eskiden şıpsevdi olan lullaby kişisinin şu anda içinde bulunduğu durumunun ta kendisidir.
şöyle vuku bulur bu durum : önce bi güzel aşık olursunuz hayatınızda hiç bilmediğiniz bişeymiş gibi, sanki ilk kez başka bi boyuta geçmiş gibi hissedersiniz . ardından terkedilmek suretiyle dumur halde kalırsınız.. sonradan herseyin gereksiz olduğunu aşkın nasıl olsa bi gün bittiğini anlayıp kıcınızın üzerinde oturursunuz. ne gerek var efenim böyle seylere diyerek bir daha kimseye değer veremicek aşık olamayacak kıvama gelirsiniz .belki de aşık olmaktan korkup bi daha aşık olmamacasına kendinizi şartlarsınız. kimseye yaklaşıcak gücü kendinizde hissetmezsiniz..durum bundan ibaret. *
şöyleki efenim eğer aşk bizim kendi kendimize oluşturduğumuz bir duygu ise ve daha önceden aşkla ilgili acı bir deneyim görmüş geçirmiş isek aşktan ister istemez soğuruz. ve kendimizi aşkın kötü olduğuna bize zarar vereceğine inandırmışsak illaki aşık olamayız.
gururdandır.
vazgeçebilmeyi, boynunu eğip kaderine razı olmayı becerememektendir.
insanın kendini çok sevdiğini, dünya üzerinde kendisinden daha değerli birinin olmadığını düşündüğünden kaynaklanır. gerçektende öyledir. her insan dünyanın en değerli varlığıdır. fakat dünyanın en değerli varlığı olan bu insan evladı kendi kendinden en önemli ihtiyacını esirgeyerek kendine en büyük eziyeti yapar. aşık olup olamamak kişinin elindedir. yeterki gururunu yenip kafasındaki materyalist düşüncelerden sıyrılabilsin. ancak bu çoğu insan için imkansızdır.
muhtemelen hala birine aşık olup kabul edememe durumudur.kabul edilmediği için başka birine aşık olmaya çalışılıp -ya abi aşık olamıyorum denir.bilindiği üzere gönül denilen ipte 2 aşk duramaz.
aşık olmayı haketmeyenlere rastladıkça insanın içinden geçen duygudur. aynı hoş olmayan durumlara düşülmek istenmez. aşık olup da size yalan söylüyorsa hepten sinirlerinip aşka inancınız kalmayabilir. dikkatli olup, samimiyeti olana aşık olmak en iyisidir. *
genellikle kötü aşkların sonrasında kendini gösteren kırıklık durumu ki, bazen yıllar alabilir. beceriyle alakalı bir durum da olmadığından, beklemekten başka çare yoktur.
istemekle aşık olunmaz ki zaten.. aşk aniden, hiç ummadık bir zamanda geliverir, eşekten düşmüşe döndürür insanı. dolayısıyla beklemek ve ümidi yitirmemek lazım..
bir zamanlar kız tavlamak için oldukça etkili bir beyanat idi. uygun bir ortamda kişi gözlerini kısar, kafayı hafif kaldırır ve uzaklara bakarak "aşık olamıyorum", bağlanamıyorum, bağlanmaktan korkuyorum ve benzeri beyanatlarda bulunur. kadın ise butun anaçlığıyla erkeği şevkatli kollarına almaya hazır olur.lakin gunumuzde işler biraz daha değişmiştir. her guzel şey gibi bu da popularitenin kurbanı olmuştur, yaygınlaşmıştır, etkisini kaybetmiştir. bugunlerde yine bunu yiyen hanımlar yok değil, var ama artık kadının anaçlıgına ve duygusallıgına derinlemesine inmenin yanında, "ay triplere bak ayol ihiihihihi" gibi bir duşunceye sevketme ihtimali de vardır. bu beyanatlar için noğru zamanı, doğru insanı, doğru ortamı bulmanız büyük önem taşımaktadır.
