aşık olmak anlık bir şey. birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin çok daha lezzetli olduğu bir an bu. insan karar vererek aşık olmaz. sadece bir bakar, olmuş.
zaman durmuyor çabucak geçiyor ona bakarken de onunla gülüşürken de. an oluveriyor saatler koca günler. yüzünde en aptalından bir gülümseme. hani öğrencilik zamanları derste karnın ağrıyana kadar gülersin de teneffüs zili çalınca hiç gülünç gelmez ya aynı konu, öyle saçma davranışların, yükseğinden kahkahaların olur. bunlar güzel kısmı, diğerlerine gelelim.
aramaz, ararsın. gel der gidersin git der gidersin. sen haklıyken bile, idrak kabiliyetini kaybederek özürler dilersin tartışma sonrası. katlanamam dediklerinle teselli bulursun kendine gün gelir. bir gülüşü mesafeler yollar aştırır. her ona yakınlaşma çabanda biraz daha uzaklaşırsın kendinden, değerlerinden.
geldi bahar ayları, çoğaldı aşık olmak istiyorum nidaları. otur ve sakince düşün tekrar. istiyor musun aşık olmayı.
Daha onu goreli 15 dakika olmamistir fakat ozlemisinizdir gordugunuzde ozlemenize ragmen utanctan yuzune bakamazsiniz yanindan gecerken salak salak bir gulme gelir yada benim gibi mal mal hareketler yaparsiniz.
Ya gözlerini uzun uzun seyretmek istemek ya da gözlerine bakamamak, şaşkınlık, konuşurken kekelemek, herkese onun adıyla seslendiğini farketmek, onun ismini duyduğunda gülümsemek ve sonra ciddi olmaya çalışırken komik duruma düşmek. Kendime itiraf etmiyor olsam da içten içe kıskanmak. ** bu liste böyle devam eder.
bir kova edinilir ve su doldurulur.
iki yakın arkadaştan buz bulmaları talep edilir.
eğer buz gibi suyun içinde sepserin otururken onu düşünüp şuraya da sen koy bi ayağını accık serinle diyorsanız safsınızdır.
ahahhaha lan. bırak sıcakta erisin, başkasını düşünemez bile ne güzel işte.