vakti zamanında ben lisedeyken bu program okulun koferans salonunda yapılacaktı. gece geç olduğu için kalalım dedik arkadaşlarla hani o kadar çılgınız ki gece 3te bile eve gitmiyoruz filan.
adam gayet hoş sunuyor programı kameralar orda evet liseli pıtcıklarım modundan hiç çıkmıyor erken reklamlara girdiler birden abbas güçlü kurt adama mı döndü noldu anlayamadan kükremeye başladı.
oğluuam kızzııaam sessiz olun demiyor muyun ben size canlı yayındayız! soru sorun demedm mi? diye bize kükredi bi de dçndü set ekibine kameramanlara filan kükredi. sonra reklamlar bitti hm ehm efenim canlarım nasılsınız diye devam etti programa.
her daim abbas güçlü nün tutarsızlıklarına konu olmuş programdır. nerede elektrik varsa o taraftan alkış alacak bir hamlede bulunur ve her defasında tüm salonu kendisine alkışlatır. bu adam neci diye sorsa biri bilinmezlerdedir.
dün türbanlı bir kadının osmanlıdaki yarı aydınlar muhabbeti ile osmanlıyı savunuyormuş gibi çemkirmesi üzerine abbas güçlü biz türkiye cumhuriyetinde yaşıyoruz illede savunacaksanız önce türkiye cumhuriyetini savunmalısınız dedi bu koyduğu laf ile yüzümde sonsuz bir tebessüm oluşturdu.
adamın ismi ile programın isminde çeşitli değişiklikler yaparak elde edilen sonuçlar şöyledir:
-abbas genç ile güçlü bakış
-abbas bakış ile genç güçlü
-güçlü genç ile abbas
-genç abbas ile güçlü bakışlar
vs. vs. bu kadar değişken nasıl olabilir dört kelime yahu.
öğrenciler taşşak yalamayı bıraktı, şu an abbas güçlü ile beraber taşşak geçmekteler. adam her şeyi çözeceğiz diyor, "nasıl?" diyorsun, "masaya oturacağız, konuşacağız." diyor. "iktidara gelince söyleyeceğim." diyor. olmuyor.
kılıçdaroğlu'na yapılan yalakalıklara şaşırılmaması gereken programdır. Zira salonda bulunan öğrencilerin büyük çoğunluğunu abbas güçlü ile ekibinin seçtiği ve bu çoğunluğun nedense sürekli olarak add'den seçildiği düşünülünce herşey açığa kavuşacaktır.
salonda bulunanların hiç birinin abbas güçlü ile ekibinin seçmediği program. en azından osmangazi üniversitesi için böyle olmuştur. kapıdan girebilenler saat sekizden beri kapı önünde bekleyip ezile büzüle isyan çığlıkları altında girebilen şanslı kesimdir.
gerçektende bakmıştır gençler.
öyle boş boş uzuuun uzun bakmıştır...
kk hiçbirşey söylemeden programı tamamlamıştır.
"x i biz çözeriz"
-nasıl?
"çözeriz biz , iktidar olursak..."
-iyide ne yapacaksın?
"çözeriz..."
-ne yaparak?
"çözer..."
-(mavi ekran)
budur.
hiçbirşey sunmamış , hiçbirşey vaadetmemiş , hiçbirşey anlatmamıştır.
aydın doğan tarafından chp merkezlerinden toplanan gençlik ise sadece alkışlamıştır.
dün kılıçdaroğlunun konuk olduğu programı sonuna kadar izledim. kah sinirlendim, kah güldüm. trajikomik olan, her seçim öncesi siyasi parti liderlerinin "...ben yapacağım" diye bitirdiği cümleler sonrası kopan alkış fırtınalarıdır. daha önceleri pek çok siyasi liderleri alkışladınız çıldırayısa, seçim oldu ve oy verilen geçti deri koltuğa. verilen sözler hakkında hiç bir şey olmadı ve bu insanlar hala siyasetten medet umuyor, yeni gelenleri çıldırasıya alkışlıyor.
kılıçdaroğlu sorulan her soruya "yapacağım" diyor, alkış patlıyor. ondan önce oraya oturan, meydanlara çıkanlarda "ben yapacağım, söz." diyordu. hatta şimdi bulunan iktidar'ın "dokunulmazlıkları kaldıracağım" sözleri sonrası kopan alkış fırtınaları, çılgın insanların suratına atılan tokat'ı sineye çekip, şimdilerde bile çıldırasıya sırt sıvazlamaya dönmüş bulunmakta. anlamak mümkün değil. hangi aptal söz alıp, yerine getirilmeyince daha fazla alkışlar ?
-seçimler yararlı olsaydı, yasaklanırdı- gibi bir cümle vardı. hatırlamıyorum kimin söylediğini.
1. abbas'ın gücünü ispat ettiği programdır.*
2. Türkiye'de demokrasinin işleyişini resmeden programdır: Konuk köşeyi dönenleri, sunucu vekilleri, seyircinin söz alanları parti delegelerini, oturanlar da ne olduğuna 1 anlam veremeyip her seçimde öyle böyle bir kafayla sandığa gidenlerin temsilidir adeta...
Eee, ne de olsa armut dibine düşer, program tc'nin programı, izleyip de elmanın dibine düşmüş armutu bulacak değiliz ya.