Bir nevi vücudun biyolojik-psikolojik dengeyi yakalamak için kullandığı bir savunma mekanizmasıdir. Fizyolojik olarak gülme eylemi ile çok benzer bir mekanizmaya sahiptir. Mesela aynı kaslara aynı uyarıyı anlık verirsen gülersin, daha uzun sure ver, ağlarsın.
Ne garip şey bu arkadaş insan üzülünce ağlıyor, sevdiğine kavuşunca, mutlu olunca, üzgün olunca, aşk acısı çekince ağlıyor anlatamadığımız duyguların tarifi resmen.
insan sevinince ağlıyor, mutsuz olunca ağlıyor, aşk acısı çekince ağlıyor, sevdiğine kavuşunca ağlıyor ne garip şey bu arkadaş anlatamadığız şeylerin tercümesi gibi.
bi gün tuvalette ağlıyordum bi ara aynaya çarptı gözüm baktım ağlarken bile suratımda salak bir tebessüm var. sonra hiçbir şey olmamış gibi içeri girdim ve sanki sokaktaki sıradan bir ağaç kadar aldırmamaz görünmeye çalışarak güçlü durdum.
allah kendisinden istenilen, kendisine yalvaran herkesin gönlündekini versin.
Gece gece birilerine sinirlendim durduramıyorum kendimi ya, sinirden mi stresten mi bilmiyorum. Ama an itibarı ile ben istemesem de gözlerimden akan yaşla ve de kalbimden gelen bi yorgunluk hissi ile hıçkırarak gerçekleştirdiğim eylem.
Boş konuşan gerzek insanların hepsinden nefret ediyorum. Bu hayatta kimseye muhtaç olmayacaksın, insanlar çok kötü çünkü. Neyse yarın ola hayrola. Herkese iyi geceler.
bazen sığınılan bir liman, bir geminin fazla yükünü boşaltması misali rahatlamadır. kimse bilemeyeceği için, aslında en çok erkekler ağlar. kendi iç sesine, ben bir gidip ağlayayım da geleyim der. kimse ağlamasın tabii ama, kimse de kendini zorlamasın arkadaş. ne ağlamak için, ne de ağlamamak için.
Erkeklere yapılan en büyük psikolojik baskıya neden olan eylem.
Erkekler ağlamaz diyen, dedirten, buna inanan, bunu savunan insan, insan değil, öküz başlı antiloptur.
Ne demek ağlamaz?!
Ağlar tabii!
Canını bile okur!
son zamanlarda, özellikle sözlükte, üzerinde , yazılan, çizilen, değerlendirmeye alınan, rahatlatıcı etkisi olduğu konusunda çoğunluğun hemfikir olduğu duygu biçimi. hayır şimdi, dongozun biri gelecek, ağlamanın; abartılan şeyler yığını olduğu gibisinden diye bir tespit sıçacak diye düşünüyorum. belki de çıkmıştır bakmadım. ben demiyorum ki, ağlayın, hep ağlayın. ağlamayın tabii. ama duyguları hafife alanlar var, almayın. insan, birine zarar vermediği ve kendine de zarar vermeyerek, sevdiği ve rahatladığı her şeyi paylaşabilmeli, yaşayabilmeli, yapabilmeli bence.
"Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin acı bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar, bizde o gücün de artık yok olduğu ve yerini etkili bir sessizliğe bıraktığı anlardır. Bu türlü sessizlik ise en şiddetli elem gözyaşlarından daha gönül yakıcıdır."