bilim yarışması mı yoksa masal yarışması mı desem.. işte buna benzer bir yarışma düzenlemiş program. Ama doğru oturup doğru konuşmak gerekirse gerçekten var olması izlenmesi ve takdir edilmesi gereken programdır. bilim yarışması biraz sığ oldu bilimsellik ikinci planda kaldı tamam ama yine de yararlı olduğunu düşündüğüm programdır. Bir de her program da sevgili abbas güçlünün gecenin 2 sinde 'inanın telefonlarımız kitlendi' demesi beni ayar ediyor söylemeden geçemiyeceğim. Büyük ihtimal de doğrudur. koskoca hoca yalan söyliyecek değil ya...
celal şengörü gözümden düşüren program olmuştur. katılan gencecik kişilerin moralini canlı yayında bozup, başarısızlıklarını en basit kelimelerle ifade etmekte kendileri. o kişilerin girişimci ruhlarını, özgüvenlerini canlı yayında, milyonlar önünde kırmaya kimsenin hakkı yoktur.
başarısızlık varsa tabi ki söylenmelidir ancak üslup çok önemlidir.
abbas güçlü nün birkaç haftadır laylaylom konuklar alarak kendi aralarında geyik çevirdikleri programdır. son programlarda çıkan olaylardan, siyasi tartışmalardan sonra bulduğu dahice * yöntem nedeniyle yanaklarından mıncırıyorum.
her üç programından birine ya süleyman'ın ya da beyaz'ın katıldığı ve genç kesime ulaşmak isteyen siyasetçilerin uğrak noktası olan ve öğrenciler açısından hiç bir skime yarar sağlamayan aptal bir program.
oktay ekşi'nin "türkiye, her unsuru ile, kürdüyle, çerkeziyle, ermenisiyle, bu topraklara saygı gösteren her vatandaşı ile beraber türklerindir. bu sözün altında etnik ayrımcılık aramak yanlıştır. bu ülkedeki herkes, aslı ne olursa olsun türktür, türkiye vatandaşıdır." diyerek azınlıklara da ılımlı yaklaşmasına rağmen kürt bir kız "ben türkiyeliyim ama kürd üm. sizin gazetenizi okuyabilir miyim" diye oktay ekşi'ye alaycı bir tavırla kürt propagandası yapmıştır.
Atatürk'ün de dediği gibi "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir." Yani bu topraklardaki kürtler de türk milletindendir. gerçekten de oktay ekşi de bu söze benzer bir konuşmayla bu ayrımcılığın gereksiz ve yanlış olduğunu söylemiştir. ama o kızın tavrı buna mahal vermemiştir.
evet kardeşlikten medet ummayan, milliyetçilik naraları atan bir programdır.
dün gece sözde istanbul üniversitesinde yapılan programdır. sözde diyorum çünkü istanbul üniversitesinden eser yoktu salonda. hatta en başta bir öğrenci arkadaş dedi ki:
öğrenci:- "burasi ist. üniversitesi, demokratik üniversitelerin ve türkiye nin sesi ancak içeride sadece iki devrimci var, devrimci demokrat öğrenciler içeri alınmadı"
abbas güçsüz: "üniversitenizdeki sorunları kendi içinizde halledin, konuklarımıza sorularınızı alalım.
hemen akabinde kalkan öğrenci de ilk öğrencinin duygu ve düşüncelerini tekrarladı ve onlarca devrimci öğrencinin içeri alınmadığını söyledi. abbas güçsüz ise aynı şeyleri tekrarladı.
ve programın sonlarında tam bir ülkücü show başladı. demokratlara çifte standart uygulayan abbas, faşizm bekçilerinin sesini türkiye nin sesi olarak niteledi ve o ses şöyle yükseldi.
faşist:- hepimiz ermeni değiliz, hepimiz türküz. hrant dink in sevenlerinin başı sağolsun ama biz türküzzzz... şak şak şak şak...
evet kardeşlikten medet ummayan, milliyetçilik naraları atan bir programdır.
duyurularda ve afişlerde görünen 22:15 tarihinde kalkan otobuslere binip fethiye kültür merkezine gelen ve bunların dışında şehirde oturup evinden kalkıp gelen ögrencilerin fethiye kültür merkezine alınmaması sonucunda oluşan bir kalabalık içerinde yerimi almıştım bende.*
bir ümitle içeri alınmayı bekliyorduk belkide gayemiz içeri alınmanında ötesine geçerek genç bakış diye adlandırdıkları programın ön saflarında hep göbekli, takım elbiseli, yaşını başını almış * şahsiyetlere tepkimizi belirtmekti.üniversitenin ve partinin ortaklaşa düzenlediğinden dolayı içeri girenlerin sadece ögrencilerden ibaret olmadıklarını düşünmüyor değildik.bende olsam kendi adamlarımı içeri alır cevap verebileceğim soruları belirlenen kişilerden beklerdim. bunun neresinde genç bakış.ewt!!! genç sadece bakıyor.bizi sadece baktırabiliyorlar ya bunada şükür.burda üniversiteyimi partiyimi yoksa programı mı ayıplamak lazım onuda bilmiyorum.
