bu dünyayı kuran mimar,
ne hoş, sağlam temel atmış.
insanlığa ibret için,
kısım kısım kul yaratmış.
kimi yaya, kimi atlı, kimi uçar kanatlı.
dünya şirin, baldan tatlı,
eyvah, balı tuza katmış.
karısının başka biriyle kaçacağını hissedince; " yıllarca bana baktı, yemeğimi yaptı, hamamda sırtımı keseledi, bende hakkı var; gurbet elde kimseye muhtaç olmasın." diyerek birikmiş parasını farkettirmeden karısının eşyalarının arasına koyan; bu hikayeyi öğrendiğimde kendisine saygım daha da artan,
ahmet kutsi tecer tarafından ülke çapında tanınması sağlanan büyük halk ozanı
ya ben anlamıyorum nasıl olduda aşık veysel ve bunun gibi ozanları ve onun türkülerini dinlemek yadırganacak veya yadırganmasa bile kimsenin yanaşmadığı bir eylem halini aldı* emre aydın dinler ismail yk dinler ibrahim tatlıses dinler tarkan dinler ajdar vs dinler ama aşık veysel ? desen dudak büzer,mahsuni şerif desen? kim o der, aşık gülabi desen hiç bilmez zaten.
neden bu kadar özüne uzaksın desen öz ne der? bu yüzden tamam bunlara kızmıyorum farkındalık dereceleri popüler kültürle sınırlı.
asıl anlamadıklarıma gelelim misal ben radiohead dinleyen bir adamın aşık veysel i bilip dinlememesine onu da dinleyen adamın mor ve ötesi dinlememesini anlamam.ben rockcıyım diyen adamın türküde dinlemesi gerekir gibime geliyor.cem karaca , barış mançoerkin koray da hep halk ozanlarının belki son temsilcisi olan aşık veysel den ve onunda feyz aldığı gelenekten besleniyordu.
bazı ateistlerin dilediği gibi ateist değil alevi dir kendisi. alevi deyişlerine bakarak ateist olduğunu zannedenler yanılıyorlar, o tanrı3yı herkesten farklı anlayan ve anlatan bir ozan olmuştur. diğer alevi ozanları gibi. onların anlatımlarındaki derinliği kavrayamayanlar alevileri ateist olmakla itham etmişlerdir.
doğa için çal, uzun ince bir yoldayım'ın sonunda o'nu koymuştur ya, o an gözleri doldurur.
ben bilmez idim gizli iyan hep sen imişsin
canlarda ve tenlerde hep nihan sen imişsin
senden bu caihan içre nişan ister idim ben
ahir bunu bildim ki cihan hep sen imişsin
şansı bu topraklarda doğmuş olmak mıdır,yoksa bahtsızlık mıdır,tayin edemediğim ozan.
kesin olan bir şey varsa doğmuş olması bahtiyarlıktır, bu topraklardaki insanlar için de, geri kalan insanlık için de.
insan-ı kamil. vakti zamanında ata evimize gelmiş, rahmetli dedemle uzun sohbetler etmişlerdir. o anıları yaşarcasına anlatırdı bizde yaşarcasına dinlerdik.
bugün ölümünün 38. yıldönümü olan 21 mart 1973 akciğer kanseri nedeniyle hayata veda eden halk ozanı . vasiyet ettiği gibi türküler eşliğinde son yolculuğuna uğurlanmıştı.
aşık veysel, sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı sivrialan köyü'nde doğdu. yedi yaşında iken çiçek hastalığına yakalanarak gözlerini kaybetti. babasının telkiniyle saz çalıp şiir söylemeye başladı. ahmet kutsi tecer'in yardımıyla yurt çapında tanındı. köy enstitülerinde halk türküsü öğretmenliği yaptı. tbbm tarafından özel bir kanunla kendisine maaş bağlandı. halk şiirinin başarılı örneklerini verdi. Şiirlerinde dünyanın geçiciliği, ölüm, kardeşlik, birlik-beraberlik ve sevgi gibi temaları işledi. Şiirleri, dostlar beni hatırlasın adı altında bir kitapta toplandı.
--spoiler--
ÂŞIK Veysel'e takılmışlar: "Veysel Baba yaşlanıyo. Eskiden bi böyük içerdi, şimdi bi güçük anca içebiliyo. Sivrialan'da da her gece içiyomuşsun, öyle mi?"
7 yaşında iki gözünü birden kaybetmiş olan Âşık Veysel esprinin kralını patlatmış: "iki gözüm kör olsun içmiyom..."
--spoiler--