sadece birilerinin şakşakçısı ve izleyicisi olmadığı için, yalakalık yapıp yerinde oturmadığı için, elhamdülillah şeriatçıyız, ben değişmem, dün ne isem bugün de oyum diyen, ya müslüman ya laik olacaksın hem laik hem müslüman olamazsın diyen, ben değişmem, dün ne isem bugün de oyum diyen, ben türk değilim diyen, ben değişmem, dün ne isem bugün de oyum diyen, istanbul imamlığı ile yetinmeyip türkiye ye imam olmaya çalışan, ben değişmem, dün ne isem bugün de oyum diyen, minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz diyen, ben değişmem, dün ne isem bugün de oyum diyen, birisinin iki yüzlülüğünü halka göstermek istedi diye yerden yere vurulan hukuk adamıdır.
hadi siz de çıkın iki sözünün birbiriyle çeliştiğini söyleyin bu savcının. ama sizi dolandıran, sizi kandıran, sie yalan söyleyen, iki yüzlülüğünü her katmanını gösterenler yarar, size sizi sevenler yaramaz, kimler yarar bir düşünün.
siyaseti yasaklayıp insanları şiddete dolaylı yoldan teşvik eden sözde hukuk adamı. oysa ki bir siyasi parti şiddeti teşvik ediyorsa veya şiddete karışmışsa kapatılmalı, başsavcı sanırım birşeyleri g.tünden anlamış. olsun, o da insan. bir hata yapmış, fazla da vurmamak lazım.
en büyük akp'li olarak anılması yakın olan savcı. 2008 mart ayı itibariyle akp'nin ekmeğine yağ sürmekte.
kurt politikacıların aksine attığı adımın sonuçlarını hesaplamadan, türkiye'yi kasıp kavuran muhafazakar* ulusalcı rüzgarın gazıyla, türk hukukçularının kapatma maniası*** paralelinde elindeki yetkileri kullanmaya çalışan adam.
hakim-savcılar arasında yapılan bir ankette okuduğum ve birçok hakim-savcının beyan ettiği, o inanmak istemediğim "devletin çıkarının gerektiği yerde hukuku dikkate almam, devlete hizmet ederim" yaklaşımının sonucu olduğunu düşünüyorum.
ara not: akp'li değilim, akp'yi sevmem. "akp'li lan bu" şeklinde dallamaca yaklaşımlarla karşılaşmamak adına da olsa bunu söylemek zorunda kalmaktan nefret ediyorum. buna rağmen akp'li olduğum konusunda ısrar edecek muhtemel dallamalar için orta parmağımı hazırda bekletiyorum.
bu süreç akp'yi kapatsa bile -ki bu kapatılmayla avunmak muhalefet için kimse alınmasın ama siyasi bir zavallılıktır ve ayrıca şartlara bakılınca mümkün değil- aynı kadro daha önce olduğu gibi başka isimler altında yeniden organize olacak ve ilk fırsatta kapatılmış olmalarının mazlumluk teması üzerinden reklamını yaparak yeniden iktidara gelecek.*
akp'yi kapatamasa bile bu dava, demokrasi sisteminin yürümesi için gerekli "akp harici, iktidar adayı, sistemiçi siyasi oluşumlar"a* teorik ya da pratik bir güç kazandıramayacak. aksine bir sonraki seçimde akp'nin yine aynı şekilde mazlum görünme imajı kullanmasına ve oylarını arttırmasına imkan tanıyacak.
sonuç olarak, bu dava neticesinde daha büyük bir tayyip egosu altında yaşamaya hazır olun derim. bu davanın haberini ilk aldığımda "bu ne aptalca bir girişim, bunun işe yarayacağına kim inanır?" şeklindeki o klasik rezil espriyi yapmıştım. ama zaman içinde türkiye'de kadirizm'in ne kadar güçlü olduğuna ve bu davayı ciddi ciddi ülkenin kurtuluşu falan gibi görenlere şahit oldum maalesef. şu klasik türkiye siyasetinin dinamiklerini tahmin edememe sendromunu yaşayan entelektüeller arasına kattım kendimi tüm mütevaziliğimle.
