haftaya bülent'in firdevs ve bihterin konuşmalarına bir kez daha kulak misafiri olacağı dizidir.
arkadas bi milyon insanın yaşadığı evde bu kadar entrika bu kadar yaya yaya çevrilmez ki ama.. aptal mısınız kızım siz? hadi bihterin gözü dönmüş naptığını bilmiyor. peki ya sen firdevs hanım.. sen ne anasının gözüsün, yakıştı mı sana bu dikkatsizlikler..
ayrıyetten yazık değil mi la o bülente.. ne istediniz sübyandan..
bir istanbul masalı, aliye dizilerinde stajını tamamlamış biri olarak takip etmeye başladığım son dizi. alıyorum örgümü elime, bu diziyle menapozumun tadını çıkarıyorum. kaliteli yaşamımdan taviz vermiyorum.
aşk ı memnu' nun ana sponsoru kesinlikle taze sıkılmış portakal suyu dur. kahvaltıda, öğle yemeğinde, akşam yemeğinde, yemek olan her mına koduğum masasında portakal suyu olmak zorunda mı kardeşim? tamam zenginsiniz, bok gibi paranız var. ama hepiniz de portakal suyunu mu seversiniz? koyun musunuz nesiniz anlamadım ki. bir zengin insanı da ayranı sevmez mi? o masada bir kere limonata olmaz mı? ayrana portakal suyuyla yapılan soykırım, aynı şekilde şarapla da biraya yapılıyor. bir allahın kulu da bir şişe tombul efesi çakmakla açıp, kafasına dikmez mi?
ama sorunum taze sıkılmış portakal suyuyla. buradan çıkarılacak sonuç şu; ya zengin insanlar portakal suyu sever, ya da portakal suyu sevenler zengin olur. ben de sabah akşam ayran içen bir gariban olarak akbile 10 ytl yükleyerek mutlu olurum.
halit ziya uşaklıgil'in ölümsüz eserinden şeklinde lanse edilmesine rağmen yazarın, dizinin kendi romanından uyarlandığını yazar bile anlayamazdı herhalde . tamam değiştirilen yerler olması normaldir, uyarlamayada saygım sonsuzdur ama kitabı mundar etmekte yazara haksızlık değil mi sözlük.
izleyici kitlesinin aklından şüphe edilmesi gereken dizi. artık iyice zıvanadan çıkmıştır.
bir tek bu olsa iyi. bilinen gerçek: türkiye'de bir dizi tuttu mu, diğer kanallar da aynı temalı diziler yapıyorlar. görünen gerçek: aşk ı memnu'msu diziler arttı. yani bu dizi başımıza yeni belalar da sardı. artık bir dur demek gerek.
zzengin tayfanın gerek ahlak gerek zeka,gerek kişilik olarak gün geçtikçe iyice itin götüne sokulduğu dizidir.türk halkının çoğunluğu diziyi izleyip tepki gösteriyor ama türk halkının dizideki zenginliği yaşayamıyor yaşayan belirli kesim neden bizim gariban halkımız tepki gösteriyorki tepki göstermesi gereken burujuva sınıfı dizideki karekterlre baktıklarında kendilerinden utnmaları gerekir tikicanlar acaba biz nihal gibi bu kdar koca budalasımıyz behlül kdar adimiyiz işadamları biz ednan kadar boynuzlumuyuz sosyetik kadınlar biz firdevs gibi entrikacımıyız bihter gibi aptalmıyız diye düşünmelidri. bence biz halka düşen burujuvanın bu kadar ezikliğini keyifle izlemektir.
aşkın bir hevesten ibaret olduğu gerçeğini, zamanla, çıkarlar doğrultusunda nasılda renk ve yön değiştirip,kişileri, olayları başkalaştırdığını izleyicilerine şu günlerde bi kez daha gösteren aynı zamanda hatırlatan dizi.
