güzel film. milletçe o kadar abarttığımız ıssız adam filminden güzel en azından. ancak özgün bir düşüncenin ürünü diyemeyiz. sonu farklı bağlansa da çıkış noktası jeux d'enfants. hatta sandık bile aynı, öyle diyeyim ben size.
Filmin gelişmesi kısa bir zaman dilimini alıyor. Tabi geri dönüşleri saymazsak.
Müziklere diyecek lafım yok. Artık son sahnedeki Şebnem ferah Hoşçakalda ağlamayan kalmamıştı.
Ama sonunu böyle beklemiyodum açıkcası. Biraz kısa kesilmiş gibiydi.
Mehmer Günsür nasıl bir varlıktır onu hala çözemedim. insan değil bence. Bu kadar karizma fazla insan utanır yani.. Neyse Belçim erdoğan ise iyiydi. Kadının güzelliği ortaya çıkmış filmle.
Güldüğüm sahneler de oldu elbet Mesela Deniz'in Özgüre küçükken ''film çekelim mi?'' dediği sahne ve ''abi sen Balata devam et en iyisi'' dediği sahne güzeldi.
Bir de unutmadan mekan seçimleri çok hoştu. insan Ankarada oturunca böyle gezdiği takıldığı yerleri beyaz perdede görünce heyecan yapıyo yaa ..
"hiçbir neden yokken, yada biz bilmezken tepemiz
atmış... ve konuşmuşuzdur. onca neden varken ve
tam sırası gelmişken hiçbir şey yapmamış ve
susmuşuzdur. aynı anda aynı sessiz geceye doğru
içim sıkılıyor demişizdir. aynı sabaha uyanırken
kim bilir aynı düşü görmüşüzdür. olamaz mı?
olabilir." sözleriyle mehmet günsür'ün filmde söylediği eylül akşamı şarkısını barındıran filmdir.
gittim, gördüm, beğendim. Çoğu kişiyi hıçkırık derecesinde ağlattığı doğrudur.(şahidim, kınamayalım ! kimbilir hangi yarası deşildi, hangi anı kendi durumuyla eşleştirdi, bilemeyiz) Ağlamamış olmama rağmen etkileyici anlara tanık olmuş bulundum.
şahsımı ankara-istanbul arası bir hikaye oluşu cezbetmiştir. izlenilesi. Ayrıca Belçin bilgin'in oyunculuğu da öyle denildiği gibi yerlerde değildir.
fragmanlarından izlediğim kadarıyla, kız arkadaşla ya da sevgili olma potansiyeli olan kızla gidilmemesi gereken film. o ne olum öyle, ben bile bu erkek halimle mehmet günsür'dan etkilendim. ipne değilim, bi dakika açıklayacağım. adam haksız rekabet ağalar. aman diyim, yanınızdaki kız tarafından siklenmeyebilirsiniz.
bakın bize, eyyvah eyvah 2'ye gittik, öküzler gibi güldük.
bu kadar tesadüfü zincirleme yapıp gözümüze sokmanın ne alemi var. abartılı tesadüflerden acayib sıkılıp bir an önce bitsede gitsek moduna soktu beni film. benim filmim değildi. bunca yıllık ankaralıyım ankaranın kartpostallık hallerini
bu filmden başka bir yerde görmedim.
--spoiler--
belçim bilgin'in oyunculuğu beş para etmez öyle bir adam karşısında. ama sonu cidden feciydi. beklenmedik bir sondu. filmden çok müziklerin uyumunu beğendim şahsen. sonuna hoşçakal nasıl yakışmıştı öyle. zor tutmuştum kendimi ağlamamak için fakat onu duyunca daha fazla tutamadım kendimi.* geçmişe dönüşler tam zamanındaydı. ayrıca mehmet günsur o kadar yakışıklı mıydı yahu? **
--spoiler--
ülkede herşeyin bokunun çıkarıldığını düşünecek olursak; onca ısrara rağmen gidip görmek istemediğim ya da hakkında hiç bir şey okumak istemediğim filmdir.
hatırlatma : ıssız adam da çok fazla dillerdeydi..
--spoiler--
yönetmenliğini ömer faruk sorak'ın yaptığı ve gerçekten tarihe geçmeye aday olan muhteşem bir film. sanki içinde gibisiniz filmin hissettiriyor herşeyi, çok içlendirir. yanınızda selpağın bulunmasını tavsiye ederim ki ağlamayanları bile ağlatıyor film. ve itiraf yerine de geçebilir, tesadüf kelimesinin derinliklerine iniyor ve gerçekten doğru tesadüfleri anlatıyor. çünkü "olamaz mı? olabilir." filmin internet adresi de çok güzel tasarlanmış, filmin içinden objelerle donatılmış girmekte fayda var. http://www.asktesaduflerisever.com/
söylemeden geçemem özgür'ün deniz'i merdivenlerden zorla çıkarıp yatağına koyduğunda damlayan ter neden olduğunu bilmiyorum ama çok etkilemiştir.
