aşkı en güzel anlatan dizeler

entry672 galeri3
    201.
  1. 202.
  2. ben sevemezsem sevmek kimselerin elinden gelemez.
    turgut uyar.
    5 ...
  3. 203.
  4. bırakıp gittin beni ellere, bırakıp gittin kimler verdi eline.

    breakdown.
    4 ...
  5. 204.
  6. --spoiler--
    aşk ne demek? bir sevgiliye duyulan özlem mi? zaman farketmeksizin onu düşünmek mi? sınavda yazılı kağıdana odaklanmak değil de gelecekte günlerin hayallerini tasarlamak mı? bir gülü bir çiçeği bir denizi bu kainattaki güzel olan herşeyi ona benzetmek mi? karşılık beklemeden, durmadan, usanmadan, yorulmadan sevmek mi? o zaman sorun yok demek ki ben sana aşığım yanii.
    --spoiler--
    2 ...
  7. 205.
  8. Aşklar mı diyordun,
    anladım
    Senin incindiğin,
    benimse
    Yollara düştüğümdür yeniden.
    (bkz: ahmet telli)
    1 ...
  9. 206.
  10. özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
    özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

    ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
    aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir...

    turgut uyar.
    3 ...
  11. 207.
  12. 208.
  13. ...
    Seversin dünyayı doludizgin
    ama o bunun farkında değildir
    ayrılmak istemezsin dünyadan
    ama o senden ayrılacak
    yani sen elmayı seviyorsun diye
    elmanın da seni sevmesi şart mı?
    Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
    yahut hiç sevmeseydi
    Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    Nazım Hikmet Ran
    3 ...
  14. 209.
  15. diziler diye okudum ilk anda ve aklıma aşk-ı memnu geldi. oda çok güzel anlatmıştı.
    1 ...
  16. 210.
  17. işte sen gülüyorsun
    Ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar
    Gözlerim dönüyor sevdadan, merkezden değil..*
    2 ...
  18. 211.
  19. öylesine sevdim ki seni,
    öylesine sensin ki,
    kuşlar gibi cıvıldar,
    tattırdığın acılar.
    2 ...
  20. 212.
  21. ben ateş sen barut. hııımmm
    öptüm seni şap şup
    ha şap ha şup
    şaka değil işte şurup
    triplere girme beni unutup..

    (bkz: ajdar baba büyüksün)
    1 ...
  22. 213.
  23. Yalan dostum aşk diye birşey yok,
    Aşk dediğin üç günlük eğlence
    Bilemedin beş gün sürsün
    Kapılıp da sürünen çok.*
    1 ...
  24. 214.
  25. --spoiler--
    ben seni, yanlız seni beklerken sevdiğimi hissedeceğim.
    --spoiler--
    (bkz: cezmi ersöz)
    2 ...
  26. 215.
  27. Paylaşıldımı bilmiyorum ama nacip fazıldan şöyle;

    Ne hasta bekler sabahı,
    Ne taze ölüyü mezar.
    Ne de şeytan, bir günahı,
    Seni beklediğim kadar.

    Geçti istemem gelmeni,
    Yokluğunda buldum seni;
    Bırak vehmimde gölgeni,
    Gelme, artık neye yarar?
    1 ...
  28. 216.
  29. sen bana mı soruyorsun,
    yalnızlığı sever misin? diye.
    ben ki çayı bile 2 şekerli içerim.
    birlikte erisinler diye.
    5 ...
  30. 217.
  31. Ne seni unutacak kadar zaman geçecek, ne de geçen zaman seni unutmaya yetecek.
    2 ...
  32. 218.
  33. aşk yunanlıların seksi bedavaya getirmak için uydurduğu bir yalandır.
    4 ...
  34. 219.
  35. okan savcı - kıskanç hesap
    --spoiler--
    Çok olmuş elime kalemi alıpta
    gece yarıları seni uykundan edip kulağını çınlatmayalı
    Ara verdim ne zamandır senli dizelere
    Gelmiyor aklıma hiçbir şey
    ve bulamıyorum sana kafiye
    Koskoca üç yıl geçmiş bir çırpıda
    Bu da sensiz bin doksan beş gün eder
    Ortalama her sene
    bir kişi değse dudaklarına
    Bunun da bedeli bana
    adam başına on beş yıldan kırk beş yıl eder
    Neyse kapatalım bu mevzuyu
    Görüyorsun işte saçmalıyorum
    Sen iyisi yat uyu
    Elbet son bir şiir yazarım sana
    Adamın birinden alıpta
    yazdığında soyadını adının sağına
    --spoiler--
    2 ...
  36. 220.
  37. sen benim sarhoşluğumsun
    ne ayıldım
    ne ayılabilirim
    ne ayılmak isterim
    başım ağır
    dizlerim parçalanmış
    üstüm başım çamur içinde
    yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.