Beşir'in son haftalarda gözlerini fal taşı gibi açarak bihterle behlülün sevişme sahnelerini izlemesi, ömrünün son demlerini yaşadığına kanıttır.. Şahsen kendisnin de bihtere içten içe yazdığını, nihalden karşılık bulamadım, ölmeden önce bi geceliğine bile olsa acaba bihteri götürebilir miyim düşüncesinde olduğu görüşündeyim. Nihalin onca yılın bekleyişine, teknede behlüle çok bekledim bu anı dercesine yalvararak son verdiğini bilse, evdeki kaşar oranından bu denli rahatsız olacağını sanmıyorum. Nitekim evdeki kadınların tümünün eli de gözü de oynaşta.
bunalıma girmeme neden olan dizi. evin hizmetçisinin laflara bak:(izlemiyorum, televizyona kulak misafiri olmuşum*)
"lise mezunuyum. bilgisayar biliyorum. ingilizcem iyi değil ama ilerletirim. bir şirkete girerim değil mi?"
matmazelin cevap:
"tabii ki"
bok girersin. dikkat et şirketler sana girmesin. millet bir tarafını yırtıyor burada okulu bitirmek için ama staja bile kabul edilmiyor. otur oturduğun yerde deli etme insanı!
ilk bölümlerin özetini izledikçe anlıyorum ki bu dizide bir sezonda cidden çok şey değişmiş. bihter evi devralmış, insanlar kovulmuş, üzülmüş, süzülmüş gittikçe. ama nihal'de de bir havalar lan. o da bihter 2 işte.
(bkz: e artık devir değişti)
(bkz: e tabi çelik de değişti) **
firdevsin tokat atmasıyla katyanın dil ayarları değişmiştir.
--spoiler--
adnan: paylaşamadığınız ne anlamıyorum ki!
--spoiler--
bilmem artık adnan, ama ipucu vereyim adı b ile başlıyor. ehehe, sen bülent sanarsın şimdi bu körlükle. *
öncelikle ekşi den 1945 ve burdaki bilimum düzeydeki über yazarlara selam ederim, rol çalmak gibi olmasın sakın. dayanamadığım için yazıyorum ama ustalara da saygı.*
şunu yazmazsam olmaz, bihter bir zamanlar ben konulu film diyeyim sen ne anlarsan anla at ve onu kendinden geçiren kevaşe bir karı vardı. at öyle bir intikam aldı ki o kadın öldü bihter bildin mi? hıh işte ona dön istiyorum. yani sadece öl istemiyorum, aygırlara gelesin istiyorum.
beşir siktir git şu hayattan sen de biz de kurtulalım. sende göt olsa o cd yi şimdi çıkarırdın yok adam oldum işe yaradım diyebilmek gibi misyonun olsa, yeniden ortaya çıkarıp kasalara saklamazdın. biraz içim burkuldu evet ama kapı dinleyiciliğinle soğuttun ondan da.
ev çalışanları hakkında birşey diyemiyorum, kendi evinize çıkın yahu. proleterya var resmen istanbul un göbeğinde.
katya osmanlı şamarını yiyince özüne döndü, rusça konuşmaya mı başladı ne? bir sezondur kendi aralarında ingilizce konuşan lostillerden sun ve eşi ibret alsın hehey. gaza gel de göt et şunları ahahaha ne gülerim gıı. sana güveniyorum.
bihter ve anası severler derneği var sanki sözlüklerde. ben sevmiyorum arkadaş, fridevs sen de tam bir drama queensin. o geçkin pornocu da almaz seni şu çirkefliğin çıksa ortaya. ulen ölüyor çocuk orda, bulaşıcı değil, değil mi diyorsun? ne diyeyim daha. bihter için olan temennilerim kopi peyst senin için kuzum.
ve nihal, ah nihal ah senin için zevzek dediler malak dediler ama ne oldu tuttun behlül ün çükünü koparana kadar bırakmıyorsun. adam da aşık oldu tabi en nihayetinde über erkek de olsa o da ego zaaflı bir erkek, kriptonitini kullandın türk erkeğinin, masumiyet. aferim bırakma daha bırakırsan tutarlar. *
behlülcüm çok şekersin skorerim benim. neyse seni de malum yerden dizginlediler. mahmuzu vurursa nihal çok acır, sen de böyle devam.
