Elinizden daha fazlası gelir miydi? Gelse karşınızdaki insanın umrunda olur muydu? Bunları sorgulayın. Bir tanesinin bile cevabı hayırsa ağlayıp üzülmenin anlamı yok.
Bütün olanlardan Sonra kendinize söz verin ve hayatınıza devam edin.yaşadıklarınızla gurur duyun. Bir insanı sevebildiğiniz için Mutlu olun. Hayat bir kişiden ibaret değil o hayatına devam ediyorken kendinize eziyet etmeyin. Mutlu olacağınız şeyler yapın. 100 gün sürecek olsa da zorla da olsa yapın işe yarayacak en azından gerçeklerin sizin zihninizde yarattığı etki kadar güzel olmadığını fark edeceksiniz.
Kimseyi unutmak için kullanmadan paşa paşa acınızı yaşayın gözünüz açıldığında yeni insanlara hazır olacaksınız. Yeni insanlar yerine yeni hobilere,kitaplara,dizilere, filmlere ve spora sarın. Yatırımı kendinize yapın.
insan bir kere yaşamıyor bunu genelde ama birinde hep daha fazla oluyor. belki yaşadıklarınız değişmiyor lakin süresi veya acının derecesi değişiyor.
ben ne zaman aşk acısı çeksem ya da biri çıksa hayatımdan; hep en sevdiğim kadınla ayrılışımızın acısına dayanmamdan güç alırım. ona dayanabildiysem herkesin yokluğuna alışır, dayanabilirim diye düşünürüm. her zaman belki hemen olmasa da kısa bir süre sonra mutlaka işe yarar. eğer ara ara aklıma gelirse kendime hep şöyle derim ''ben onun yokluğuna alıştım, o kim ki?''
ne yazık ki bu savunma mekanizmasını oluşturmak için bazen çok uzun zaman geçirmeniz gerekebiliyor.
''onun''yokluğuna ne kadar sürede mi alıştım? yıllar sonra... 4 yıl.
27 yaşımda maalesef ben de bulaştım bu illete hem de en iliklerine kadar nasıl yaşanacaksa o şekilde.1 ay boyunca geceleri çocuklar gibi ağladım, bu sure zarfında toplam 5 kilo verdim.Özgüvenim yıkıldı vs...ancak sorunum şu ki hergün iş yerinde görmek durumundayım hal böyle olunca çekilen acı ikiye katlanıyor ve maalesef bunu sadece sizinle aynı yollardan geçen insanlar anlayabiliyor.O yüzden bu konuda fikri, yorumu ve tecrübesi olan tüm arkadaşların yardımlarını bekliyorum, sanırım en çok böyle rahatlıyorum.
kaleme alın yahut resmedin duygularınızı.
ama değer görür sanmayın, sizden başka kimse anlamaz onları.
sadece paylaşın,
anlatın bir kalemle bir kağıda..
Stalk yapma, slov müziklerden kaçın, ağla içinde biriktirme, neden böyle oldu sorularıyla kendini yorma ve sakın şahsı arama. Mümkünse sosyal hesaplarını bir süreliğine dondur.
aynı algı kalıbı olan durumlar vardır örneğin yağmur yağması ama yaşatılan duygular farklıdır.
örneğin bir arkadaşınızı beklerken sıkılırsınız diğerinde aynı arkadaşınızla yağmur yağarken çok mutlusunuzdur...
burada iki farklı duygu var hissedilen ve hissettirilen.
Aşk acısında da böyle.
Algı kalıbınız sevgi olabilir buna beklentilerinize vs hissettirenler cevap verirse gerçekleri fark edebilirsiniz.
Umutlarınız ile anlam yükleyebilirsiniz. olabilir gibi. umutlarınızı süpürün.
Saf bakmak direkt nefreti ortaya çıkarır, bu da yanlış benim için vicdan ile hissettirenlere bakın... Elbette zor bir şey... Öfkelenebilirsiniz ama öfkenizle ya da nefretinizle karar almayın... Onlar dinsin çünkü onlar dikeni paslı çivi haline getirir. öfke geçtikten sonra vicdan ile değerlendirin.
şu da var ki ; bir olay yaşarız kendi kişiliğmiz ile değil, başkalarının kişiliği ile karar alırız... örneğin onlar kötü ben de kötü olmalıyım.bunları yaparken içinizden geçen size çembe takmak isteyen bir söz gelir içinizden " o nefsinizin " sizi eleştirmesidir.
Kendi kendinize triplere girmeyiniz. Ben onsuz yapamam edemem falan. Arkadaş ortamında bahsetme ondan yoksa kötü olur aklına daha çok gelir. O yüzden evde bile onu hatırlatacak eşyan varsa at.
Kaderde değişmez evlenecegin kişi
Yani eger evlenecegin kişi oysa uzulmene gerek yok er gec onunla evleneceksin
Eger o degilse hic uzulmene gerek yok cunku daha cok baglandiktan sonra ayrilacaktin
Kisacasi rahat ol. Evlenecegin kisi belli. Uzulmeni gerektirecek bisey yok.
Gönül de hastalanır beden gibi ama er geç iyileşir.