankın, tüfeğin önünde durun. asker de ne yapacaksa yapsın." Demek kahramanlığını göstermek her babayiğidin harcı değil. Bunları söylerken ses tellerinin gördüğü yıpranmaya binaen gazi ilan edilmesi şarttır.