bu düğün beni nedense hiç şaşırtmadı tam da yakışır bunlara böylesi zaten ... şehit vermemiz falan umurlarında değil tek umurlarında olan devletin malı deniz yemeyen ... bu ülkeye ve seçenlere müstahak ... görün işte devletin ve milletyin halini ...
televizyonlarda göründüğü kadarıyla düğüne katılan türbanlı kadınların genelde dar ve vücut hatlarını ortaya çıkaran elbiseler giymeleri oldukça rahatsız edici.bu nasıl moda, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu yahu?
düğünlerde aşırı gösteriş özellikle arap toplumunda ve aşiret zihniyetlerinde görülen bir görgüsüzlük örneğidir. eski türk adetlerinde de düğünlerin önemli bir merasim olduğu gerçektir. ancak türkler bu işi bir statü sendromuna dökmemiştir ve onların düğünlerindeki eğlence anlayışı güreş tutmak, kuzu çevirmek, davul çalmak vs. gibi toplumun her tabakasından insanın rahatlıkla gerçekleştirebileceği ve insanların mutlu olmaktan başka birşey düşünmediği törenler olmuştur.
fakat çöl kültürü ile yetişmiş, kadını para verilip alınan bir mal olarak gören ve zenginliğin, lüksün, şatafatın bir statü olduğuna -dahası diğer insanlar üzerinde hakimiyet kurma- inanmış arap toplumunda örneğin deve yükü altın, ipekler, halılar, metrelerce kordonlar vs. gibi zenginlik ifadeleri oldukça önemlidir.
arka arkaya aynı makama yükselmiş iki insanı kıyasladığımızda, zihninde bir araplık olmayan, laik ve modern cumhurbaşkanı ile, değiştim iddialarıyla ortaya çıktığı güne kadar din üzerinden siyaset yapmş, toplum düzeninde en önemli bileşenin din olduğuna inanmış, arap gibi yaşamayı, onun gibi düşünmeyi, ona benzemeyi benimsemiş olanın arasındaki fark açıkça ortaya çıkıyor.
15 şehit vermemizin üzerinden daha 10 gün geçmedi. bu milletin cumhurbaşkanını derinden sarsması gereken bu olay, beklenen etkiyi abdullah gül üzerinde yaratamamıştır. bunun kanıtı şudur ki, beyfendi, kızının düğününü ertelememiştir.
şatafatadan uzak durmamıştır. ahmet necdet sezer'i arayacağımızı biliyorduk. kendisi, oğlunu evlendirdi çankaya'da. buna televizyonda, gazetelerde hiç rastladınız mı? fakat bakın recep tayyipin çocuklarının düğünlerine. bakın abdullah gülün kızının düğününe. her biri basında nasıl da yer buluyor. nasıl da herbirine binlerce zengin davetli çağrılıyor. nasıl da hepsi, gözü dönmüş şekilde devlet kaynaklarını yağmalıyor. resmen aç gibi, yedikçe daha da açlaşan, resmen şeytan. her birinde 4000-5000 polis görev alıyor sırf bunların göt korkusunu gidermek için. halktan çekinmeseler, halka yakın olsalar neden o kadar önlem aldırsınlar? halktan olduğu iddia edilen birisi, başbakan olarak recep tayyip ve cumhurbaşkanı olarak abdullah, halktan olmadıklarını, kamunun parasını kendi çıkarları için kullandıklarını cümle aleme göstermişlerdir.
hala enayi gibi bunları savunmaya devam edenlere şaşıyorum, akıldan yoksun olduklarını düşünüyorum.
ayrıca kıskanıyor da değilim. hiçs ikimde değil. insan insan olduğunu unutup, yaşadığı toplumdaki şartları unutup bir ton parayı dökerse, devletin kaynaklarını kendi kişisel çıkarları için kullanırsa...
canımı sıkıyor.
düzenleme: eksi verip de, fikirlerime neden katılmadığını anlatamayacak denli kısır beyinleri de aramızda görüyoruz.
varlıklı bir ailenin kızının varlıklı bir aileye gelin gittiği düğündür. damadın fakir olması ancak türk filmlerinde olur. daha yaratıcı kıskançlık nidalarında görüşmek üzere...
salona girişleri büyüleyiciydi yahu.ben de isterim.
(bkz: ah şu paranın gözü kör olsun)
envai çeşit yorum yapılmıştır ,yapılacaktır da.nitekim evlenen cumhurbaşkanının kızıdır.
önceki cumhurbaşkanımızın çocuğununun düğün merasimiyle kıyaslamadan tutun da,islam-tevazu ilişkisine,tası tarağı kaça mal olduğundan tutun da davetli listesinde sivrilen isimlere ,ülkemizin gelişmişlik farklarından alın da istanbul'u esir alan yağmurla düğünün çakışmasına kadar.herkesin söyleceği bir şeyler vardır mutlaka.olumlu ya da olumsuz.çok da doğaldır.ama vurup öldürmemek gerekir.sadece bir düğün olarak bakarsak allahaşkına hangi anne baba evladının mükemmel şartlarda yaşamasını veya öncesinde onun için müthiş bir düğün tertip etmek istemez ki?kandırmayalım kendimizi.
muhafazakar kimliğinden rahatsız olmadığım cumhurbaşkanının kızına yaptığı ve bana "aslında halkın temsilcisi olduklarını söyleyenlerin halktan ne kadar da kopuk olduklarını" düşündürten daha da ötesinde "acaba damadın babası zengin bir halıcı değil de 100 milyarlarca liralık düğün yapamayacak fakir bir köylü olsaydı cumhurbaşkanı halktan biri olduğunu hatırlayarak kızını yine aynı gönül rahatlığıyla verir miydi?" sorusunu aklıma getiren şaaşalı düğün..
not: içerde düğün yapılırken dışarıda "peki benim çocuklarım nolacak?" diye bağıran ve polislerce yaka paça uzaklaştırılan adamın çaresizliği ne kadar yürek yakıcı...