Kalbiniz kırılmışsa, terk edilmişseniz, bir yakınınız vefat etmişse ne bileyim sizi üzecek kıracak hayatınıza renk katarken birden kaybolmuş her şey için ağlayın yoksa bu hayat denen orospu çocuğu sizin sadece çaresizlikten ağlamanıza izin veriyor. Ağlayın yapabiliyorken ağlayın.
bir nevi ruhun yıkanması temizlenmesi rahatlamasıdır. ağladıktan sonra rahatlamayan insan görmedim . sadece biraz baş ağrısı yapar o kadar. erkekler kadınlara göre daha çok ağlarmış istatistiklere göre. katılıyorum aslında ama bu belirleme nasıl ölçülmüş merak ettim. çünkü kadın sebepli sebepsiz ortalık yerde ağlaması yadırganmaz kadınlar duygusal varlıklardır. ama erkekler ağladığını çoğu zaman gerekmedikçe göstermez ulu orta yerde. erkekler ağlamaz yargısı var bir kere ve bir yerde delikanlılığa bok sürdürmeme durumu. ama rahatlama açısından kadını erkeği yok ağlamanın. rahatlatıyor kesinlikle.
önceden korktuğum ama şimdi duygularımı belli etmenin bir zayıflık olmadığını anladığım durum. ağlamak güçlü olmaktır, ağlamak dürüst olmaktır, ağlamak kendini ifade etme biçimidir,ağlamak gülmek kadar doğaldır.
son olaylardan sonra öfkeyle karşıladığım eylemdir. ağlamak ne ulan? cesaretin, gücün yok mu? sebebi ne olursa olsun, giden kişinin gittiği an itibari ile bitmesi gerekir. hoş, bu söylediğimi ben de beceremiyorum. gidenin bi, 50-60 kere gelip gitmesi, iyice sikip atması gerekiyor, fakat olsun, sikmişim gideni. giden değil kalan lazım.
saçma bir eylem. zeki bir ırk olan insan ırkı için kabul edilemez. bence ağlamak sadece dizi ve filmlerde öğretilen gerçek hayatta olmaması gereken saçma bir davranış. asi olduğumu ve öyle olmak gerektiğini iddia etmiyorum. sözüm her şey için ağlayanlara. insan yılda en fazla bir kere ağlaması kabul edile bilir. buda çok duygusalsa. başka türlü dizi ve film özentiliği saçmalık olur.
Dünyada çoğu millette ne yazık ki acizlikle, acı çekmekle özdeşleştirilmiştir. Hayır, ağlamak duyguların çok çok yoğun yaşandığı anlarda olur, bu sevinç de olabilir hüzün de, son derece insani bir durumdur. Her insanı ağlatacak durumlar ve eşikler farklıdır.
(samimiyetle) Ağladığınız an; yaşadığınızı en çok hissettiğiniz andır.
Bir anda tüm olasılıkların dostlarla geçirilmiş birkaç kahkahalı vakit sonrasında hücum edip sırtınızda karıncalanmasından kaynaklanan eylem.
Bir film repliğiyle devam edelim...
"insanlar neden ağlar? Neden duygular yoğun bir tempoya girip gözyaşını yaratır? Belki, belki duygular bedenin taşıyamayacağı kadar yoğunlaşıyor. Aklın ve duyguların çok güçleniyor ve bedenin ağlamaya başlıyor.”
gülmek kadar doğal bir eylemdir aslında. zıt anlamlar konusunda, ağlamayı neden bu kadar yadırgamaya çalışıyoruz anlamıyorum. mutlu , mutsuz diye ayırıyoruz. gülmek , ağlamak deyince , gülmeyi ayırıyoruz lakin; ağlamayı deyince bir duraksıyoruz. yeri ve zamanı var elbette. ama olması gereken an'larda bile kendimizi sıkıyoruz. özellikle erkek olarak , bok sürdürmeme olayına tabii tutularak. ulan demek ki ağlanacak bir şey var işte , bir şey olmuş ki; bırakında ağlayalım, gerekirse isyan edelim dozunda, çığrından çıkmak yerine, ağlamaya paylaşalım biraz da kendimizden paylaşacak bir şeyi.
15 yıllık tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki yalnız başınayken yapmak en iyisi böylece hem rahatça istediğin kadar ağlarsın hem de hatalıysam mesela rahatlıkla söylenebilirim kendime veya karşı taraf hatalıysa kendimi teselli edebilirim bazen filmle bazen müzikle bazen diziyle bazen kitapla bazen yalnız başına dolaşarak vb.