önümüzdeki polis engelindeki sohbetlerimize artık polisler bile katılmaya başlamış hatta ´´içeriye ögrenciden başka kimler girdi kimler´´ demişti.soguk havadan nasibini gene ögrenciler almıştı. *
programın sonlarına doğru çıkan gerginlik nedeniyle deniz baykal ın abbas güçlü ye
- abbbaaaasss
diye seslenip, abbas güçlü nün de
-tamam efendim 2 dakika kaldı
diye cevap vererek hem kendini hem de programın karizmasını kurtarmaya çalışması izlenilmeye değerdi lakin bunu başaramamıştır bu da ayrı bir konudur.
bir kere konuğun programın çoğunu işgal edecek şekilde kendi konuşmasını yapması çok yanlış, üstelik de bu konuşma abbas güçlü tarafından yönlendiriliyorsa. halbuki başından itibaren öğrencilerin sorularıyla ilerlese, parti liderlerinin kongresi olma havasından çıksa şu program...
seçim yaklaşıyor, meydanlarda dinlenilecek vaatleri bir de burada dinlemenin ne alemi var, zaten gecenin bir yarısında başlatılan program.
1 saat önceden gidip 2 saat kapısında bekleyip ilçe teşkilatlarının salonu doldurması sebebi ile içeri giremediğim programdır. zaten 18 ocak gecesindeki programın chp kongresi havasında geçmesi herşeyi açıklıyor sanırım.
deniz baykal'ın ne kadar iyi demagoji yapabildiğini bir kez daha kanıtladığı program olmuştur efendim. adam 2-3 soruda bir lafı 1 mart tezkeresinde chp'nin tutumuna getirdi. programın sonunda ortam gerilince, belki de gayri ihtiyari ağzından çıkan "abbas..abbas" sözleri ailecek yüzümüzde gülümsemelere yol açmıştır.
(bkz: ahanda ayar veriyolar)
(bkz: abbas müdahale et artık)
an itibarıyle uludağ üniversitesi fethiye kültür merkezi'nde abbas güçlü'nün iradesizliği ile sona ermek zorunda kalan programdır. Zira oraya gelirken kafasında sadece provakasyon olan '' milliyetçilik tekelcileri'' azmıştır, bu faşizm yanlıları ne kadar da insanlıktan çıkabileceğini, insandan başka her türlü mahlukata dönüşebileceğini göstermiştir ve propaganda teşebbüsünde bulunmuşlardır. Fakat Abbas Güçlü denilen şahıs programcılık yeteneksizliğiyle üç kuruşluk anti-demokratik anlayıştaki ortalık karıştırıcıları, bu faşizan anlayışı salondan çıkartarak bastırıp, prim vermeyerek programa devam edeceğinin tersine bu kampüs tiranlarına bir anlamda boyun eğerek programı bitirmiştir. Kanımca oradaki zıt görüşlü öğrenciler abbas güçlünün gösteremediği kudrete ve iradeye kat kat fazla sahiptir.
not: 3000 kişilik salona sadece görükle'den 6 otobüs kaldırıp, zaten her yıl kapasite zorluğu çekilen bu salona rağmen üstüne bir de utanmadan iznik'ten, Karacabey'den, mustafakemalpaşa'dan öğrenciler getirten, daha önemli bir sorun varken yüzme havuzu yapmaya girişen ama bir oditoryumu 7 yılda bitirmekten aciz olan rektörlüğün öğrencilere çektirdiği ızdırap inanılmaz boyutta yaşanmıştır. Bir sürü öğrenci kendi okuluna ait bir kampüsteki salona sokulmamıştır. Bu rezaleti basının çekmesi çok güzel olmuştur ama kanımca yine de pişkin okul yönetiminin ( veya yönetimsizliği) yüzü kızarmayacaktır. Çünkü bana kalırsa bu kurum yüzsüzlüğü ele alacak kadar ahlaki değerlerden uzaktır.