bundan yıllar önce TRT de yayınlanan açık oturumda, Turgut Özal "satarım köprüyü de satarım " dediği zaman bir askerimizin "satamazsın hiçbişeyi" demesi üzerine "bal gibi satarım" denmiştir. Bu gibi söylemler , "beğenmeyenler gitsinler" yıllar sonra unutulur. Konu üzerinde farklı bir bakış açısı yakalamak lazım.5 yıl sonrasını görebiliyorsak bizden iyisi yok. Bu memlektte kendisine "katil" denen parti ile bunu dedirten parti (mhp-dsp) bile koalisyon kurmuş ve en iyi koalisyonumdur demiştir."iktidara giden her yol mübahtır" modundayız. chp akp koalisyonunu görür gibiyim.. (bkz: gelecek)
belirtmek isterim ki, bu vatandaşlıktan çıkma ve vatandaş olma gibi işlemler insanın hayat ışığını söndürebilecek bir bıkkınlığa yol açar, bürokrasi tanrılarına küfrettirir. para kısmına ise hiç girmiyorum.
neyse, başbakan bunları biliyordur. hani bir gün durum "çıksın... " 'dan "çıkın!!!" 'a dönerse kolaylık yapar umarım.
bizdensen super musluman ve ahrette yoldas, degilsen defol git zihniyetinin devamidir. kardesim canim benim seni ben ne cok ne cok severim. neden sen cumhurbaskanligina soyundugun ulkedeki uygulamaya ben gidiyorum demeyip dava acti isen seni begenmeyen halka nasil olur da cek git dersin. ama simdi haksizlik etmemek lazim butun milleti kucaklayacaklar iki uc tane ciban efendim, surun bunlari rodosa, esek adasini akillari baslarina gelsin.
misal ilk okuldasın sıra arkadaşın sana tükürdü. baktın baş edemiyorsun mecbur hocaya ispiklersin. ancak unutuğun bir şey vardır ki oda sınıf öğretmenin, tükürüklü lamaya evde özel ders vermesi. para tatlı gelir. bundan dolayı sana derki 'gülü sevmiyorsan çık git bu sınıftan.' eyvallah.
liseye gelirsin arkadas grubunda yağız bir arkadaş senin gelecekteki manitaya tavdır. parada gani olduğu için herkesin gözünde bir numara. rakibine azcık tavrını belli edersin arkadaş çevrenden s*ktr edilirsin.
kovulmaya alışmısın bi kere. üniversite başlar. ev arkadaşı bulma durumu söz konusu olur. üç kişi bir eve çıkarsınız. iki ay sonra bulaşık temizlikten hır-gür çıkar. iki arkadaşın senden uyanıktır. kafa salt şerefsizliğe çalışır. başta koalisyonu kurarlar. üzerine gelmeye başlarlar. üç ay herşeyi altan alırsın. ancak hiç ummadığın anda ev arkadaşından biri geceleri gizli gizli senin pcden porno sitelerine girdiğinden dolayı adsl kotanızın bekareti kalmaz. birden üzerine fatura yıkılır. hem faturayı öder hemde evden tekmeyi yersin. bunu da anladım.
ancak sen, cumhurbaşkanı istediğin niteliklere sahip değil, ve senin belirlediğin kriterlerinden teğet bile geçmiyorsa nasıl memleketinden kovulursun. memleket burası. sınıf değilki 3/C yerine 3/b ye gidesin. yada başka ev arkadaşı bulasın. ortaçağda da yaşamıyoruz boş bulduğun toprağa bayrak dikerek derebeylikte kurasın.
üstelik türkiye, bu önermeyi getiren kişinin babasının toprağı değilki canın istediğini kovsun, top benim hade topu götürüyorum oyunda bitti desin.
normal şartlar altında gülü seven dikenine katlanırdı
ancak rteturkiyesinde gülü sevmeyen diken manyagı oluyor.
ayrıca sevip sevmeme unsuru insan olarak sevmeme değil kriter uyuşmazlığı. belki ben gülle şahsi olarak tanışınca onu çok seviceğim, ense tokat olacağım. beraber tavla oynayacağız. ama iş cumhurbaşkanlığına gelince diyeceğim ki 'arkadaş ben senin bu fikrine katılmıyorum.'
onunda insan olarak bana 'katılmaya bilirsin ama katılmama hakkını söylemekte sonuna kadar özgürsün' diyebilmeli. erdem budur. gülü sevmek, güzeli sevmek budur.