--spoiler--
ayrıca bülent ortaçgil'in eylül akşamı şarkısını mehmet günsur çok güzel yorumlamıştır. şarkılar o kadar özenle ve uyarlanarak seçilmiş ki başka bir şarkı koysan uyamazdı zaten.
"Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın, bulunmaz."
"en son ne zaman bana dokunduğunda için titredi?
en son ne zaman bir yerde sırf ben olduğum için mutlu oldun?" (filmden alıntı)
--spoiler--
"özgür oğlum...sana demiştim her insanın çizdiği bir çerçeve vardır diye ama eksik demişim.önemli olan o çerçeveyi çizmek değil o çerçeveye resim koymaktır." gibi sözlerin geçtiği muhteşem bir filmdir. bu zamana kadar eşi benzeri olmayan, mendilsiz gidilmemesi gereken film.
--spoiler--
Hiçbir neden yokken, ya da biz bilmezken
Tepemiz atmış ve konuşmuşuzdur
Onca neden varken ve tam sırası gelmişken
Hiçbirşey yapmamış ve susmuşuzdur.
Aynı Anda aynı sessiz geceye doğru
içim sıkılıyor demişizdir.
Aynı sabaha uyanırken kimbilir,
Aynı düşü görmüşüzdür.
Olamaz mı? Olabilir.
Onca yıl, sen burada
Onca yıl, ben burada
Yollarımız hiç kesişmemiş
Şu eylül akşamı dışında
Belki benim kağıt param,
Bir şekilde, döne dolaşa
Senin cebine girmiştir.
Belki aynı posta kutusuna,
Değişik zamanlarda da olsa
Birkaç mektup atmışızdır.
Ayın karpuz dilimi gibi batışını
izlemişizdir deniz kıyısında.
Aynı köşeye oturmuşuzdur Köhne'de,
Belki de birkaç gün arayla.
Olamaz mı? Olabilir.
Onca yıl, sen burada
Onca yıl, ben burada
Yollarımız hiç kesişmemiş
Şu eylül akşamı dışında
Bostancı dolmuş kuyruğunda,
Sen başta ben en sonda
öylece beklemişizdir.
Sabah 7:30 vapuruna
Sen koşa koşa yetişirken,
Ben yürüdüğümden kaçırmışımdır.
Aynı anda başka insanlara
Seni seviyorum demişizdir.
Mutlak güven duygusuyla başımızı
Başka omuzlara dayamışızdır.
Olamaz mı? Olabilir.
Onca yıl, sen burada
Onca yıl, ben burada
Yollarımız hiç kesişmemiş
Şu eylül akşamı dışında
belçim bilgin denilen şahsiyetin mehmet günsur gibi bir karakterin karşısında tutuk bir oyunculuk sergilediği hatta onu bile sergileyemediği filmdir. adam eylül akşamı şarkısını gözlerinin içine bakıp söylerken belçim'in yanında ondan daha doğal bir oyunculuk sergileyip hallenen kız benden tam not almıştır.
hangi kanalı açsak tanıtımıyla karşılaştığımız, senaryosu tamamen bir fransız filminden çalıntı, sahte hayat zırvalıklarla dolu bir film.
gerçek hayatla alakası olmayan, klişe, özenti, küfri bir hayatı tarif ediyor.
fragmanından da anlaşıldığı üzere sahte diyaloglar, kabiliyetsiz oyuncular ve müslüman-türk yaşam tarzıyla alakası olmayan bir hayali dünya modeli içeriyor.
şarkı olanı ne kadar ağlatıyorsa, film olanı o kadar ağlatmayan. mehmet günsür'e rağmen olmamış ki kendisine belçim bilgin ile oynamayı hiç yakıştıramadım.
yönetmenliğini ömer faruk sorak'ın yaptığı, senaryosu yönetmenin eşi ipek sorak'a ait olan 4 şubat'ta vizyona giren filmdir.
özgür karakterinin deniz'e "sen hiç ağlama" ve "sen nerdeydin şimdiye kadar" dediği yerlerde beni sinema salonundan uçurmuştur.
"siktirin gidin lan böyle film mi olur? ağzımıza sıçtı herif resmen." dedik, çıktık.
müstehak tüm gidenlere. bana da.
tesadüf yoktur. herşeyin bir nedeni var. sadece küçük beyinlerimizin tanımlayamadıgı şeyleri tesadüf diye tanımlarız.
aşk ise patolojik bir durum. neyi seveceği bilinmez...
tesadüf olayını abartsalarda izlenmeye değer bir filmdir. özellikle çift olarak gidilmesi tavsiye edilir. kız kıza gidince de mehmet günsür'ü her gördüğünüzde içinizi çekmekten şişiyorsunuz. özellikle kızı merdivenlerden çıkarıp yatağa yatırdığında mehmet'in teninden bi damla ter aktı ya hah işte o zaman..* kısaca gidin işte.. bu soğuklarda içiniz ısınır, iyi gider..