kız kardeşlerinin vefat ettiği hastalıktan gözlerini kaybetmiştir. arkadaşından öğrendiği bağlamaya ömrünü adamıştır. birçoğumuzdan daha iyi görmüştür dünyayı.
Kendisini ziyarete gelecek Mahzuni'yi ayakta beklemiş, ayakta karşılamış toprak sevdalısı usta. Sormuşlar "Neden ayaktasın diye?", o da "Bu gelen pir sultan olsa gerek." Demiş Mahzuni için. Öyle de toprak gönüllü bi usta.
"Her kim ki olursa bu sırra mazhar,
Dünyaya bırakır ölmez bir eser;
Gün gelir Veysel'i bağrına basar,
Benim sâdık yârim kara topraktır.."
Aşık Veysel evli olduğu zamanlarda eşi başka bir adama aşık olur ve kaçmaya karar verir. Gece uyumak için yataklarına girdikten sonra eşi kalkar, bohçasını da aldıktan sonra pabuçlarını giyer ve ardına bakmadan kaçmaya başlar. Biraz aradan sonra ayağına bir şeyin vurduğunu fark eder. Pabuçlarını çıkarttığında gördüğüne inanamaz. Aşık Veysel’in tüm parası oradadır. kaçacağını anlayıp sahip olduğu her şeyi eşine bırakmıştır. Ayrıca parayla beraber bir kağıt bulur ve o kağıtta şu yazar :
“Al bu para ananın ak sütü gibi helal olsun, gittiğin yerde kendini ezdirme.
Bir de güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa … ”
25.10.1894
Dogum günün kutlu olsun.
''Eğer gözlerim olsaydı ben toprağı görmeyecektim. Toprağın özelliklerini bilmeyecektim. Çiğneyip geçecektim toprağı. Ben öldükten sonra üzerimde otlar bitsin, çiçekler açsın. Benim toprağımda millete hizmet etsin. Oradaki otlardan koyun yesin et olsun, kuzu yesin süt olsun , arı götürsün bal olsun...''
Sen bir ceylan olsan bende bir avcu
Avlansam çöllerde saz ile seni
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı
Vursam yaralasam söz ile seni
Diley diley diley söz ile seni
Kurulma sevdiğim güzelim deyi
Bağlanma karayı alları geyip
Ben bir çoban olsam sende bir goyun
Seslesem elime tuz ile seni
Diley diley diley tuz ile seni
Koyun olsan hoplatırdım yaylada
Tellerini yoldurmazdım hoyrada
Balık olsan takla dönsen deryada
Düşürsem toruma hız ile seni
Diley diley diley hız ile seni.
Gözlerini çiçek hastalığı yüzünden kaybetmiş, gönül gözü açık insan. Memleketin gelmiş geçmiş en büyük aşıklarından biridir. Kıymeti bilinmesi gereken değerlerimizdendir. Dili ustalıkla kullanır. Sözleri basit görünse de derin anlamlar ve felsefi görüşler barındırır.
Kendi anlatımıyla hayatını;
''Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan.'' diye anlatan güzel ozanımız Aşık Veysel'i ölümünün 44. Yılında rahmetle ve sevgiyle anıyorum.
Hayal bana yakın yar bana uzak
Sevdası başıma dolanır gitmez
Aşkına düşeli yar bana uzak
Yüz bin öğüt versen biri kar etmezSenin aşkın beni kıldı urusvay
Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay
Kabul et kapında beni de kul say
Dost yoluna ölür aşık ar etmez Ey beni bu derde giriftar eden
Eski muhabbeti kaldırdın neden
Gönül ister kavuşmayı ölmeden
Gül olmasa bülbül ah u zar etmezBeni yakan yansın aşkın narına
Gönül düştü bir zalimin toruna
Bakmaz mısın bu Veysel'in zarına
Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.
25 ekim 1894, Google unutmamış biz de unutmayalım. Halk ozanımız, değerimiz, güzel insan.
Bugün onun doğum günü
Mekanı cennet olsun. iyiki doğmuşsun.
Gözleri görmüyordu ama gönül gözü cok iyi görürdü;