aglamak,
kimseye aldirmadan.
hickira hickira,
utanmadan.
ne varsa icinde zehirli,
akitmak.
ne varsa icinde seni acitan,
son vermek.
nefes almak derinlemesine
hickirmak icli icli.
kan kusmak,
gozlerinin kan canagina donmesi
nihayetinde bitirmek kaousu.
son vermek sonsuz gorunene.
sadece aglayarak...
bazen goz yaslarimiz, sandigimizdan daha cok anlam barindirir icinde. bir damla goz yasi cok sey anlatir insana. o son veda aninda, elini tutarken yanagindan usulca, utanarak suzulen goz yasinda...
çok az kaldı biliyorum. yine bir kriz gelecek. boğazına düğümlenen o acı ızdırap geri çevrilemez olduğunda gözlerin çağladığı durum. insan ağladıktan sonra yeşerir,rahatlar. sahte bir mutluluk gelir hatta bazen.
büyük rahatlama aktivitesidir. mesela kötü bi olaya ağlayamamış insan* atar da atar içine.. birikir birikir bi patlar. fena olur. ondan ağlayalım, ağlamayanın üstüne gidelim.
Cem Mumcunun Hassas Ruhlar Terazisi adlı kitabında sen şimdiye ağlamadıkça, gözyaşların hep geleceği sulayacak şeklinde değişik ve kaliteli bir dille vurgulanan içe dönüş biçimi.
kişinin kendini dışa vurumunun en gizemli örneğidir.gözyaşları damla damla düşerken ellerimize o anda dünyadan kopmuş ya geçmişi hatırlamış ya gelecekte ne olacağını düşündüğümüz anlardır.iyiliğimizle kötülüğümüzle,yalanlarımızla hatalarımızla,mutluluğumuzla kendimizi kendimize kabul ettirdiğimiz andır,değerlidir...
Ağlamak
Unutmak kadar kolaydır inan
Sevin ağlayabiliyorsan
Sevin ağlayorsan
Gül ağlayabiliyorum diye
Gül ağlayorum ağlayorum diye
Sana bir şey yapamam
Ağlayamıyorsan
aglamak bazen silahtır, hataları anlatır; bazen gucsuzluktur, intikam anlatır. Bazen de gucun ta kendisidir, karsıdakini aglatır; bazen hainliktir, insanları kandırır. Bazen ise hayatın ta kendisidir, ayakta kalmayı anlatır...
ağlamak güzeldir.
öyle gözden süzülüveren bir iki damla gibi değil ama..
her biri acın kadar ağır, her biri yüreğini yırtarmış gibi gelen, iyi-kötü tüm anılara, tüm pişmanlıklara dair o kalbini öldüren zehri dışarı akıtmak gibi, acını avucunda biriktirircesine dakikalarca, saatlerce ağlamak.. güzeldir..
pms dönemlerinde kadınların genelinde baş gösteren duygu seli * . tamda neotetis in yeniden hayat bulması ve atlantis in tamamen sulara gömülmesini sağlayan durumdur.
üzüntü ya da sevinç sonucu gözlerden yaş akması olayına denir. duygu sömürüsü vb. nedenlerle ağlıyormuş gibi yapmak isteyenlere soğan ya da sahte gözyaşı damlaları önerilir, güneşe de bakılabilir ama kör olma riskinden dolayı tavsiye edilmez.
nonstop, damlaya damlaya göl olacak kadar yapıldığında, kulaklar ve boğaz da tıkanır. nefes alamaz insan. çaresizliğin son noktasıdır. aralıksız ağlanır bazen, evet aralıksız. göz kapakları yara olmuştur. durdu sanılıp, yüz yıkamaya gidilir. durmamıştır, akması yavaşlamıştır sadece. aynada, gözlerin cam gibi parladığı, hala yaşlarla dolu olduğu görülür. daha fazla hıçkırılır. insanın içi çok acıyorsa eğer, günlerce tutmuştur ağlamasını. biliyordur ki, başlarsa durmayacak. durmaz. ta ki, beyniniz, vücudunuz yorgun düşüp, kısa bir uykuya dalana kadar.
normal insanlarin bu eylemi yaparken, alakasiz $eyleri yapmayacagi/yapamayacagi icin genelde yalniz bir kö$ede ruhundaki fazlaliklari bo$altmasidir, misal biri aglerken entry giremez, giererse eger aglamak burda entry girmenin bonusu olur.
bu gece ben de agladım istanbul
akıttım göz yaşlarımı ruhumdaki kırıklardan, senin mavi serinliklerine dogru...
"aglama" derdi bana hep, ama yapamadım istanbul
bilirsin tutamam kendimi ya ben
bu gece ben de agladım istanbul
pes ederken tüm yaşanmışlardan, sıgındım senin yanlızlıgına, çaresizligine...
taksimde yürürken tek başıma karıştım sana
ya da vapurda adalara dogru...
bu gece de agladım ben istanbul
ben batmışken bu kadar, sen çıkardın ya güneşini en tepelere
ben ne kadar soguksam, buz tutmuşsa kalbim üşümekten
sen bi o kadar sıcaktın ya bu gün
olmadı, yine tutamadım kendimi istanbul
bilirsin yapamam ya ben...
bak işte yine aglıyorum istanbul
beni de al içine diye belki
yanlızlıgıma ortak ol diye...
sahi alır mısın beni de istanbul?