her halinden vitamin ve proteinden nasibini almadığı belli olan kısa boylu çelimsiz orta yaşlı bir adamcağız, kendi el arabasıyla pazardan alışveriş yapanların poşetlerini el evlerine götürmelerine yardım etmektedir.. emeğinin karşılığı da müşterinin insafına bağlı bir değerle ücretlendirilmektedir.. Malum adamcağız evine yakın bir mahalleden geçerken 6-7 yaşlarındaki oğluyla karşılaşır.. çocuk el arabasındaki kavunları babasının aldığını zanneder ve şahit olduğum ağlak diyalog gerçekleşir..
- aaaa baba kavun mu aldın..
- bizim değil olum o kavun elleme..
bırakın bir sözün ağlatmasını bir çocuğun yiyemeyeceği bir kavun için gösterdiği bir anlık özenme ifadesi insanı ağlatmalı.. Eve götürecek bir kavununu olan insan ise hep gülmelidir..