derttir dert, cebinde para olacak, kiyafetin guzel olacak, altinda araba olacakki bu duyguyu yasayasin trde. ki birde ogrencisi isen bu memleketin sadece acisini yasarsin bu kelimenin.
yavaş yavaş, sinsi sinsi gelir. en başta anlayamazsınız ne olduğunu. vücut kimyası alt üst olur. midede kelebekler mi uçmaz, bedeni ateşler mi basmaz, ayaklar yerden mi kesilmez... bir bakışa erir gidersiniz. daha size dokunmadan acaip bir sıcaklık kaplar her tarafınızı. konuşamazsınız, tutulur kalırsınız. hele o yaşanan heyecan... kalbin yerinden çıkacakmışcasına 9 8'lik atışı... yetinmeme, hep daha fazlasını isteme duygusunun doruklarda yaşanması... belki aşk geçicidir ya da her zaman bu kadar yoğun hissiyat yaşanmaz ama kesinlikle en derinlerde olsa bile bir iz kalır. tıpkı yavaş yavaş başlayan ama giderek büyüyen bir yangının söndükten sonra geriye küllerini bırakması gibi...
bittiğinde müzik ve resimler eşliğinde ağlama seansları yapmanızı sağlıyan, kalbinizi sızlatan, özlemden canınızı acıtan olgu. herkesin yaşıyamıycağı bişeydir ve nadiren mutlu sonla biter. karşılıklı olunca dünyanın en güzel şeyidir, kafan kopsa olsun o var diye kendini teselli edersin, ne kadar güzel şey yaşanmış ne kadar mutlu olunmuş olursa olsun yine ağzına sıçar o ayrı.
öksürmek,hapşurmak gibi bir şey.tek farkı acısı çok daha derin ve kalıcı olur.
"Aşk hükmetmez;terbiye eder."Goethe & "Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır."Bailey.
aşk sanılan muhteşem duygu sadece hormonlarımızın bize oynağı güzel oyundur. dopamin hormonu sırıl sıklam aşık hissettiren hormondur. etkileri enerji verir, dikkat yoğunluğu kazandırır, insanda ödül kazanma motivasyonu yaratır. kara sevda denilen delicesine aşk,insanda herşeyi göze alma etkisi yarattığından psikolojik bir rahatsızlık olan obsesif kompülsif bozukluktur. oksitosin hormonu ise evlilerde veya uzun süreli sağlıklı ilişkiler yaşayan insanlarda salgılanır. heyecansız az yorucu sakin ama mutlu beraberliklerde görülür.
Aşk, Ne lüks arabalar ne sporlar...
Sadece bisiklete binmek istiyorum seninle, neşeli çığlıklarını duyarak ha düştük ha düşeceğiz diye...
Ünlü bir şarkıcı olup, herkesin beni dinlemesini değil,taşlı bir kıyıda, ateşin önünde, fısıldamak istiyorum şarkımı sana makamlı makamsız..
Lüks lokantalar, vitrinde yemek gibi geliyor bana.inan arabesk değil, yarim ekmek kaşar üstü kola paylaşmak
istiyorum seninle...
Tüm kitapları okuyup, yazarlarıyla tartışmak değil, Gece yatağımızda sarmaş dolaş, okuyup tartışmak bir kitabı. Senin fikirlerinle benimkilerle yoğurmak, benimkilerle seninkileri...
Bir sır vereyim sana, insanlar bilmiyorlar ama; ruh sevişir bedenden önce.
Geceler bizim.Ne su yatağı, ne mobilya, yatak odasında aşk ...
Yer yatağı sıcak gelir hep bana, ve çiçek, aldırma odayı oksijensiz bırakır çiçek diyenlere.
Onlarca yastık istiyorum aşk, yatak odamıza rengarenk, aldırma zevksiz olur diyenlere, Zevkli, içten duygu anlatımıysa, herhangi bir konuda; zevksiz bir şey yapamayız...
O kadar yoğunki duygularım sana....
Ne lüks villalar istiyorum onlarca odalı, ne dev malikane, ne yalı Duvarı olsun yeter metrekaresi önemli değil...
Bak bir sır daha sana, Eşlerin mutluluklarını, huzursuzluklarını, karakterlerini,geçmişlerini bir evin duvarı anlatır.
Bomboşsa duvarlar, ruh yoktur ikisinde de... Sadece yetmiş seksen yıl yasayacaklardır zaten.
Bizim, fotoğraflarımız olacak en sevgili anlarımızda çekilmiş,mutlaka gülerken.
Senin bana, benim sana hediyelerimiz olacak asılan, çirkinde olsa kendi elimiz değmiş resimler, Belki alçı kalpler, belki bir senin bir benim boyalı ellerimizle kaplayacağız duvarımızı rengarenk..
En güzel aşk şiirleri sana olacak
Duvarlarımız yalan söylemeyecek, buram buram yaşam sevgisi kokacak...
insanlar mutsuzlar sevgili, her şeye açlar ve doyumsuzlar...
Bense, bir tek seni istiyorum, bir tek seni aşk ...
Çünkü, sen benim her şeyimsin aşk, aşkım.....................
mantığı devredışı çıkarıp duygu denilen hissiyatla hareket etmektir. çeşitleri vardır karşılıklı olanı, karşılıksız olanı diye. ama sonuçta ikisi de sıkar belirli bir zaman sonunda. hiçbir şeyin heyecanı kalmaz, monotonlaşır. ve biter. biteceğini bile bile başlanır ama her defasında ulan ya bu sefer doğruysa denir. yıllar böyle geçer gider. genelde de en sonunda çark edilir ve yıllar boyunca kullanılmayan mantıkla bir evlilik yapılır yine sonunuda hüsran vardır ee onca sene kullanma mantığı ve sonra ona güvenerek karar ver dimi... ama yine de her şeye rağmen yaşanmalıdır, ağlanmalıdır, ağlatmalıdır falandır filandır...
aşık olduğunuz kişi ruhsuz çıktığında, kurtulmak isteyip kurtulamadığınız, ancak "kıymetlim, değerlim" diye diye boynunuzda taşıdığınız yüktür. Taşıması zordur, içinde bulundurduğu tılsım ile insanı ele geçirip yoldan çıkarmasi an meselesidir. Zoraki istikamet mordor'a doğru yola koyulunur. Azimli olmak lazimdir. Mordor'a ulaşmayı başaranlar için iki seçenek kalır: "ya aşklarını, ya da kendilerini, kızgın korlara atmak"....Birincisi tercih edilmelidir. Ben hala yoldayim, isteyen gelsin.
aşk 0 sayısına benzer, tek başına hiç bir şey ifade etmez etkisizdir. Bir dizi de "yanına başka bir sayı konulunca değer kazanır" şeklinde bir replik geçerdi