çok abartılan bir bütün.
iktidarın kabul edilmesi hakkındaki felsefik düşüncelere bakarsak tarih içinde; iktidar ne yaparsa yapsın karışmamak lazımdır anlayışı güden zeki insanları da göreceğiz. meşruiyete saygı meselesi.
haklıya haklı cumhurbaşkanımız olacak, ben de çok sevmem kendisini, ama nitekim bir hayal dünyasında yaşayıp da ' bana ne ben kabul etmem, ıngaa' tribine girersek ilginç durumlar çıkıyor ortaya.
türkiye cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan, cennet vatanın tüm nimetlerinden faydalanan, bu ülkenin ekmeğini yiyen ama ne ilginçtir ki, meşru yollardan seçilmiş bir cumhurbaşkanı tanımamayı, söyleme cüretinde bile bulunabilen ve utanmadan sıkılmadan "bu adam benim görüşüme uymuyor ki, ben bunu tanımam ki, bana ne bana ne " diyen %20'lik başı bozuk topluluğa rte tarafından atılan tokattır...
ahmet necdet sezer gibi güzide bir adamı eleştirmeden öteye giden ahlaksızlaşan,onu akp mitinglerinde yuhalayan akp delisi insanların da o vakit vatandaşlıktan çıkarılması lâzımdır. eğer bu başbakan(!) sözüm ona demokrasiden ve eşitlikten yanaysa gül'ü istemeyenlerin vatandaşlıktan çıkarılması önerisini önce kendi yardakçılarına yani sezer'i istemeyenlere uygulması gerekir ki işte o zaman demokratik davranabilmeyi becerebilir, tabi kendi çapında...
kibar yoldan kapının gösterildiği sözdür. yalnız şu unutulmamalıdır, her hanede toprağı kanıyla sulamış kutsal kişilerin evlatları olarak nereden kim kovulmaktadır, bir kere daha düşünülmelidir...
seçim sonuçalarının ilk açıklandığı gün 'bana oy veren ve vermeyen tüm vatandaşlarımı kucaklıyorum, hepsini en iyi şekilde temsil edeceğim ve partime oy vermeyen vatandaşlarımında hassasiyetlerini göz önünde bulunduracağım' şeklindeki söyleminin arkasında duran(!) başbakanın ilk gafı. sonda olmayacaktır muhtemelen.
günlük hayatımızda sıkça kullandığımız cümlelerden biri. başbakan söylediği zaman olay oldu orası ayrı. ancak olaya insan temelli sokulur isek, yolda bizi hatalı sollayan minibüs şöförüne mağarasına dönmesini, yolda gördüğümüz varoş gencini köyüne dönmesini veya kürdün doğuda kalmasını isteyebiliyoruz, mollalar iran'a hatta ermeniler ermenistan' a bile denildi bu ülkede.
e şimdi bu cümlenin ana fikri, öyle popoya böyle penis. sen kafana estikçe birilerini bir yerlere gönderir isen, başkası da kafasına esince kendi çıkarı doğrultusunda birilerini bir yerlere gönderebilir. hatta bsg bile diyebilir.
sen gidip adamın karısına salça olup başındaki bağa takmak suretiyle onun hassas noktasını eşersen, oda senin hassas noktandan eşer. hatta çıkışta kozları bile paylaşabilir sizinle. o derece.
hep birlikte vatandaşlıktan çıkarsak yönetecek bir türkiye cumhuriyeti kalmıyacağı için abdullah gül de cumhurbaşkanı olamaz. yani bu kampanyaya sonun kadar destek çıkmalıyız başka çare yok.
(bkz: ananıda al çık vatandaşlıktan)
daha bir kaç hafta öncesine kadar "bize oy vermeyen vatandaşlarımızın da hassasiyetlerini de göz önünde bulundurucaz" diyen demokrasi aşığı(?)rte, bu günler de dönüş açısı belli olmayan bir dereceyle dönmüş "gul u istemeyen vatandasliktan ciksin" demiştir. iki gün sonra da çıkar "ben öyle demek istemedim. yanlış anladınız. ben değiştim" der... ahaha daha önce izlemiştim lan ben bu filmi...
ama ne olursa olsun, ne derse desin başbakanımız bilir işi. arada bir milletin damarına basması, ortalığı ayağa kaldırması lazım ki, tepki toplasın. tepki toplasın ki, taraftarları gaza gelsin, millet yine coşup ikiye bölünsün. zaten 4 yıl boyunca bulunduğu koltuk namına hiçbir halt yapmadan, bu şekilde almadı mı o kadar oyu...