tamamen doğru söylenmiş sözdür efendim. gül'ü başbakan olduğunda benim başbakanım değil diyenler ülkeden s.ktir olup gitmelidirler ki gül'e benim başbakanım değil diyebilsinler haklı olarak. sonra bu cumhurbaşkanını ülkede yaşayan insanların seçtiği millet vekilleri seçiyor efendim. sen bu meclisi toplamışsın topladığın meclis başbakanını seçmiş sana ne bundan, senin ne işin var başbakanla ki zaten çoğu insan gül'ün başbakanlığını istemektedir ve istemeyenlerde azınlık denilecek kişilerdir ki söylesinler dursunlar benim cumhurbaşkanım değildir desinler falan tınlayan yoktur zaten onları.
kendi çaplarında takılsın dursun adamlar.
yine bizim, bu kadar insan yanlış anladığımız sözdür efendim. hep böyle oluyor; recep tayyip erdoğan bir gaf yapıyor, akif beki çıkıp o öyle demek istemedi, siz yanlış anladınız diyor. hani şey dese, yanlış ifade etti, bir yanlış anlaşılma oldu tamam başım gözüm üstüne. ama siz yanlış anladınız biraz tuhaf olmuyor mu?
Bana bir zamanlar bu topraklarda iktidar olan ittihat ve terakki cemiyetini hatırlatan slogan... Nereden çağrışım yaptıysa artık ???
(bkz: Talat Paşa)
(bkz: Enver Paşa)
(bkz: Doktor Nazım)
Emin Çölaşan'ı işten çıkarınca içeriden gelen tepkilerle bunalan Hürriyet yönetimi, dikkatleri dağıtacak cambazı buldu: Bekir Coşkun.Bekir Coşkun, Çölaşan'ın en yakın arkadaşı. "Kalayım mı, ayrılayım mı?" diye sorarken Başbakan Erdoğan imdadına yetişti.
Kısaca özetleyeyim. Bekir Coşkun, 15 Ağustos'ta, Abdullah Gül için, "O benim cumhurbaşkanım olmayacak" başlıklı yazısında şunları yazdı: "AKP; laik cumhuriyetle ve Atatürk devrimleriyle hesaplaşması olan, din merkezli partidir. Dincilerin, bu ülkeye el koyma ve karşı devrimi gerçekleştirme planları aksamadan tıkır tıkır yürüyor.
"Doğrusunu isterseniz, 'göbeğini kaşıyan adam'ın zaferidir bu. Taa genel seçimlerde kararı o verdi. Çocukları için aydınlık Türkiye isteyenler meydanlara dökülürken, o uzakta bıyık altından güldü, göbeğini kaşıdı ve dinci devletin yolunu açtı. Abdullah Gül tam ona göredir. Zaten onun cumhurbaşkanı olacaktır. Benim değil... "
Bir televizyon programında Başbakan Erdoğan, bu yazıyı kastederek Bekir Coşkun'a "O zaman Türk vatandaşlığından çık." dedi. Bu tavır elbette tasvip edilemez. Sayın Başbakan'ın böyle konuşması hem şık değil hem de doğru değil. Nitekim şu anda ağır bir eleştiri bombardımanına tutuluyor. Ancak meselenin asıl boyutu başka.
Yüzde 47 oy almış bir partiyi düşman ilan eden, halkın yarısına "göbeğini kaşıyan adam" diyerek hakaretler yağdıran biri için; "ifade hürriyeti var, tabii ki istediğini yazar" diyebilir misiniz? Her mesleğin olduğu gibi medyanın da etik kuralları var. Hürriyet gazetesinin bağlı olduğu Doğan Yayın Holding'in de yayın ilkeleri var. 7. madde aynen şöyle: "Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan lakap ve ifadeler kullanılamaz." Bekir Coşkun'un yazdıkları eleştiri değil, hakarettir. Coşkun, bir kişiye de hakaret etmiyor, 16 milyon seçmeni aşağılıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanını sevmeyebilirsin; ama saygılı olmak zorundasın. Aynı hakaretleri dün Emin Çölaşan yapıyordu. Onu işten atmak için başlatılan operasyonun parçası Yılmaz Özdil de yapıyor. O da AK Parti'ye oy verenlere "bidon kafalılar" diyor. Pekiyi bunlara neden göz yumuluyor?
Ben söyleyeyim. Bunlar, millet iradesini hazmedemeyenler mahallesinin evlatları da, ondan... O mahallenin adı Çifte Standart Mahallesi. Mahalleye girip tabelaları okuyalım: Kışlalı Bulvarı, Ulusalcılar Sitesi, Laikçigiller Apartmanı, Çölaşanlar Market, Bila Parke Cila, Civaoğlu Toplum Mühendislik, Ataklı Ambalaj Sanayii, Özdil Kasabı, Pulur Rot Balans, Bayer Eczanesi... Ve daha niceleri.
Evet bu mahalledekiler çifte standartlı. 9. Cumhurbaşkanı Demirel, 28 Nisan 2006'da Haber Türk televizyonunda üniversitelerdeki başörtüsü sorunu için aynen şöyle demişti: "ille başı bağlı okumak istiyorsan, başı bağlı olarak okunabilecek yerler var, oraya git. Arabistan'a git... " Sizin mahalleden tek bir kişi evet tek bir kişi Demirel'e "ya sev ya git diyemezsin" diye efelendi mi? Bugün Erdoğan'dan deve isteyen Bekir Coşkun, o gün Demirel'e, "deve gönder de gitsinler... " dedi mi? Tek bir, evet tek bir eleştiri yapanınız var mı? Neden? Çünkü Demirel de sizin mahalleye taşındı... Sizin istediğiniz gibi konuştu:
"AK Parti türban sorununu çözemez. (Anayasa'yı) Neyle değiştireceksin? Gel değiştir de görelim bakalım! Türkiye'de başka güçler de var." dedi. (1 Mayıs 2006 tarihli gazeteler)
Sizin mahallenizin zemini çürük. Milli iradeye saygı yok, çokseslilik yok, demokrasiyi özümseme yok, en önemlisi milletin değerlerine ve inançlarına saygı yok.
Fikir sizinse, hürriyeti var. Tek doğru, sizin doğrularınız. idi...
22 Temmuz bu şehir efsanesini bitirdiği için millet iradesini bir türlü hazmedemiyorsunuz.
rte'nun her yerde kabadayımsı davranışları segilediği şu günlerde , fethullah gülen 'i sevmeyen vatandaşlıktan çıksın diye devam ettirilmesi çok da büyük süpriz olmayacak isteği(!)..
(bkz: diktatörlüğe başlama rehberi)
- abdullah gül'ü istemeyenler vatandaşlıktan çıksın.
+ ya! peki sizi sayın başbakanım, sizi istemeyenler ne yapsın?
- beni istemeyenler gezegeni terk etsin.
+ başbakanım, doğru uslup bu mu sizce?
- höyttt!! çabuk çık bu stüdyodan dışarı.
+ ama!!
- bak hala konuşuyor. korumalar. atın bunu dışarı, kameramınıda istanbul il sınırı dışına bırakın.
+ anam...
- abdullah gül'ü istemeyenler vatandaşlıktan çıksın.
+ ama efendim siz de istemiyorsunuz?
- sorma ya! keşke ben olsaydım cumhurbaşkanı anasını satayım.
+ efendim biz yavaştan gidiyoruz, malum abdullah gül'ü istemiyoruz.
- kapıda bekleyin geliyorum. *