öyle bir ulu hakan ki 93 harbinde ordularımızı moskova'ya kadar yürütmüş. ingilizler fransızlar falan rica minnet zor ikna etmişler ulu hakanımızı da girmemiş moskova'ya.
Beceriksizleri büyük bulanlar en beceriksiz han' ı da büyük bulabilir tabii. Kimse ben çok zikik bi hayat yaşadım, çok yanlış yollara girdim, demek istemez, girdiği yolu ölümüne savunacaktır.
Ama o yol gene de beceriksizlerin yanlış yoludur;;)) bu durum " şahısların güzel hatırları" için değişmez;;))
bürokratlık açısından kimse orhan gazi gibi olamaz.
devleti küllerinden doğuran ise 1. mehmet'tir.
başarı sıralamasında 2. abdülhamit sanırım ilk 10'da değildir.
orhan gazi'ye neden önem veriyorum:
osmanlı imparatorluğu'nda bir teamül vardır, o da şudur: devlet askeri anlamda ne kadar güçlüyse ve başta ne derece karizmatik bir padişah varsa bürokrasi o kadar geridedir. bakın, bunu cumhuriyet döneminde de aynen görebilirsiniz. güçlü lider "ben yaptım, bitti gitti" der, halkın da sempatisini kazanır. osmanlı'da devlet zayıfladıkça bürokrasi kuvvetlenir, teamüllere mutlak suretle uyulur, diplomasi güçlüdür. mesela devlet ve lider güçlüyse diplomasiyi kimse sallamaz..
bununla alakalı bir hikayeyi seyahatname'de okudum (evliya çelebi)..
sadeleştireyim, aşağı yukarı şöyle bir metin vardır: ol sultan ül azim, (övgüleri sayar sayar) lütfedüp, frenk elçileri (isimlerini veriyor) huzura geldiğinde yere secde etmeyip, boyun kırdılar (reverans yapmışlar). ikaz edildiklerinde değersiz kellelerini iki yana sallayub "no, no" dediler. sultanül azimüşşan buyurdu ki; tiz kelleleri vurula, nemçe kralına gönderile" (düzgün selam vermedikleri için 2 aylık yoldan gelen adamları dinlemeyip boyunlarını vurdurup macar kralına göndermiş).
benzer bir düsturu (çok uzatıyorum da, genel kültür olsun), padişah fermanlarında da görürüz.. yavuz zamanında halifelik osmanlı'ya geçmiş ama fermanlarda bütün ünvanlar (mücahit, islam'ın koruyucusu, adaletli, ziynullah ı fünealem (allah'ın yeryüzündeki gölgesi) sayar sayar, halife diye bitirir.. devlet zayıfladıkça dine dayalı siyaset ihtiyacı artmış, 2. abdülhamit fermanlarında doğrudan "halife sultan" diye başlayıp, diğer ünvan ve meziyetler sayılmıştır.
çok dağıttık, orhan gazi'ye dönelim.. bu adamın kıymeti şurada:
- ortada devlet teşkilatı "fazlaca" yok. mesela (hadi uzatalım, buraya kadar okuyan buradan sonra da okur, nasılsa), ord. prof. dr mehmet fuad köprülü'nün "bizans müesseselerinin osmanlı müesseselerine tesiri" kitabı okunursa görülür ki, bizim saray, teşrifat ve harem adetlerimiz bizans'tan alınmıştır (mecburen, kitap nedenlerini anlatıyor), fakat arazi kanunnamelerimizin (cumhuriyet dönemi dahil) çoğu selçuklu değil, bizzat karahanlılar'dan gelmiştir.
- orhan gazi hem bir akıncıdır, hem de artık çadır aşireti olmadığının farkındadır. devleti yapılandırmış, düzenli orduya geçmiş, kendine ait para basmış, tuğra oluşturmuş, saray ve harem teşkilatı getirmiştir..
orhan gazi, kimse fark etmese de, çok büyük bir adamdır.