neyse, madem öyle dedim, konuyla ilgili entelektüel bir racon kesmeden bitirmeyelim:
düşünce tembeli olduğumuz için kolay yolları seçeriz, şüphesiz. akp'yi safdışı etmenin kolay yolu olarak 2 seçeneğimiz var şu an. birisi bu dava, diğeri de darbe.
ilki için denebilir ki, akp adı altındaki siyasi oluşum yukarıda bahsettiğim nedenler yüzünden bu dava ile ölmez. nietzsche'nin "öldürmeyen güçlendirir" sözü paralelinde da daha büyük bir güç haline dönüşür.
darbe ise bu siyasi oluşumu bir süreliğine öldürür ama birkaç sene sonra yüzeysel olarak form değiştirmiş haliyle yeniden iktidara gelmesine engel olamaz. darbenin küçük bir yan etkisi ise, sadece akp'yi değil türkiye'yi de geleceği ile birlikte öldürmesi. bu yüzden zorunluluk vehminde bile tercih edilmemesini öneririm ancak yine de siz bilirsiniz sayın "yazar-general"ler.
nasıl deprem ile yaşamaya alışmak gerek deniyorsa, akp ile de yaşamaya alışmak lazım. bu parti bu ülkenin gerçeği, türkiye'nin sosyal-siyasi evriminin getirisi. evrilme devam ettiği sürece elbette birgün akp de tarihe karışacak. yapılması gereken bunu çabuklaştırmak. akp'nin tarihe karışmasını çabuklaştırmak ise ancak bilimsel, rasyonel siyasi tavırlarla mümkün olabilir.
şu an yapıldığı gibi "kutsal emanete nanik yapan çocuğu kovalayan papazın taassubu" misali bir atatürk düşmanı ithamıyla ezmeye çalışmaksa, kasaba meydanında nanikçi çocuğu kovalayan ihtiyar papaz misali soytarı olmaktan, gülünç duruma düşmekten başka sonuç getirmez.
yanılmıyorsam andrew mango'nun bir sözü vardı. "atatürk türkiye'nin sevgilisiydi, inönü ise kocası." yani atatürk diktatör olduğu gerçeği açık olmakla beraber, halkı heyecanlandıran yeni birşeyler getirdiği, köhneleşen sosyal hayata ferahlık penceresini açtığı için sevildi. inönü ise, atatürk sevgisini "ilişkinin evlilik akdi ile zorunlu hale getirilip baskıcılaşması" misali zorunlulaştıran bir sistem kurduğu ve bunu kendi diktatörlüğüne çevirdiği için nefret edildi.
güzel bir laf var, hepiniz duymuşsunuzdur, "verilen kıymet kara kaşı kara gözü için değil" derler. atatürk'e halkın vaktiyle verdiği kıymet de sarı saçının parlaklığı ya da mavi gözün estetiği üzerinden değil. yani atatürk'ün şahsına değil, farkına varıp desteklediği özgürlük* ve değişim rüzgarına.
türkiye'nin ulusalcılarının ve her ne demekse kemalistlerinin atatürk sistemi zannettiği şey ise, yeni kurulan ulus için vasat bir siyasi diktatörlük sistemi olan inönü yorumundan başka bir şey değil. savunulmaya çalıştıkça batacağı açık.
siyasi sistemin müdahale edebileceği coğrafyanın dışında bulunan ve bu siyasi sisteme toptan aykırı ve düşman bir adamdan, sistem içine yönelik yorumlar okudunuz.*
delikanlının hasıdır. herkes karnından konuşurken aslan gibi çıkmış gerekenin yapılması için davayı açmıştır. umuyoruz ki mahkeme doğru kararı verir ve kimse kendini atatürk ve türkiye cumhuriyetinden büyük görmez bundan sonra.
