aşık olmayı yoğun şekilde istemektir. ne kadar çok isterseniz o kadar uzaklaşır sizden. istemeyi bıraktığın anda bulacaktır seni. eğer çok zorlarsan boşluktan tutulursun birine onun adı aşk değil tutku olur. en imkansızı seçersin. mutsuzluğa ilk adımı atmış olursun.
bir süreçtir. en mantıklı kararların alındığı, en en en rasyonel eylemlerin gerçekleştirildiği bir süreçtir. fakat aynı zamanda da hayat teğet geçmektedir.
bir kalbin birkaç kez üst üste kırılmasından sonra ortaya çıkan durumdur. ne zaman bir kızla az da olsa yakınlaşacak olsan kuyruğunu kıstırıp kaçmaktır.
şimdi kimse bana "ben aşık oldum da noldu" temalı laflar etmesin. aşık oldun karşılığını gördün anasını satayım. sonradan belki ski tuttun ama itiraf et hayatının en güzel zamanı o zamanlardı. hiç su içemediğini hayal et bakalım. sen zamanında kana kana içtin. şimdi yeniden susuz kaldın diye mi bu yaygara? ya da o kadar su çok işetti diye mi? içliyim anasını satayım bugün.
aşık olunacak erkek bulamamaktan kaynaklanan bir sorundur. o zamana dek tanıdığın amcık beyinlilerden farklısını bulursan aşık olursun. ama aynı hatayı ikiden fazla yapmak kesin aptallık göstergesidir. *
duygusallığın amına koymaya gerek yok.
Aşık olmak isteyenin ve bunun için uğraşanın beceremedigidir. Aslında hatayı en başta yapar bu arkadaş. Aşkı arayarak. Aşkı arayan bulamaz çünkü. Aşk beklenmedik bir zamanda gelir. Bu yazacagım söz, başlıgı tam anlamıyla dogrulayacaktır.
"beklemekte olduğun şey ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir.bu evrenin 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir."
mevcudiyetine inanmadığım tabir. nasılki aşık olmak elde değilse aşık olamamak ta elde değildir. kendimizi kapatınca ya da "ben aşık olamıyorum/olmuyorum/olmak istemiyorum" tarzı cümleleri 40 kez kurunca bunu engelleyemeyiz.
günümüzün modasıdır. transistörlerin icadından sonra, teknoloji ile başlayan birlikteliğin insanı kendinden alması, zaten doğasında bulunan bencilliği her defasında yüzüne vurmasıyla son yılların en doğal sonucudur aşık olamamak. ne bekliyorsunuz ki ? formspringten çıkma teklifi gelmesini mi ? facebookta arkadaş olarak eklemesini mi ? çok değil bundan 8-9 sene öncesine dönelim, bilgisayar daha eve girmeyene kadar oyuncaklara bile farklı gözle bakardım. her ne kadar oynamayı çok sevmesemde yıllarca hep aynı oyuncak arabayı sürdüm. üstelik sıkılmadan. sonra noldu, babam sağ olsun süpriz yaptı, kırmadı beni bilgisayar aldı. doğum günümde oyunlar aldı. şimdi fark ediyorum aynı oyunu 1 haftadan fazla oynamazdım. kolay erişmeyi öğrendim, çabuk sıkılmayı öğrendim, sürekli yenisini daha iyisini istedim. e şimdi benim gibi yetişen bu nesilden, hep daha iyisini daha güzelini isteyen, böyle alışmış bir nesilden ne beklersin ? her defasında çok severiz, hep bu başka olum deriz. ama biri gelir onu da sileriz...
vakt-i zamanında sevgili yüreğinizi çok kanattıkları ve yaraladıkları için, o yaraların acısı içinize işlediği ve hala sızısını unutamadığınız için, şimdi tekrar aşık olsanız mevcut yaralar ya daha çok kanırtılacak yada tamda iyileşmek üzere olanların yerine yeni yaralar açılacak olduğu için gönlü kapıp koyvermeme durumudur.böyle hep bir kendini engelleme, hep bir duygularına ket vurma durumu yaşanır.ne aşık olabilirsiniz, ne de aşksız kalabilirsizniz.böyle bombok bir ruhaniyet oluşturur bu meret.
içinde bulunduğum durumdur...ne mutludur bana kızlarla takılırım gezerim tozarım çıkarım ama aşık olmam en fazla hoşlanma durumu söz konusu olur...aşık olunca ne olacak? ya reddedileceksin ya terk edileceksin ya da aldatılacaksın bırak abi böylesi iyidir