dünyanın en rahatlatıcı eylemidir. içinizde biriken a$k, okul, para vb. sorunlar artık malum yerinize kadar gelmi$ir. sonunda patlarsınız, ba$larsınız ağlamaya. belki duvarları yumruklarsınız. o kriz geçtikten sonra bir sigara yakarsınız ve kendinizi ne zamandır hissetmediğiniz huzurun kollarına bırakırsınız.
Yalnızca kendimizi kötü hissettiğimizde değil, çok heyecanlı ya da çok mutlu olduğumuzda da ağlayabiliyoruz. Herhangi bir duyguyu yüksek yoğunlukta yaşadığımızda ağlamamız çevremizdekilere, davranışlarının sonuçlarının ne olabileceği konusunda uyarı veriyor. Canımız yandığında ağlamamız ise, birilerinin fiziksel yardımına acil ihtiyaç duyduğumuz anlamına geliyor.
tam herşey yolundayken ve yıllar geçmişken aradan, bir yerden, eski sayfalardan çıkıp gelmek zorunda mıydın sanki. hiçbir şey olmamış gibi davranırken tekrar canımı acıtmak zorunda mıydın? sensizliğe bu kadar alışmışken, tam da kendi ayaklarım üzerinde durabilmeyi öğrenmişken bana bunları söylemek zorunda mıydın? küçük bir kızdım seni tanıdığımda, sayende olgunlaştım ve şimdi beni tanıyamıyorsun. üstüme yüklediğin o ağır yüklerin altında ezilen ruhumu artık tanıyamıyorsun. daha 16 yaşındaki bir kıza ölümün soğuk yüzünü göstermiştin. yaşatmamıştın belki ama uçurumun kıyısında yaşamak nedir senin sayende öğrendim. gün be gün ölümü beklemek, ya da dua etmek. duaların nasıl kabul olduğunu öğrendim. bir başkasının iyiliğini istiyorsan kendi iyiliğinden fedakarlık yapmalıymışsın. "yasasin" dedim allah'a. o yaşın yeter ki. ben onu bir daha göremeyecek olsam da.. yasasin.. ilk defa bir duam kabul oldu. belki en acı vericisiydi benim için bu, ama bir yerlerde yaşadığını biliyorum en azından ve sen kendini en olmadık zamanlarda tekrar hatırlatarak bunu her zaman bilmemi sağlayacaksın.
ve yine ağlıyorum. klavyemde gözyaşları, yanımda sen yoksun yine, ama bütün dualarım seninle...
sevdiğiniz biri bu eylemde bulunursa belki ondan çok sizin canınız acıyacaktır. siz onun yerine ağlamak isteyeceksinizdir. elinizden bişey gelmediğini hissederseniz onun kadar üzüleceksiniz. onu ağlatanı bulup öldürmek isteyeceksiniz. elinizde sadece teselli etmek kalınca ise ağlamak nedir öğrenmiş olucaksınız.
bazen durup dururken sadece düşünerek yapılabilecek bir eylemdir. kendiliğinden olur aslında...ağlayayım mı ağlamayayım mı diye düşünemez insan...içinden geldiğince yaşamak, bazen yaşadığının farkında olamamaktır. **
yaşadığımız şeylerin duygularımız ve kafamızda yarattıklarımızla birlikte göz yaşına dönüşmesi durumudur. örnek vermek gerekirse; bizi ağlatan duygusal bir şarkı değildir, duysal şarkı bir araçtır, bizi asıl ağlatan şarkıyı dinlediğimizde zihnimizde beliren anılarımız ve beraberindeki çaresizlik hissidir.
olay gerceklestiğinde kalbin beyine üstünlük kurduğu düşünebilir, fakat olaylar ondan sonra baslar ve beyin dizginleri eline alır. hersey mantık cercevesinde gelisir. güç verir insana...
ağlamak ağlamak, beyin eriyene kadar
secdeden kalkmamak, alın çürüyene kadar.
...
bant tiyatroları arasında okunan ezgilerden biri öylece aklımda kalmış.
çok eski zamanlardı o zamanlar tabi, irtica felan hortluyodu arada bir.
kızıl renge düşmandık, yeşile mesafeli durmak gerekir di.
en güzeli renksiz veya her rengi alabilmek ti.
kızlar ya orospu idi yada sıkma baş, erkekler ya kızıl komnist ti ya da faşist. ve tabi bir de tanımlanamayanlar taraf olmayanlar vardı.
her neyse güzel günlerdi. biz mmoskova radyosu felan dinlerdik *
Erkek adam ağlar mı ?