olurda mahkeme bir yanlış karar alırsa bile en azından tarafını belli ederek akp'ye akıllı ol kimin kurduğu ülkede yaşadığını unutma mesajını vermiştir.
açtığı davayla ne kadar gerici * olduğu anlaşılmıştır. bu memleket sorunlarını böyle darbe çığırtılarıylamı çözecek.ne zaman yapıcı olacak memleketimizin büyükleri.halkı ne zaman adam yerine koyup oyunu ciddiye alacak. yazık çok yazık..
açtığı dava ile bu ülkeye dair umutlarımı bitiren, aradan yıllar geçsede darbe yanlısı, statükocu, demokrasiye çok uzak bürokratik zihniyetin zerre değişmediğini gösteren adam. hala ısrarla bu ülkede ötekileştirilen kesimlerin hakları, talepleri görmezden geliniyor, bu konunun üzerine gitmek ise parti kapatma gerekçesi sayılıyor. hala demokrasi, özgürlük bir kesimin tekelinde, bir kesimin hakkı. cumhuriyet, laiklik gibi kavramların tanımını kendileri yapıp dışarıda kalanları vatan haini ilan ediyorlar, hala hiçbişey değişmemiş buralarda, hukuku işine geldiği gibi işletenler hukukçular en acısı da.
Eski cumhurbaşkanına vefa borcunu ödeyen, kendini halk ve demokrasi üstü gören cumhuriyet başsavcısıdır.
21 haziran 2004 yılında Başsavcı vekilliği için yapılan seçimde 2. olmasına rağmen A.Necdet Sezer tarafından Cumhuriyet Başsavcı vekiliğine seçildi. *
21 Mayıs 2007 de Cumhuriyet Başsavcısı seçimi için yapılan oylamada yine 2. ** seçildiği halde Cumhuriyet Başsavcılığına yine A.Necdet Sezer tarafından getirildi. *
Bu yazdıklarıma örnek vermek gerekirse; AKP seçimlerde %50 oy almışken hükümeti Chp nin kurması gibi bir şey.
Tüm yapılan seçimlerde 2. olduğu halde tüm görevlere A.Necdet Sezer tarafından zirveye taşınan başsavcı bence bir vefa borcu ödüyor. A.Necdet Sezerin Akp ye karşı nasıl bir tutum içinde olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Abdurrahman Yalcinkayanin; 17 klasörlük dava dosyasından da anlaşıldığı kadarıyla, seçildiği günden bu zamana kadar sırf kendini bu işe vermiş.
hakkinda herkesin kendi gorusune gore iyi veya kotu yorumlarini yaptigi savci. kimi efsane dedi kimisi yerin dibine girsin dedi. once size sorarim hangisi dogru?
vicdan en buyuk yargi organidir her turlu yargilamadan kacabilirsiniz ama vicdan da kacis yok. bunu bilerek bir seyler yazmak daha guzel ve yapici olur bizleri ileriye goturur.
ekonominin anuna koydu. oysa ne güzel bir gecede milli gelirimiz 2000 dolar artmıştı. yazık oldu yüce akp'nin o kadar uğraşmasına.
işin kötüsü artık milletin kömüre ve nohuta olan ihtiyacı artacak. sanırım akp bir sonraki seçimde patlamayı yapar.
lanet olsun bu vatanını seven insanlara ve bu savcıya. bırak kardeşim sanane halk istiyor laiklik elden gitsin. sen işine baksana. tutturmuşsun laiklik elden gidiyor diye halk isterse tabiki gidecek.
sonuç olarak kendisi bu kadar vatansever ve atatürkçü bir adamdır. o yüzden bize fazladır. basın yargıtayı tez uçurun kafasını. o olmazsa çıksın akp'li yöneticiler akıllarına ne gelirse saydırsın. en güzel yaptıkları işi yapsınlar.
sadece ve sadece anayasada kendisine verilen yetkisini kullanıp, yüzde bilmem kaç ile iktidar olanlara bile haddini bildirecek kişilerin olduğunu bir kez daha hatırlatan, var olası insan.
