ben de izletirim böyle bir yapım çıkartıp. tek yapılan iki orospu, iki gavat koy oynasınlar. arada bir birbirlerini siksinler, öteki onun bacısını sksin. bizim mallar da izler anca ağzını döke döke. ay bihter ne güzel giyinmiş der asgari ücretli işinde patronunun da onu sabah sikeceğini düşünmeden.
servet i fünun dönemi zaten çok ağır ve karamsar bir dönemdi... o bakımdan romanı da öyleydi, hatta okurken bunu iliklerime hisstemiştim ama garip bir biçimde nefes kesen bir başarısı vardı romanın.. en azından ben öyle hissettim... ama dizisi o kadar içimi bayıyor ve o kadar boğuyor ki beni! sıkıntıdan nefes alamıyorum sanki... insanlar ise soluksuz izliyor adeta.
eğer diziyi izleyenlerin yanındaysam diziyi değil, diziyi izleyenleri izliyorum...
haa bu arada madame bovary'i okuduktan sonra çok ama çok büyük bir hayal kırıklığı ve ihanete uğramışlık hissettim. yerlere göklere sığdıramadığız, orjinalliğini ve özgünlüğünü anlata anlata bitiremedimiz uşaklıgil, romanı tamamen madame bovary'den çalmışş!!
o bakımdan ziyagil'e ne kadar saygı duyduysam şimdi hepsi aşağılamaya dönüştü...
kendisini çok özlemişim. bir-iki sefer, zap yaparken (vallahi ve tallahi) tekrarına denk geldikten sonra bir de baktım ki saatini kollar olmuşum. hatta kaçırmayayım diye, öncesinde gösterilen haziran gecesi adlı komediyi de ucundan izlediğimi fark ettim.
bihter, sana laf atanların kumandaları bozulsun bebişim. behlül seni öptü diye hasta olup yataklara düşmen içimi öyle bir acıttı ki sorma. elif'i yemeğe çağırmak amacıyla, için kan ağlarken telefonda bıcır bıcır konuşmaya çalışman falan..
yatak odana her girişinde "bu oda bu kızın ölüm yeri olucaaakk" diye feryat figan ağlayasım çıkıyor bihter'im.
ilk izleyişimde dikkatimi nasıl çekmez dediğim bir nokta var ki, aman allah: nihal'in erkek arkadaş diye bulduğu şey tam bir apaçizade imiş meğer. bir de motorla bıırt bııırrrttt diye geçişi var arkadaşıyla, tövbe bismillah. aferin nihal. daha fazla yorum yapamiciim.
tekrarlarinin ramazan ayina denk gelen su araki bolumlerinde; icmek opusmek gibi bazi kesimlerce gunah sayilan durumlara sansur yiyen dizidir ayni zamanda. seriat mi geliyor dedirtmistir cidden. he bide acik ara en guzel dizidir.
anlamadığım nokta eğer her zımbırtıyı sansürleyecekseniz neden aşk-ı memnu gibi bir diziyi yayına tekrar sokuyorsunuz. yahu aşk-ı memnu bu, zengin adamlar içecekler sürekli birşeyler yemeklerde, öpüşecekler ohoo yarın öbürgün bihter behlül neler yapacak. aşk-ı memnu, yasak aşk hu huuu ?? iş bu entry bir kaç gün sonra editlenecektir malum sahneler öpüşmeler vs. sansürlenmeye başlarsa gerçekten çok komik olacak.
edit: hakikaten bambaskaymissiniz. arabadaki ilk opusme sahnesi de komple kirpilmistir an itibariyle. dinimiz amin.
bittiği günün üstünden 1 yıl 2 ay 22 gün geçmiş olmasına rağmen, unutulmamış ve unutulmayacak olan, final bölümünü sınıf arkadaşlarımdan erkeklerin dahi izlemiş ve kızların hepsinin ağlamış olduğu dizi.