Ağlamaz mı ?
Ağlamak yanlınca kadınlara has bir duygu mu ?
Yani onun anası, öbürünün anası ağlasın ..
Benim anam da diğerlerine göre yabancı bir anne o zaman o da ağlasın ..
Erkek ağlamaz, gözyaşlarını sil !
Yok ya, ben ağlıyorum !
Merhameti olan hangi insan ağlamaz ?
Hayvanlar bile merhametleri nispetince ağlarken erkekler ağlamayacak ..
Ağlamamak erkeklik midir, yoksa zalimlik midir ?
Yahut canilik midir ?
Bence an gelir zalim ve cahiller de ağlar ..
Siz hiç ağlamayan birine rastladınız mı ?
"Muhakkak rastlamışsınızdır çünkü herkes sizin yanınızda ağlamak zorunda değildir" latifesini es geçip sorumu şöyle sorayım;
Yak inen tanıdığınız insanların içinde ağlamayanını duydunuz mu ?
Ben kendi çevremde görmedim.
Feodal bir yanının sert görünümlü insanları içinde doğup büyüdüm.
Babam çok otoriter bir insan.
Ama babamın gözyaşlarına çok şahid oldum.
Ve otoriter olduklarına inandığım başka insanların da
Cezaevi hayatında ağlayan sayısız insan gördüm.
Katilinden, hırsızından, arsızından ... sayısızcasını gece battaniyelerinin altında ağlarken gördüm.
Görüş günlerinde gözyaşlarına hakim olamayan zalimliği ile meşhur, cehaleti ile namlı bir çok insan gördüm.
Hiç ağlamayanını görmedin mi ? diye sorarsanız.
Birini gördüm, daha doğrusu şahid oldum
Oğluyla beraber yatan ihtiyar biri vardı.
Oğlu torununu öldürmüştü.
ihtiyar da başka bir torununu yaralamaktan yatıyordu.
Bu iki mahkumu bizim koğuşa verdiler.
ihtiyara yaş itibariyle fazla hürmet gösteriyordum.
Namaz da kılıyordu.
ibadet etmesi ona olan saygımı artırmıştı.
Bir süre sonra oğluyla tartışmaya başladılar.
Olayların gerçek nedenini istemeyerekte olsa öğrenmiştim.
Geçen zamanla ihtiyarın gamsızlığı beni üzmeye başladı.
Günün birinde daha önce konuştuğumuz bir konu hakkında kendisine bir ayet okudum.
Ayete uymayacağını söyledi.
Üzerine gitmedim.
Zaman geçtikçe bir çok kötü huyuna şahid oldum
Ve hukukumu ihtiyarla epey kıstım.
Duruşmaları devam ederken ihtiyarın aklı fikri tahliyedeydi.
Öldürülen ve yaralanan torunu ...
Paramparça olmuş ailesi ...
Hiç bir şey ama hiç bir şey umurunda değildi.
Ve bir gün olsun bu insanı ağlarken görmedim.
Oysa onların başına gelenler hem beni, hem de diğer arkadaşlarımı hüzne boğmuş, oldukça üzülmüştük ...
Erkek ağlar mı ?
Erkekler ağlar diyorum.
Ama gamsızlar ağlamaz.
Erkek veya kadın olması önemli değil ..
Cahil ve zalim bile ağlar ama gamsızlar ağlamaz.
Allahu Teâlâ'ya hamd ve şükürler olsun ki bizleri merhametli olan kullarından eyledi.
Bu arada gamsızların geç yaşlandıklarını, uzun yaşadıklarını falan zaman zaman duyuyoruz.
Bence bir damla göz yaşı gamsız bir ömürden daha hayırlıdır.
Hay biye bir yaşam ...
Angarya bir anlayış ...
Gamsızların işi dünyada güzel olsa da öteler de zor gibi ...
Duyarlı, seviyeli, merhamet gözyaşlarının aktığı güzel bir yaşamı; herkese gönülden temenni ediyorum.
Anlamak istemeyen kendi bilir.
Lokman HAMiTOĞLU *