demokrasinin kitabını yazan, suan zülüm altındaki akp liler tarafından parti kapatma yetkisi elinden alınacak olan yargıtay başsavcısı.
sen misin davayı açan,
tarih(!) yazacaklar tarih!
bir adam düşünün hiçbir özel yetneği olmayan, bugune kadar yaratıcı, insanlığa katkı yapacak hiçbir fikri yada eylemi olmasın, tamamen memur, emir eri, gözlerini kapayan vazifesini yapan, sabah 9 da akşam 5 çalışsın, lokallerde briç oynamaktan başka bir sosyalitesi olmasın, tanımasanız seyyar satıcı yada kapıcı sanacağınız bir tip düşünün.işte bu tipin aslında kimlğini saklayan bir clark kent bir süper kahraman olacabileceğini, 7 düvelin diz çöktürmeyi başaramadığı bir milleti, dünyanın en büyük ordularının yapmaya cesaret edemediği, en büyük istihbarat örgütlerinin aklına hayaline gelmeyen bir planı olduğunu düşünün.70 milyonluk bir ülkeyi felç edebileceğini, yıkabileceğini, umutsuzluğa sürükleyebilceğini, ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı ve meclis üyelerini hapse atmaya çalışıp ülkeyi cehennem cukuruna sürüklemeye çalışacağını düşünün.
Bu memur zekasıyla tepki çekmemek için bu hamleyi cuma akşamı yapmayı akıl edeceğini ama daha birinci gün itibariyle ülkeye -%8 borsa kaybı(10 milyarlarca dolar değer azalması) ve %5 dolar artışıyla dışborcuna milyarlarca dolar artırabileceğini hayal edinin.Ülkeyi tüm dünyaya muz cumhuriyeti olarak gösterip yabancı sermayeyi kaçıracağını, dış açığı artıracağını, kredibiletimizi düşüreceğini alacağımız borcun faizlerini artırabileceğini düşünün.Hepimizin geleceğini karartabileceğini düşünün.
işte bu 70 milyonluk biyonik adamdır.70 milyon kişi gücünde tek bir adam.
allah'ın kulu olmakla recep tayyip erdoğan'ın kulu olmak arasındaki farkı gayet iyi bilen, recep tayyip erdoğan'ın satın alamadığı adamdır. ayrıca recep tayyip erdoğan ve bülent arınç'ın tüm ilkellikleriyle ve utanmazlıklarıyla tehdit edip hedef gösterdikleri kişidir. bir insanı hedef gösterip sonra demokrasi dilenen zihniyetin aklına şaşarım, bunları destekleyenlerin ise aklından şüphe ederim.
her rejimin kendini koruma refleksi olduğunu kabullenemeyen, kendi istedikleri rejimde insanların ağzını açmaya hakkı olmadığını gizlemeye çalışanların sözde demokrasi adına bu adama yüklenmeleri oldukça iğrençtir, ikiyüzlülüktür. kaldı ki bu adama sataşırken dahi allah'ın adını kullanmaktan dini kullanmaktan zerre çekinmezler.
sevimli ve hafif utangaç gülücük; bu seferde bu başlıkta yakalandım ibneye. eksiliyor efendim durduramıyoruz. kıt beyni kendi fikrini yazmaktan aciz yüklenmiş butonlara koşturuyor. meleğim benim.
avro ve dolar ile borçlanan kimselere* çıtırından ufak bir kazık atmıştır, hiçbişi yokken bin ytl artmıştır borcum, düşünüp cuma günü akşam verdiği iddanamenin, pazartesi gününü etkliyeceğini bilmiyor muydu? *
başbakanın çalışan nufusun yaşlanmaması için "her ailenin 3 çocuğu olmalı" sözünü , 2003 yılında atatürk havalanında hacı adaylarının beklediği salonda ki tangalı adriana karembaue afişinin üstünün birisi tarafından örtülmesi ve benzeri onlarca müthiş gazete haberiyle ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı ve meclis üyelerini hapse attırmaya çalışan fantastik bir insan.