en başından beri bu hastalık olayında birileri tarafından zehirlenme olduğunu düşünmekteyim ben mi komplo teorisyeniyim yoksa sadece bir hastalık mı bilemedim?
açık mektuptur bu. duyan da açık kalp ameliyatı oldu sanır. orta kulak iltihabı be. sadece ortakulak iltihabı. 5 yaşımdayken de antibiyotik aldım oturuyorum, 4 saat önce de aynısını yaptım. böyle iyileşiliyor. serum falan abartının lüzumu yok. kimse ağır muhabbeti yapmasın, iç kulak- orta kulak iltihabını aynı anda yaşayıp kulak mantarı kaptığımda da aynı tedaviyi uyguladılar. peki ne oldu? kulağımdaki iltihap beynime zarar verebildi mi? peki ya duygularıma? şu an ben yatağımda oturabiliyorken yaşıtım 9 genç kara toprağa girdi; üstelik anneleri de canlı bedenleri ölmüş ruhlarıyla eşlik etti onlara. ben bunun vicdanını yapıyor uykumu kaçırıyorsam titrine yaraşır şekilde sen benden daha çok yapacaksın. eğer ki bu ordunun başkomutanı sensen, 9 askerini kaybettin. elin armut toplayıp kolunda serum duracağına, kalk da bir şeyler yap. daha çok yüreğe ateş düşmesin. daha fazla askerimiz yok yere can vermesin.
tek icraatı twitter'da fink atmak olan t.c. cumhurbaşkanı. bi kulak ağrısıyla sanki ince hastalığa yakalanmış süsü verilen cumhurbaşkanı, hastahane fotoğraflarını twitter'da yayınlamayı ihmal etmemiş.
hakkında suikast düzenlenerek zehirlendiği bu yüzden yatak döşek hastanalerde kaldığı hakkında söylentiler ayyuka çıkmış olan siyasi.
--spoiler--
Pazartesiyi de bekledik ki..
Belki Cumhuriyet Savcıları harekete geçer, " Nedir bu Abdullah Gülün zehirlendiği iddiaları " diye YURT Gazetesinde yazan YURT un sesi köşesinin " Keskin Kalem " ini sorguya çeker umuduyla..
Pazartesi savcılardan çıt çıkmadı.
Keskin Kalem dördüncü gün adeta feryat etti:
" Üç gündür, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Güle suikast düzenlenerek zehirlendiğini yazıyoruz.
Kaynaklarımız çok sağlam.
Deyim uygunsa bu bilgiyi iktidar çevrelerinin pilot kabininden aldık " diye..
Salı günü de savcılar harekete geçmedi.
Bugün Çarşamba..
Keskin Kalem in iddiaları ise gerçeği ortaya çıkaracak Cumhuriyet Savcılarını o köşede öylece bekleyip duruyor..
O iddialar ki yenilir yutulur iddialar değil:
" Haberimiz Türkiye gündemini sarstı.
Ancak bu ciddi iddia üzerine bir araştırma ya da soruşturma açılmasını bekledik, bir şey olmadı.
Kimseden çıt çıkmıyor.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklama son derece zayıf.
iki satırlık rutin açıklama, beklendiği gibi haber yalanlanıyor ve Gülün sağlığının iyi olduğu bildiriliyor, o kadar. Adeta doğrulama gibi bir açıklama. "
Haklı olarak diyor ki Keskin Kalem :
Normal şartlarda böyle bir haber, devleti ayağa kaldırır. Medya bütün olarak olayın üzerine gider.
Düşünebiliyor musunuz; bir ülkede Cumhurbaşkanına suikast yapıldığını ileri sürüyorsunuz, kaynağınız sağlam, haberinizin arkasında duruyorsunuz ama o ülkede yaprak kımıldamıyor.
Gerçekten ilginç bir durum.
Kaynağım sağlam diyor.
Haberimin arkasında duruyorum diyor.
Ve ilave ediyor:
Daha da önemlisi, bu suikastın AKP iç iktidar mücadelesinden kaynaklandığını söylüyor ve şahit olarak da bizzat Abdullah Gülü gösteriyor:
Çünkü haberimiz doğru ve bunu Abdullah Gül biliyor.
işte biz de bu iddia üzerine, Abdullah Gül zehirlendiğini niye gizliyor? diye soruyoruz.
Öyle ya, bu kadar tutarlı, bu kadar ısrarlı bir iddia için nasıl savcılar harekete geçmez?
Mutlaka bir kıpırdanma olmuştur kanaati taşıyoruz.
Savcıların harekete geçmeme konusunda özel rica ile engellendiği hissine kapılıyoruz.
Hukukun normal olduğu ülkelerde böylesi durumlarda savcılar kendiliğinden harekete geçer.
Geçmese bile habere konu olan devlet büyüğü, Ne duruyorsunuz? diye hukukun işlemesine katkı sağlar.
Eğer Cumhurbaşkanı gerçekten kendisinin zehirlendiği ile ilgili haberin doğruluğuna inanmıyorsa, o zaman da yapması gereken, iddia sahibi hakkında suç duyurusunda bulunmalı, öyle değil mi?
Öyle ya, müddei hem ispata hazırım diyor, yetinmiyor, bir de bizzat Sayın Abdullah Gülü, Haberimiz doğru, o biliyor diye şahit gösteriyor.
Türkiye nin AKP dönemi aynı zamanda tuhaf davaların da dönemi olarak tarihteki yerini alacak?
Bir türlü çözülemeyen Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti, Deniz Feneri davası, Ergenekon, Balyoz ve Oda TV davaları ve bu iş böyle kapanırsa bir türlü davaya dönüştürülemeyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün zehirlendiği iddiaları, ilk aklımıza gelenler..
kulagı agrıdıgı için zafer bayramına katılmayıp 1-2 gün sonra hastane odasında fotograf çekip twitter a koyan altına" dersime çalışıyorum" gibisinden bişey yazan resmi detaylı incelediginizde masada Bush'un hayatını anlatan kitabın elinde Suriye'nin haritası görülen Cumhurbaşkanı.
Kendileri hakkında angelina jolie yi kabul edip 25 şehidin törenine gitmediği için haklı adam jolie bir kere geliyor şehit hergün ölüyor yorumu yapılmıştır.