an itibariyle itü devlet konservatuarından yayınlanan program.
yazarın ekleyecekleri var: itü konservatuar mezunlarının performanslarıyla renklenen program. müzik sen nasıl bir şeysin dokunduğun güzelleşiyor. bu zamana kadar izlediğim en iyi genç bakış programlarından biri. abbas güçlü ne kadar susarsa o kadar güzel kalmaya devam edecek.
türkiye üniversitelerinin eğitim açısından ne kadar kalitesiz ve öğrencilerin ne kadar bilgisiz,sorumsuz ve vurdumduymaz olduğunu bir kez daha gözler önüne seren televziyon programı geçen gün ilk kez izlediğim bu programın konuğu hürriyet gazetesinin köşe yazarı ve eski genel yayın yönetmeni ertuğrul özköktü öyle sorular soruluyordu ki bu soruyuyu soran kişilerin üniversite öğrencisi olmasına inanamadım yazıklar olsun...
geceyarısı tv'de çıkan dandik dövüş filmlerine tercih edilecek bir yapım değil.
ertuğrul özkök'ün ağırlandığı programda, abbas güçlü'nün programcılık yeteneğini tahayyül edebilmemiz bakımından bir kesit sunmak istiyorum. abbas güçlü, adnan menderes üniversitesi rektörüne soru soruyor:
+türkiyenin dört bir tarafından öğrenciniz var değil mi?
rektör cevap vermeden önce gülümsüyor, ben de gülümsüyorum. evet, diyor insan kendine, bu adam senelerdir en baba tv kanallarından birinde, üstelik üniversitelerde, program yapıyor...
katılan konukların cesaretine hayran kaldığım programdır. gediğine oturtulan soruları takdir etmişimdir hep.
bugün programda izlediğim makarna pilav yiyen öğrenciler bilim adamı mı olunurmuş diyen gençe ayrı bir sempati besledim demek ki bilim adamı olmamamın sebebi öğrencilikte makarna pilav yemekmiş yoksa kapasite var bende
an itibariyle ertuğrul özkök e bir katılımcı tarafından söylenen "ruhunu kaça sattın" sözü ve samimiyetsiz olduğu cevaplarının bağlayıcı olmadığı yönünde ki görüşleri 'sözde' gazeteciyi baya bir germiştir. kürt sorunu ve sözde ermeni soykırımı hakkında ki görüşleri de miğde bulandırıcı şekilde iktidar kokmaktadır.
(bkz: iktidar yalakası)
1. abbas'ın gücünü ispat ettiği programdır.*
2. Türkiye'de demokrasinin işleyişini resmeden programdır: Konuk köşeyi dönenleri, sunucu vekilleri, seyircinin söz alanları parti delegelerini, oturanlar da ne olduğuna 1 anlam veremeyip her seçimde öyle böyle bir kafayla sandığa gidenlerin temsilidir adeta...
Eee, ne de olsa armut dibine düşer, program tc'nin programı, izleyip de elmanın dibine düşmüş armutu bulacak değiliz ya.
dün kılıçdaroğlunun konuk olduğu programı sonuna kadar izledim. kah sinirlendim, kah güldüm. trajikomik olan, her seçim öncesi siyasi parti liderlerinin "...ben yapacağım" diye bitirdiği cümleler sonrası kopan alkış fırtınalarıdır. daha önceleri pek çok siyasi liderleri alkışladınız çıldırayısa, seçim oldu ve oy verilen geçti deri koltuğa. verilen sözler hakkında hiç bir şey olmadı ve bu insanlar hala siyasetten medet umuyor, yeni gelenleri çıldırasıya alkışlıyor.
kılıçdaroğlu sorulan her soruya "yapacağım" diyor, alkış patlıyor. ondan önce oraya oturan, meydanlara çıkanlarda "ben yapacağım, söz." diyordu. hatta şimdi bulunan iktidar'ın "dokunulmazlıkları kaldıracağım" sözleri sonrası kopan alkış fırtınaları, çılgın insanların suratına atılan tokat'ı sineye çekip, şimdilerde bile çıldırasıya sırt sıvazlamaya dönmüş bulunmakta. anlamak mümkün değil. hangi aptal söz alıp, yerine getirilmeyince daha fazla alkışlar ?
-seçimler yararlı olsaydı, yasaklanırdı- gibi bir cümle vardı. hatırlamıyorum kimin söylediğini.
gerçektende bakmıştır gençler.
öyle boş boş uzuuun uzun bakmıştır...
kk hiçbirşey söylemeden programı tamamlamıştır.
"x i biz çözeriz"
-nasıl?
"çözeriz biz , iktidar olursak..."
-iyide ne yapacaksın?
"çözeriz..."
-ne yaparak?
"çözer..."
-(mavi ekran)
budur.
hiçbirşey sunmamış , hiçbirşey vaadetmemiş , hiçbirşey anlatmamıştır.
aydın doğan tarafından chp merkezlerinden toplanan gençlik ise sadece alkışlamıştır.
salonda bulunanların hiç birinin abbas güçlü ile ekibinin seçmediği program. en azından osmangazi üniversitesi için böyle olmuştur. kapıdan girebilenler saat sekizden beri kapı önünde bekleyip ezile büzüle isyan çığlıkları altında girebilen şanslı kesimdir.
kılıçdaroğlu'na yapılan yalakalıklara şaşırılmaması gereken programdır. Zira salonda bulunan öğrencilerin büyük çoğunluğunu abbas güçlü ile ekibinin seçtiği ve bu çoğunluğun nedense sürekli olarak add'den seçildiği düşünülünce herşey açığa kavuşacaktır.
öğrenciler taşşak yalamayı bıraktı, şu an abbas güçlü ile beraber taşşak geçmekteler. adam her şeyi çözeceğiz diyor, "nasıl?" diyorsun, "masaya oturacağız, konuşacağız." diyor. "iktidara gelince söyleyeceğim." diyor. olmuyor.
adamın ismi ile programın isminde çeşitli değişiklikler yaparak elde edilen sonuçlar şöyledir:
-abbas genç ile güçlü bakış
-abbas bakış ile genç güçlü
-güçlü genç ile abbas
-genç abbas ile güçlü bakışlar
vs. vs. bu kadar değişken nasıl olabilir dört kelime yahu.