aşkı nasıl yaşanıyorsa acısı da öyle çekilmelidir. Eğer acısı çekilmeyip bastırılırsa heryeni birliktelikte süyüzüne çıkar ve katlanarak devame sip derin yaralar bırakır. Hiç kasmaya gerek yok.. ağlayacaksın, anlatacaksın, susacaksın, yemeyeceksini içmeyeceksin, gurursuz davranacaksın ama bir gün geçecek...
sonuna kadar yaşayın acınızı, insanı olgunlaştırıyor. buna kendiniz bile şaşıracaksınız. ayrıca o takınılan tavır dışarıdan "vayy çok cool" olarak algılanabilir. dozajı artırıp loser durumunada düşmeyin tabi.
malasef yeni bir aşka öyle cart diye başlanamadığından tavsiyelerden birincisi tamamen yanlış bunun adı aşk hoşlanmak, sevmek veya öylesine bir ilişki değil ki onun yerine hemen yenisini bulup yerleştiresin.
ikinci öneriye gelince zaten şarkıya felan gerek yok kendi şarkın kafanın içinde durmadan uğuldar.
diğer önerilerse yapabilecekler için yararlı olabilir.
kişinin bulunduğu mekanları tercih etmeyin.
belkiler ile kendinizi sokaklara atmayın.
sırf onun bir uğraşı diye (müzik, yazarlık, resim, fotoğraf vb.) sizde uğraş haline getirmeyin.
onun çevresine girmekten vazgeçin.
kişiye dair elinizde ne varsa silin atın.
zihninizi boşaltın.
bir süre müzik dinlemeyin, duygu yüklü filmler izlemeyin.
ailenizle zaman geçirin.
uzun süredir görüşmediğiniz ortak olmayan tüm arkadaşlarınızı arayın.
Eninde sonunda, bir şekilde bitecek.
Her şey biter. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.
Ucunda ölüm yok ya. Hem her şeyin bir iyi bir de kötü tarafı vardır.
poi'ye başlasınlar. pahalı bir uğraş değil, evindeki odalar genişse poileri çevirirken çarpmazsa oraya buraya dilediği her yerde yapabilir. hem sırt ve kol kasları da çalışır, en başta beceremiceği için, orasına burasına çarpar poiler canı acır belki ama aklını dağıtır en azından. hatta belki bi gün ateşli poi bile çevirebilir. *
tavsiye veren bu acıyı yaşamıştır. objektif değildir konuya dair o yüzden tavsiye değil ortak paydada buluşmadır işin özü. buda benden aşk acısı cekenlere tavsiye olsun bakalım.