defalarca yakından uzaktan gördüm dinledim. Eğer bu adam bir mevzuda bir şey söylemk istemiyorsa sorunuza 20 dakika cevap verir sonuç olarak hiçbir şey anlamamış olursunuz.
kendisinden beklenen cesur olmasıydı. yanlış anlaşılmasın, müslüman olmayanları biçmek adına değil, bir yönüyle davete yol verici, bir yönüyle adavete ket vurucu... ama onlar kendi mizaçlarına uygun olanı yapmayı kafaya koydular ve yapmaktalar da...
risksiz, korkak ve tavizci olarak...
diyoruz ki bu işte zikzak olmaz. böyle istikamet de olmaz. ama anlatamadık. adama dansöz derler. kavis kavis nereye kadar?
bir bilyenin yer çekimsiz bir sahada gittiğini ve bu bilyenin kalibrasyonu yapılmamış bir aletten harekete geçirildiğini düşünün.
asfalt yerine hem patikada hem de çok daha uzun yol gitmek; içerde de tıklım tıklım yolcu.
işiniz iş, yolunuz yol değil! dalganıza bakın.
bu arkadaş da akılları başında olduğundan değil, akılsızlıktan ötürü merhamet gafletine düşenlerden.
Kraliçenin has adamı.Sen ben ahmet mehmet neden kraliceden nişan almiyor bu adam ne yaptida ingiltereden ustun hizmet nisani aldi. ? Siyasal islamci niteliksiz eski cumhurbaskani at gitsin.
Her milli bayram ve tören günlerinde hastanede yatmasıyla akıllarda yer edinmiş zat-ı muhteremdir. Şimdilerde turp gibi deyolar. 2 senedir hastane yüzü görmüyormuş.
--spoiler--
Abdullah Gül’den AB üyeliği ve müzakere süreci ile ilgili açıklamalar
11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AB üyelik müzakereleri sürecinde son dönemde yaşananları sağlıklı bulmadığını belirtti. "AB üyeliği müzakereleri başlatan bir kişiyim"diyen Gül, "Burada mantaliteyi iyi koymamız gerekir. Bu süreç bizim işimize yarıyor mu yaramıyor mu. Sürekli işimize yaramıştır, ekonomik olarak da siyasi olarak da yaramıştır. Nitekim en büyük ekonomik büyümeleri o dönemde gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye Kalite Derneği(KalDer) tarafından düzenlenen 25. Kalite Kongresi’nin açılış konuşmasını yaptı. Açılış konuşmalarının ardından Abdullah Gül ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Burada, 11. Cumhurbaşkanı Gül’e Avrupa Birliği (AB) üyeliği müzakere sürecinde son dönemde yaşananlarla ilgili düşünceleri ve bu sürecin nasıl doğru yönetilebileceğine dair düşünceleri soruldu.
“SÜRECi SAĞLIKLI BULMUYORUM”
Yaşanan süreci sağlıklı bulmadığını belirten Gül, “Bunlara kendi çıkarımız açısından bakıyorum. AB üyeliğini Cumhurbaşkanı olduğumda muhatabım Cumhurbaşkanlarına gerek ikili gerekse açık toplantılarda çok söylemişimdir. Esas hedef, AB’nin 2728 üye ülkesinden biri olmak değildir; mesele o seviyede bir ülke olmaktır. Bunu Avrupa’yı tatmin etmek, Avrupa’ya taviz vermek anlamında görürseniz yanılırsınız” diye konuştu.
“TÜRKiYE BU SÜREÇTE GÜÇLÜ MÜ ZAYIF MI HALE GELDi”
Türkiye’nin bu süreçte güçlü mü zayıf mı hale geldiğinin dikkate alınmasını gerektiğini belirten Abdullah Gül şunları söyledi:
“Bu süreçte Türkiye güçlü hale mi geldi zayıf bir hale mi Bakıldığında, reform sürecinde gerek siyasi gerek ekonomi gerek ‘Maastricht’ kriterleri dediğimiz onun temeli çalışan, işleyen fonksiyonel serbest bir piyasa ekonomisini sağlamaktır. Bunu sağlamak için biz, bazı kuralları, kanunları değiştirdiysek, bazı düzenlemeleri yaptıysak bu Türkiye’nin aleyhine olduysa zaten yapmamamız lazım. O zaman suçlu oluruz. Ama Türkiye’ye fayda getirdiyse o zaman AB’den faydalanıyorsunuz demektir. Nihayetinde bu süreç içerisinde Türkiye’ye en büyük yabancı sermaye böyle geldi. 2002’den önce Türkiye’ye yıllık 1 milyar dolar yabancı sermaye ancak gelirdi. Öyle yıllar oldu ki biz bu reform sürecine başladık, bütün kurallarımızı ‘upgrate’ ettiğimizde Türkiye’ye yıllık 25 milyar dolar hatta 28 milyar dolara kadar sermaye geldi. Zaten tasarrufu olmayan bir ülkeyiz, tasarruf olmayınca nasıl yatırım yapacaksın, nasıl büyüyeceksin O zaman başkasının tasarrufunu alıp getireceksin kendi ülkenin çıkarı için kullanacaksın.”
“EN BÜYÜK EKONOMiK BÜYÜMELERi O DÖNEMDE GERÇEKLEŞTiRDiK”
Abdullah Gül, AB üyeliği müzakerelerinin siyasi sürecine de değindi. Sürecin Türkiye’ye hem ekonomik hem de siyasi olarak yaradığını kaydeden Gül, “Temel hak ve özgürlükler konusunda standartlarımız daha yüksek değilse bu Avrupalıya verilen bir hak mı yoksa Türkiye halkına verilen bir hak mı Türk halkını temel hak ve özgürlük standartlarını yükselttiysek bu kendi halkımız adına onur duymamız gerekir. Burada mantaliteyi iyi koymamız gerekir. Bu süreç bizim işimize yarıyor mu yaramıyor mu Sürekli işimize yaramıştır, ekonomik olarak da siyasi olarak da yaramıştır. Nitekim en büyük ekonomik büyümeleri o dönemde gerçekleştirdik” dedi.
“AB ÜYELiĞi MÜZAKERELERiNi BAŞLATAN KiŞiYiM”
“AB üyeliği müzakereleri başlatan bir kişiyim” diyen Abdullah Gül, “Başladıktan sonra da katılım sürecini yaptık. Bu süreçte AB’nin de çok büyük hataları oldu” ifadelerini kullandı. Gül, Türkiye’nin hak ve özgürlükler alanında kendi standartlarını yükseltmesine vurgu yaptı. Modarötürün bazı fasılların açılmamasına ve açılanların da kapatılamaması üzerine bir sorusu da Gül, “Kapanamamasının sebebi Avrupalıların öngörüsüzlüğü ve vizyonsuzluğudur. Yani bunlar çok küçük hesaplar” şeklinde yanıtladı.
--spoiler--