yiğit olanın lokması cana azıktır beyler
kimse bana söylemesin buna yazıktır beyler
soyu soysuz olanın sütü bozuktur beyler
bunların soyu bozulmuş
türk e düşman göbekten
bu hesap sorulacak apo denen köpekten!
kan istediniz canlardan bitmedi inadınız
oğuz size yar olmadı budüz idi adınız
senelerdir bu vatanın ekmeğini yediniz
suyunuzu keseceğiz dağlardaki gölekten
bu hesap sorulacak apo denen köpekten!
dağlar, taşlar bu ovalar bilin ki türk ün yurdu
aslımız insan neslidir
türk e semboldür kurd u
ihaneti seyreyleyin perdedeki delikten
bu hesap sorulacak apo denen köpekten!
alperenler şehadeti seslenirken çağrına
ibrahim in dedikleri nişan oldu bağrına
mehmetçik ler şehit düştü bu vatanın uğruna
vatan mı istediniz lan beşikteki bebekten?
bu hesap sorulacak apo denen köpekten!
başı bozuk yaylalarda bol keseden savurdun
ne dinin var, ne imanın sen ne biçim gavurdun?
hem korkaksın, hem zavallı zoru gördün kıvırdın!
urgan bile dava eder boynundaki ilmekten!
bu hesap sorulacak apo denen köpekten!
..
Hesabı soracak babayiğidi ben şuan ülkemde göremiyorum ne yazıkki. Halbuki dünyaya kafa tutan liderlerimiz var. Nasıl bir trajedi ise. Besleyin nereye kadar beslenecekse bu köpek soyu.
90lardaki videolarında,örgütü eğitirken takındığı karizmatik havayı,yakalandığı vakit uçaktayken ve sonrasında bir anda silebilen bir önderdir mesela.
öyle ki,mahkemedeyken "benim annem de türk zaten,ben de türk sayılırım,bu ülkeye hizmet ederim" diyerek asılmamak için her türlü yalakalığı yapmış,kürtlüğünü bile bir çırpıda satmıştır.
daha dün gibi olan bu görüntüleri izleyen bir kısım kürt vatandaşımız ise,hala 'önderimiz' diye peşinden gitmektedir ya,o insanı üzüyor işte.bu kadar basiretsiz bir adamı bu kadar yüceltmek niyedir,tartışılır.
Türk dilim kurumunu çökerten insan. Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dildir ama Abdullah Öcalan için bu geçerli değildir. Abdullah Öcalan diye yazılır Orosbu çocuğu diye okunur.
bu piçi lider görenlerin dahi annelerine tecavüz edilmesi gereken bebek kaılidir. Yakalandığında bile yavşaklığı üzzerinde olup hemen kürtleri satmayı dahi düşünmüştür.
ankara siyasal bilimler fakültesi mezunudur.
bu ülke sınırları içerisinde türk milliyetçileri arasında vatan haini, köpek olarak sıfatlandırılmış kişi.
kürt milliyetçiliğinde ise önderdir.
çok zeki, akıllı bir insan olmakla birlikte bu yeteneklerini amaçsızca kullanmaktadır.
halen imralıda besliyoruz.
sonunu çok merak ettiğim şahıs.
" Ortadoğu uygarlık tarihi çevreyi yıkım ve inkar tarihidir. Hem maddi ve manevi kültür olarak uygarlık değerleri neolitik toplum değerlerini inkârla (diyalektik anlamda olumsuzlama) oluştuklarından ötürü tarih böyle akışkanlık kazanır. Halbuki neolitik toplum her iki kültür değerleri açısından da ekolojiktir. Manevi dünyasında, dininde çevre canlı ve en yüce değerler olarak kutsallaştırılır.
Maddi üretim araçlarının çoğunu kadın icat etti
Kadın etrafında gelişen beslenme olanakları ekonominin başlangıcıdır. Doğa ve kadın uyumlu bir birlik içindedir. Canlı bir doğal din anlayışı ana tanrıça ile simgeleştirilir. Maddi üretim araçlarının büyük kısmı kadın icatlarıdır. Beslenme ve giyim kültürü de kadın damgasını taşır. Tüm bu değerler uygarlıkla inkâra uğrayacak ve erkeğin hegemonyası altında kâr ve baskı araçlarına dönüştürülecektir. Toprak ana hakir görülecektir. Kutsal kitaplar erkekler için “kadınlar tarlanız, istediğiniz gibi sürün” der.
Devletliler icat ettikleri dinlere inanmadılar
Daha da vahimi Sümer kentleri kar amaçlı toprağı sürekli kullandıklarından tuzlanmaya yol açarak doğal çölleşme tehlikesini suni çölleşme ile besleyip büyütmüşlerdir. Mezopotamya’nın çölleşmesinde uygarlaşmanın rolü çok olumsuzdur. Uygarlığın manevi dünyasında doğa, çevre, toprak hep hakir görülür. Aslında bu yaklaşım ideolojiktir. Zıttına geliştiği tarım-köy toplumunu aşağılamak ve kolayca yönetmek içindir. Uygarlık ideolojik olarak öyle bir dünya imgesi yaratmıştır ki sanki insanlığın düşmanı ve hesap vermesi içindir. Yine Kutsal Kitaplar “orası imtihan yerinizdir sadece” der. Diğer taraftan devletliler bu dünyada kendi cennetlerini yaratırken, icat ettikleri dinlere de hiç inanmamışlardır. Çünkü kendilerinin icat ettiklerini iyi bilmektedirler. Öte yandan jeobiyolojik ortamla iç içe oluşan toplumsal gelişme; uygarlık tarihi ilerledikçe (aslında sürekli geriledikçe olmalıdır) bu özünü ideolojik olarak inkâra zorlanacak, hayali, soyut öte dünya imgeleriyle zıttına dönüştürülecektir.
Kendi özünü inkar eden yaşamı da sürdüremez!
Ekolojik sorunun özü bu gerçeklikte yatmaktadır. Dolayısıyla tam bir toplumsal sorun olduğunu tüm vahametiyle anlayabilmekteyiz. Kendi özünü böyle inkara zorlanan bir toplumun uzun vadede yaşamı sürdürebilir kılması mümkün değildir. iktidar ve sömürü tekellerinin kar mantığı, bunun için geliştirdikleri ideolojik ve askeri savaşlar anti-ekolojik, anti-biyolojik ve anti-toplumsaldır. Günümüzde kapitalist hegemonyanın finans çağında yaşanan bunalım tüm bu gerçeklikleri tüm insanlığın adeta gözüne ve zihnine kazımış bulunmaktadır. Yarattıkları sahte dünyanın kağıt tomarlarından ibaret hale geldiğini herkese açıkça göstermektedir. insanlık, tarihinin hiçbir döneminde bu denli doğaya, yaşama ve topluma yabancılaşmamıştır. Ortadoğu toplumu gerek merkezi uygarlığın kahredici, talancı yüklerini en uzun süre yaşamasından, gerekse jeobiyolojisinin hem doğal hem suni nedenlerle çölleşmeye en yakın bölgelerin başında gelmesinden ötürü sadece sorun yaşanmıyor. Çözümü intiharda bulacak kadar yaşamdan kendi eliyle vazgeçiyor. Daha doğrusu vazgeçirtiliyor."