ha ben izlemiyordum da, şöyle böyle kısmını pas geçmişim, heralde yalan atmaya gerek yok, soluksuz izliyorum. * lost la beraber bitiyor diye üzülüyorum hatta. napayım hayat boş benim için, yoğunluk olsa da izlemesem. **
bither'in bir an önce ölmesini istediğim dizidir. annesi bile daha vicdanlı çıktı. katya'yı ben ihbar ederim demeler, herkese emir vermeler, ota boka laf sokma çabaları, bülent için düşündükleri, beşir'in hastalığı bulaşıcı değil canım diye burun kıvırmalar. tiksinç kadın. çok sinirlendim çok.
yine öyle bir bölüm izledik ki, yorumsuz bırakamayacağım. lütfen tutmayın beni.
bihter zavallısı... edep, adap nedir bilmediğini, daha doğrusu anan olacak o kaltağın sana bunu öğretmediğini geçen hafta söylemiştim zaten sana. ne kadar görgüsüz, terbiyesiz olduğunu gösterdin yine. tüm ev halkı dahil olmak üzere, koskoca adnan ziyagil bile hastanede beşir'in başında, sen kıçını başını boyamış, evde kuyruk sallama peşindesin. atalarımız gerçekten çok doğru söylemişler 'anasına bak, kızını al' diye. sen firdevs hanımın kızısın. senden böyle bir incelik beklenemezdi. anan karı da zaten bankamatiğiyle alıp başını gitti. ne anlarsınız siz, hastane ziyaretlerinden. ama en önemlisi de sana karşı artık en ufak bir duygu bile beslemeyen beho'nun karşısına geçip 'beni seviyorsun' deyişin yok mu. ne kadar zavallı ve acınacak bir halde olduğunu kendin kanıtlamış oldun.
katya... neyse ki çalışma iznin olmadığı firdevs kaltağı tarafından yetkili mercilere yetiştirildi ve gidiyorsun. artık o rezil ağlamana tahammul etmeyeceğiz. ağlaman bir yana dursun, harbi kızmışsın. giderayak bihteri nakavt ettin, firdevsin koca tırnaklarıyla yardığı yanağından öpeyim de, geçsin.
beşir... ah beşir, ben sana ne diyeyim. pardon ama deli mi sikti seni biz görmeden? canına kastın mı var? bile bile kendini ölüme terkettin. buna değer miydi sence? nasıl bir aşkmış seninkisi. biz lafın gelişi söylerdik sevdiğimize 'senin için ölürüm' diye. sen anlaşılan bu sözü fazla ciddiye aldın. öteki tarafta artık türkçe dersi çalışırsın. mecaz anlamlı kelimeler üzerine ağırlık vermeni öneririm.
peyker... kızım var ya, sen bence dna testi falan yaptır. sen firdevs hanımın kızı olamazsın. firdevs hanımın kızı olmanın gerektirdiği şekilde davranmıyorsun. racona çok terssin.
çetin özder... sen nasıl ince düşünceli, zarif bir adamsın. behlül'ün gazete olayı patlak verince nasıl da rahatsız oldun. 'burda bir aile sorunu yaşanıyor, benim burda olmamdan rahatsız olabilirler, duymamı istemeyeceği şeyler olabilir. biz gidelim' diyorsun ama kime diyorsun. bunu söylediğin insan da senin gibi fikir sahibi bir insan olsa tamam da, hiç boşa yorma çeneni.
son olarak bütün ev ahalisine bir kaç sözüm olacak. ben sadece firdevs ve kızı olacak şırpıntıya 'sonradan görme' diyordum ama zaman zaman hepinizde kendisini gösteriyor bu görgüsüzlük. evin çalışanı 'günaydın efendim' dediğinde karşılık verilir benim bildiğim. bir günaydın demek bu kadar zor mu? bunu en çok firdevsle ve bihter yapıyor ama behlül'ün yaptığına da tanıklık ettik. dışardan geldiğinizde 'hoşgeldiniz' derler, sizde tık yok. bu mu zennginlik. insanlık öğrenin lan önce. hepiniz beş para etmezsiniz de neyse işte. bize de dert oldu sizin bu halleriniz. bitin artık da kurtulalım.