    nazım hikmet
    4 ...
  38. 221.
  39. gökyüzüne her baktığımda,bulutlarla kucaklaşmak isterim,
    işte sana her dokunuşumda,gökyüzü ile kucaklaşmış kadar hür ve mutluyum.
    ( şahsen içimden gelenler. )
    0 ...
  40. 222.
  41. "you don't need this disease
    you don't"

    (bkz: bullets)
    0 ...
  42. 223.
  43. seviyordur oysa hiçbir şey bilmez adam
    seviyordur oysa her şeyi bilir kadın *
    1 ...
  44. 224.
  45. bakıyorsun bensiz yerlere..
    nereye baktığına bakıyorum..
    büyüyor gözlerin kocaman oluyor..
    baktığın her noktada var olmak istiyorum..
    gülüyorsun gülüşünü kıskanıyorum..
    çok seviyorum seni, çok kıskanıyorum..
    görmemek için başkasına baktığını,
    yok olmak istiyorum...
    3 ...
  46. 225.
  47. AŞK VE AYAKKABI...

    Bedenin yükünü ayaklar taşır,ruhun yükünü yürekler.. bütün
    ağırlığınızı
    ve yorgunluğunuzu kaldıran ayaklarınız için rahatlığı ve şıklığı bir
    arada barındıran ayakkabıyı seçersiniz.

    içinizin acılarını, sıkıntılarını, kırgınlıklarını ve hayallerini
    yüklenen yüreğiniz için de huzur verici ve "güzel" bir aşk ararsınız.

    Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir...

    Bazıları çamur yağmur, toz, toprak, kar, buz gibi her türlü "kötü
    hava" koşullarına dayanıklıdır.

    Bazıları ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak "yamulur" ilk
    yağmurlu havada "altı açılır" veya güzel
    havalarda bile "iki günde bozulup" gider.

    Aşkları da ayakkabılar kadar "itinayla" seçmezseniz, tıpkı ayağınızda
    olduğu gibi yüreğinizde NASIR oluşabilir.

    Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiğiniz için "zamanla
    açılır" diyen satıcıya inanarak alırsanız, zaman içinde ayak
    kemiklerinizde "deformasyon" başlar.

    Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye
    kapılıp "zamanla düzelir" diyenlere kanarsanız, yine zamanla
    içinizdeki
    olumlu duyguların "çarpıldığını" görebilirsiniz.

    Aşık olabileceğiniz insan türü, tıpkı ayakkabılar kadar değişik
    stillerde, farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir"....

    Aşkı bir çeşit serüven olarak "spor" gibi yaşayanlar, aynen "spor
    ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat kişileri bulurlar.

    Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler "klasik
    ayakkabı" gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar.

    Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence
    zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır.

    "Bez" ayakkabılar gibi kısa ömürlü "tatil aşkları" ise hemen herkesin
    kişisel tarihinde mevcuttur.

    "Marka" ayakkabı alır gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi durumuna
    "tutulan" aşıklar görürsünüz.

    Katı plastikten "yağmur çizmesi" edinir gibi mantık süzgecinden
    geçirip
    "işe yarar" biçimde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz.

    Ayrıca ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafı" olup evine sayısız
    çeşitte ayakkabılar yığan insanların aynı zamanda "değişik" türde
    aşklara da zaafı olduğu söylenir.

    Evet, aşk "ayakkabıdır"

    Aynen ayakkabınıza bakım yapmayıp "hor" kullandığnız zaman kolayca
    eskittiğiniz gibi, aşkınıza da dikkatli davranmayıp özen
    göstermediğiniz
    zaman kısa sürede "eskitirsiniz".

    Ve nasıl ki "delik" bir ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde yalnızca "bir
    miktar" ömrünü uzatmış olursanız; "delik" bir aşkı
    onarmaya kalkıştığınızda da "asla eskisi gibi olmayacaktır"!

    CAN YÜCEL

    kaynak: zırvanın arşivi
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük